EMBRİYOLOJİ Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler
EMBRİYOLOJİ harflerini içeren 5 harfli 22 kelime bulunuyor. 5 harfli EMBRİYOLOJİ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Embriyoloji ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Embriyoloji olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
OBERJ17,
İLERİ
- Herhangi bir şeye göre daha ötede olan yer, geri karşıtı
-
Bir şeyin ulaşılacak yönü
Yolun ilerisi düz.
- Henüz gelmemiş zaman, gelecek, sonra
-
Önde bulunan
İleri karakol. İleri hat.
-
Doğrusundan daha çok gösteren (saat)
Saat beş dakika ileridir.
-
Benzerlerini geride bırakmış
İleri fikirler.
-
Öne doğru, ileri doğru
Masayı biraz ileri çekelim.
-
`Amaca doğru durmadan yürü` anlamında kullanılan bir seslenme sözü
Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz'dir. İleri! - Atatürk
- Temel duruşta ayak uçlarının gösterdiği yön
Ata Sözleri ve Deyimler
- ileri (veya ileriye) gitmek
- ileri almak
- ileri atılmak (veya çıkmak)
- ileri geçmek
- ileri gelmek
- ileri götürmek
- ilerisine gitmek
- ileri sürmek
- ileri varmak
- ileriyi görmek
Birleşik Kelimeler: ileri gelen, ileri geri, ileri görüş, ileri gözetleyici, ileri karakol, ileri teknoloji, ileri uç, ileri vites
RİMEL (Kelime Kökeni: Fransızca rimmel)
-
Kadınların kirpiklerini kıvırmak ve daha uzun göstermek için fırça ile sürdükleri yağlı sürme, maskara
Nihayet kirpiklerine de birer fırça rimel dokundurdu, onları da dikleştirdi. - Peyami Safa
REMİL (Kelime Kökeni: Arapça reml)
- Kumda birtakım çizgiler çizerek fala bakma
- Bu biçimde bakılan fal
Ata Sözleri ve Deyimler
- remil atmak (veya dökmek)
BİRLİ
- Bir parçadan oluşan, kendinde herhangi bir şeyden bir tane bulunan
- As (II)
Birleşik Kelimeler: on birli
BİLİR
-
`Anlar, sayar, yapar` anlamları ile adlarla birleşerek birleşik sıfat kuran bir söz
İyilikbilir.
Birleşik Kelimeler: bilirkişi, değerbilir, iyilikbilir, kadirbilir, tatbilir
BERİL (Kelime Kökeni: Fransızca béryl)
- Doğada altıgen billurlar durumunda bulunan, saydam, çoğu yeşil renkli berilyum ve alüminyum silikat
LİBRE (Kelime Kökeni: İtalyanca libbra)
- Yarım kilogramlık bir ağırlık ölçü birimi
YERLİ
-
Taşınamayan, başka yere götürülemeyen
Yerli dolap. Yerli sedir.
-
Yurt içinde yapılan veya bir yurdun kendine özgü niteliklerini taşıyan
Yerli halıları gördüm, koyu sıcak kırmızılarla diri maviler ağır basıyordu. - Bedri Rahmi Eyuboğlu
-
Belli bir bölgede yetişen, otokton
Yerli muz. Yerli meyve.
- Bir yerin ilk sakini olan, otokton
-
Oturduğu bölgede doğup büyüyen, ataları da orada yaşamış olan
Daha önceki gidişinde kendini yerli halka sevdirmişti. - Eflâtun Cem Güney
- Amerika, Avustralya ve Afrika'nın uygarlıktan uzak, ilkel biçimde yaşayan kimi halklarına verilen ad
Birleşik Kelimeler: yerli dolap, yerli malı, yerli yerinde, yerli yerine, yerli yersiz, baba yerli
BİRİM
- Bir kümenin her elemanı
- Bir çokluğu oluşturan varlıkların her biri, ünite
-
Bir niceliği ölçmek için kendi cinsinden örnek seçilen değişmez parça, vahit
Uzunluk ölçüsü birimi metredir.
- Herhangi bir kuruluştaki alt bölümlerden her biri
- Dilin, oluşturduğu yapı içinde, belli bir düzlemde yer alan öbür ögelerle kurduğu bağıntılarla tanımlanan ayrı nitelikli öge, ünite
Birleşik Kelimeler: birimkare, birimküp, birim tüketimi, birimler bölüğü, son birim, biçim birimi, leksik birimi, nazım birimi, para birimi, ses birimi, sözlük birimi, zaman birimi
BİLME
-
Bilmek işi
Bir cemiyetin ilerlemesi, neyin ehemmiyetli olduğunu bilmeye bağlıdır. - Mehmet Kaplan
- Bir şeyin ne olduğunun bilincine varma
- Bilgi edinmenin gaye ve sonucu
BİLİM
-
Evrenin veya olayların bir bölümünü konu olarak seçen, deneye dayanan yöntemler ve gerçeklikten yararlanarak sonuç çıkarmaya çalışan düzenli bilgi, ilim
Benim sizden istediğim Türkçe yardım, bazı eski yazılı bilim ve tarih gibi ciddi eserleri bana okumanızdır. - Halide Edip Adıvar
- Genel geçerlik ve kesinlik nitelikleri gösteren yöntemli ve dizgesel bilgi
- Belli bir konuyu bilme isteğinden yola çıkan, belli bir amaca yönelen bir bilgi edinme ve yöntemli araştırma süreci
Birleşik Kelimeler: bilim adamı, bilim dışı, bilim insanı, bilim kadını, bilim kuramı, bilim kurgu, ana bilim dalı, popüler bilim, sosyal bilim, toplumsal bilim, ad bilimi, ağaç bilimi, ahlak bilimi, akıntı bilimi, ana deniz bilimi, anestezi bilimi, anlam bilimi, anlatım bilimi, art zamanlı dil bilimi, asalak bilimi, bağışıklık bilimi, balık bilimi, bayrak bilimi, belirti bilimi, biçem bilimi, biçim bilimi, bitki bilimi, böcek bilimi, budun bilimi, buzul bilimi, cinsellik bilimi, cinslik bilimi, çocuk bilimi, dağ bilimi, deniz bilimi, deprem bilimi, devim bilimi, dil bilimi, dirim bilimi, diyabet bilimi, Doğu bilimi, doku bilimi, edebiyat bilimi, edim bilimi, eğitim bilimi, erek bilimi, etik bilimi, evren bilimi, fen bilimi, gelecek bilimi, gök bilimi, göl bilimi, görüngü bilimi, gösterge bilimi, göz bilimi, göze bilimi, güdüm bilimi, halk bilimi, hayvan bilimi, hücre bilimi, ırk bilimi, ışın bilimi, iç salgı bilimi, ilaç bilimi, iklim bilimi, im bilimi, insan bilimi, iş bilimi, kabuk bilimi, kalıtım bilimi, kan bilimi, kanser bilimi, kazı bilimi, kemik bilimi, kıkırdak bilimi, kitaplık bilimi, köken bilimi, kurgu bilimi, kurt bilimi, kuş bilimi, lehçe bilimi, liken bilimi, maden bilimi, mağara bilimi, mantar bilimi, metal bilimi, mineral bilimi, müzik bilimi, neden bilimi, nüfus bilimi, odun bilimi, olay bilimi, ödev bilimi, ölçü bilimi, renk bilimi, ruh bilimi, sağlık bilimi, sayım bilimi, sebep bilimi, ses bilimi, sıtma bilimi, sindirim bilimi, sinir bilimi, siyaset bilimi, sözcük bilimi, su bilimi, suç bilimi, sürtünme bilimi, tanrı bilimi, taş bilimi, taşıl bilimi, terim bilimi, toplum bilimi, toprak bilimi, tortul bilimi, töre bilimi, Türklük bilimi, uygulayım bilimi, uzay bilimi, varlık bilimi, yanardağ bilimi, yankı bilimi, yapı bilimi, yaşlılık bilimi, yazı bilimi, yazın bilimi, yazıt bilimi, yer adı bilimi, yer bilimi, yıldız bilimi, yöntem bilimi, yüzey bilimi, zaman bilimi, pozitif bilimler, sağın bilimler, sosyal bilimler, temel bilimler, uygulamalı bilimler, çevre bilimleri, doğa bilimleri, fen bilimleri, sağlık bilimleri, tabiat bilimleri, yaşam bilimleri
MEYİL (Kelime Kökeni: Arapça meyl)
-
Eğiklik, eğim, akıntı
Fazılpaşa Yokuşu'nda akşam olurken, tatlı bir meyille denize uzanan kırmızı damların üzeri kararır. - Halide Edip Adıvar
- Eğilim
-
İlgi, gönül verme
Beni görüp yönün öte döndürme / Yine gitmez meylim sendedir sende - Pir Sultan Abdal
Ata Sözleri ve Deyimler
- meyil vermek
- meyli olmak
Birleşik Kelimeler: meyletmek, meylettirmek
YİRMİ
- On dokuzdan sonra gelen sayının adı
- Bu sayıyı gösteren 20 ve XX rakamlarının adı
-
İki kere on, on dokuzdan bir artık
En az yirmi şiiri ezberimdeydi. - Necati Cumalı
Birleşik Kelimeler: yirmi beşlik, yirmi binlik, yirmibir, yirmi milyonluk, yirmi yaş dişi
BİYEL (Kelime Kökeni: Fransızca bielle)
- Makinelerde, bir ucu pistona, öbür ucu volanı çeviren kaldıraca geçirilmiş, pistonun doğrusal hareketini krankta dairesel harekete çeviren, hareketli kol
BİREY
-
Kendine özgü nitelikleri yitirmeden bölünemeyen tek varlık, fert
Matbaanın bulunması, sanat ve kültür olaylarından tüm bireylerin nasiplenmesi yolunu açtı. - Aydın Boysan
- Doğa bilgisinde türü oluşturan tek varlıklardan her biri
- Bir türün kapsamı içine giren somut varlık
- İnsan topluluklarını oluşturan, insanların benzer yanlarını kendinde taşımakla birlikte, kendine özgü ayırıcı özellikleri de bulunan tek can, fert
- Toplumları oluşturan ve düşünsel, duygusal, iradeyle ilgili nitelikleri toplum içinde belirlenen insanların her biri, fert
Birleşik Kelimeler: birey oluş, bireyüstü