ELEKTROMIKNATIS Harflerini İçeren 8 Harfli Kelimeler

ELEKTROMIKNATIS harflerini içeren 8 harfli 61 kelime bulunuyor. 8 harfli ELEKTROMIKNATIS kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

ISIRTMAK12, KISALTIM12, KISILMAK12, KISINMAK12, KISTIRMA12, MIKNATIS12, SIKMALIK12, SIKTIRMA12, SIKINMAK12, SIKILMAK12, SIRITMAK12, SITMALIK12, SATIMLIK12, TIKSIRMA12, TATLIMSI12, KIRITMAK11, KIRKILMA11, KIRMALIK11, KIRILMAK11, KILINMAK11, KIRINMAK11, KATIMLIK11, MANTIKLI11, MERLANOS11, ORMANLIK11, ORANTILI11, ROMANESK11, RASTIKLI11, SIRITKAN11, SANIKLIK11, SARKINTI11, TIKILMAK11, TIKINMAK11, TIRNAKSI11, TANIMLIK11, TARTIMLI11, AKSETMEK10, KOKARTLI10, KONTEKST10, KONTRAST10, KIRITKAN10, KILKIRAN10, KIRATLIK10, KESATLIK10, KASTETME10, KATIRLIK10, NATIRLIK10, ORTAKLIK10, REESKONT10, TIRNAKLI10, TOLERANS10, TANRILIK10, TANIKLIK10, ELEKTRON9, ELEKTROT9, KENARLIK9, KATETMEK9, KARTOTEK9, KATLETME9, NAKLETME9, TELEKART8

TELEKART (Kelime Kökeni: Fransızca télé + carte)

[isim]

  • Telefon etmek için kullanılan kart

ELEKTRON (Kelime Kökeni: Fransızca électron)

[isim]

[fizik]

  • Bütün atomlarda bulunan negatif yüke sahip temel parçacık, pozitron karşıtı

Birleşik Kelimeler: elektron akışı, elektron demeti, elektron gazı, elektron lambası, elektron mikroskobu, serbest elektron

ELEKTROT (Kelime Kökeni: Fransızca électrode)

[isim]

[fizik]

  • Bir elektrolitin içine daldırılan, artısına anot, eksisine katot denilen iki iletken çubuktan her biri

Birleşik Kelimeler: elektrot reaksiyonu, referans elektrot, tersinir elektrot

KENARLIK

[isim]

  • Kenar bölümünü oluşturan şey

    Balkon kenarlığı. Tablo kenarlığı.

KATETMEK (Kelime Kökeni: Arapça ḳaṭʿ + Türkçe etmek)

[-i]

[eskimiş]

  • Kesmek, bölmek
  • Bir yeri aşarak geçmek, yol almak

    Yolumuz bir dereyi katedecekti. - Aka Gündüz

KARTOTEK (Kelime Kökeni: Fransızca cartothèque)

[isim]

  • Kartlar üstüne işlenmiş bilgilerin düzenli bir dizgeye göre derlenmesi
  • Bu biçimde derlenmiş kartların saklandığı kutu, dolap vb., kartoteks

KATLETME

[isim]

  • Katletmek işi

NAKLETME

[isim]

  • Nakletmek işi

AKSETMEK (Kelime Kökeni: Arapça ʿaks + Türkçe etmek)

[-den]

  • Ses bir yere çarpıp geri dönmek, yankılanmak, yankı vermek

    Aksetti uyanmış tepelerden sırasıyla / Dağ dağ o güzel ses bütün etrafı gezindi - Yahya Kemal Beyatlı

[-e]

[-den]

  • Bir ışık veya bir şekil düz ve parlak bir yüzeye çarpıp orada aynen görünmek, yansımak

    Ve aynaya akseden alın kırışığında / Ölümü hatırlarız solgun mum ışığında - Halit Fahri Ozansoy

  • Evirmek, tersine çevirmek

[-e]

[mecaz]

  • Ulaşmak, yayılmak, duyulmak

    Zaptiye ve hafiye vakalarına dair havadisler bize, âdeta, efsaneleşmiş olarak aksetmez miydi? - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

KOKARTLI

[sıfat]

  • Kokart takmış olan (kimse)

KONTEKST (Kelime Kökeni: Fransızca contexte)

[isim]

[dil bilimi]

  • Bağlam
  • Olaylar, durumlar, ilişkiler örgüsü, bütünlük, bağlam

    Her yapının hem görüntüsel hem manevi bir bütünlüğü vardır. Kişiliği ancak bu kontekst içinde vurgulanır. - Haldun Taner

[dil bilgisi]

  • Çevre

KONTRAST (Kelime Kökeni: Fransızca contraste)

[sıfat]

  • Karşıt

[isim]

  • Karşıtlık

KIRITKAN

[sıfat]

  • Her zaman kırıtan

KILKIRAN

[isim]

[tıp]

  • Saçkıran

KIRATLIK

[sıfat]

  • Herhangi bir kırat değerinde olan (taş)

    On kıratlık pırlanta.

[mecaz]

  • Herhangi bir nitelikte, değerde olan