EMBRİYOLOG Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

EMBRİYOLOG harflerini içeren 5 harfli 21 kelime bulunuyor. 5 harfli EMBRİYOLOG kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

GİYME12, BİLGE11, BELGİ11, YERGİ11, GORİL10, GİRME10, GERİM10, BİYEL9, BİREY9, BİLYE9, BEMOL9, GELİR9, LİMBO9, MOBİL9, BİLME8, MEYİL8, BERİL7, LİBRE7, YERLİ7, RİMEL6, REMİL6

RİMEL (Kelime Kökeni: Fransızca rimmel)

[isim]

  • Kadınların kirpiklerini kıvırmak ve daha uzun göstermek için fırça ile sürdükleri yağlı sürme, maskara

    Nihayet kirpiklerine de birer fırça rimel dokundurdu, onları da dikleştirdi. - Peyami Safa

REMİL (Kelime Kökeni: Arapça reml)

[isim]

[eskimiş]

  • Kumda birtakım çizgiler çizerek fala bakma
  • Bu biçimde bakılan fal

Ata Sözleri ve Deyimler

  • remil atmak (veya dökmek)

BERİL (Kelime Kökeni: Fransızca béryl)

[isim]

[mineraloji]

  • Doğada altıgen billurlar durumunda bulunan, saydam, çoğu yeşil renkli berilyum ve alüminyum silikat

LİBRE (Kelime Kökeni: İtalyanca libbra)

[isim]

[eskimiş]

  • Yarım kilogramlık bir ağırlık ölçü birimi

YERLİ

[sıfat]

  • Taşınamayan, başka yere götürülemeyen

    Yerli dolap. Yerli sedir.

  • Yurt içinde yapılan veya bir yurdun kendine özgü niteliklerini taşıyan

    Yerli halıları gördüm, koyu sıcak kırmızılarla diri maviler ağır basıyordu. - Bedri Rahmi Eyuboğlu

  • Belli bir bölgede yetişen, otokton

    Yerli muz. Yerli meyve.

  • Bir yerin ilk sakini olan, otokton
  • Oturduğu bölgede doğup büyüyen, ataları da orada yaşamış olan

    Daha önceki gidişinde kendini yerli halka sevdirmişti. - Eflâtun Cem Güney

  • Amerika, Avustralya ve Afrika'nın uygarlıktan uzak, ilkel biçimde yaşayan kimi halklarına verilen ad

Birleşik Kelimeler: yerli dolap, yerli malı, yerli yerinde, yerli yerine, yerli yersiz, baba yerli

BİLME

[isim]

  • Bilmek işi

    Bir cemiyetin ilerlemesi, neyin ehemmiyetli olduğunu bilmeye bağlıdır. - Mehmet Kaplan

[felsefe]

  • Bir şeyin ne olduğunun bilincine varma

[felsefe]

  • Bilgi edinmenin gaye ve sonucu

MEYİL (Kelime Kökeni: Arapça meyl)

[isim]

  • Eğiklik, eğim, akıntı

    Fazılpaşa Yokuşu'nda akşam olurken, tatlı bir meyille denize uzanan kırmızı damların üzeri kararır. - Halide Edip Adıvar

  • Eğilim

[mecaz]

  • İlgi, gönül verme

    Beni görüp yönün öte döndürme / Yine gitmez meylim sendedir sende - Pir Sultan Abdal

Ata Sözleri ve Deyimler

  • meyil vermek
  • meyli olmak

Birleşik Kelimeler: meyletmek, meylettirmek

BİYEL (Kelime Kökeni: Fransızca bielle)

[isim]

  • Makinelerde, bir ucu pistona, öbür ucu volanı çeviren kaldıraca geçirilmiş, pistonun doğrusal hareketini krankta dairesel harekete çeviren, hareketli kol

BİREY

[isim]

  • Kendine özgü nitelikleri yitirmeden bölünemeyen tek varlık, fert

    Matbaanın bulunması, sanat ve kültür olaylarından tüm bireylerin nasiplenmesi yolunu açtı. - Aydın Boysan

  • Doğa bilgisinde türü oluşturan tek varlıklardan her biri

[mantık]

  • Bir türün kapsamı içine giren somut varlık

[ruh bilimi]

  • İnsan topluluklarını oluşturan, insanların benzer yanlarını kendinde taşımakla birlikte, kendine özgü ayırıcı özellikleri de bulunan tek can, fert

[toplum bilimi]

  • Toplumları oluşturan ve düşünsel, duygusal, iradeyle ilgili nitelikleri toplum içinde belirlenen insanların her biri, fert

Birleşik Kelimeler: birey oluş, bireyüstü

BİLYE (Kelime Kökeni: İtalyanca biglia)

[isim]

  • Çocukların oynamak için kullandığı taş, maden, toprak, cam vb.nden yapılmış küçük yuvarlak nesne, misket, cıncık, zıpzıp
  • Motorlu taşıtlarda dönme veya sürtünme etkilerini azaltmak, aşınmayı ve enerji yitimini önlemek için göbeklerdeki yataklara yerleştirilen, çoğunlukla çelikten, küçük yuvarlak

BEMOL (Kelime Kökeni: Fransızca bémol)

[isim]

[müzik]

  • Bir sesin yarım ton kalınlaştırılacağını gösteren nota işareti
  • Böylece kalınlaştırılmış ses

    Si bemol.

GELİR

[isim]

  • Bir kimseye veya topluluğa belli zamanlarda, belli yerlerden gelen para, varidat

    Saklanan bir gelir vardı ki aç, çıplak kalmıyorlardı. - Mahmut Yesari

  • Bir ekonomik birimin belli bir süre içinde kazandırdığı aylık, kira vb. getiri, varidat, irat

Birleşik Kelimeler: gelir dağılımı, gelir düzeyi, gelir kaynağı, gelir ortaklığı, gelir vergisi, millî gelir, ulusal gelir, dar gelirli

LİMBO (Kelime Kökeni: İtalyanca limbo)

[isim]

[denizcilik]

  • Irmaklarda, sığ sularda yük taşıyan bir tekne türü
  • Bir ticaret gemisinin içindeki yükü, bordasına yanaşan başka bir gemiye aktarma işlemi

MOBİL (Kelime Kökeni: Fransızca mobile)

[sıfat]

  • Hareketli, taşınabilir

[isim]

  • Parçalar hâlinde yapılmış olup hava hareketleriyle kımıldayan heykel

Birleşik Kelimeler: mobil telefon

GORİL (Kelime Kökeni: Fransızca gorille)

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Afrika'nın Ekvator bölgesinde ormanlarda yaşayan, iri ve güçlü bir tür maymun (Gorilla gorilla)

    Avrupalılar, medeni bir adamı kazıyacak olursanız altında gorili bulursunuz, derler. - Hüseyin Cahit Yalçın

[mecaz]

  • Koruyucu