Elek ile Başlayan Kelimeler

ELEK ile başlayan 46 kelime bulunuyor. Başında ELEK olan kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Elek kelimesinin anlamı nedir? Elek ile biten kelimeler. İçinde elek olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

15 Harfli Kelimeler

ELEKTROBİYOLOJİ31, ELEKTRİFİKASYON25, ELEKTROMIKNATIS20, ELEKTROMANYETİK19, ELEKTRONİKÇİLİK19

14 Harfli Kelimeler

ELEKTROPOZİTİF29, ELEKTRONEGATİF25, ELEKTRODİYALİZ22, ELEKTRODİNAMİK18, ELEKTRİKSİZLİK18, ELEKTROMEKANİK16, ELEKTRİKLENMEK15

13 Harfli Kelimeler

ELEKTRİKÇİLİK16, ELEKTROSTATİK15, ELEKTRİKLEMEK14, ELEKTRİKLENME14, ELEKTROTEKNİK14

12 Harfli Kelimeler

ELEKTROGİTAR17, ELEKTROMOBİL17, ELEKTROKİMYA16, ELEKTROMOTOR16, ELEKTRONİKÇİ16, ELEKTROMETRE14, ELEKTRİKLEME13

11 Harfli Kelimeler

ELEKTROSKOP18, ELEKTRİKSİZ15

10 Harfli Kelimeler

ELEKTROJEN20, ELEKTROFON18, ELEKTROFİL17, ELEKTROSAZ15, ELEKTROŞOK15, ELEKTROLİZ14, ELEKTRİKÇİ13, ELEKTROLİT11, ELEKTRONİK11, ELEKTRİKLİ10

9 Harfli Kelimeler

ELEKÇİLİK12, ELEKLEMEK10

8 Harfli Kelimeler

ELEKLEME9, ELEKTRON9, ELEKTROT9, ELEKTRİK8

7 Harfli Kelimeler

ELEKTRO8, ELEKLİK7

6 Harfli Kelimeler

ELEKÇİ9

4 Harfli Kelimeler

ELEK4

ELEK

[isim]

  • Taneli veya un gibi toz durumunda olan şeyleri yabancı maddelerden ayıklamak veya incesini kabasından ayırmak için kullanılan, tahta bir kasnak ve tek tarafa gerilmiş, gözenekli tel, kıl, bez vb.nden oluşan araç

    Evden bir elek getirilecek, eleğin kenarına bir sopa konup kaldırılacak. - Sait Faik Abasıyanık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • elekten geçirmek

Birleşik Kelimeler: norton eleği

ELEKLİK

[isim]

  • Keçi kılından veya at yelesinden yapılmış iplikle dokunan ve sanayide bazı sıvıları süzmekte kullanılan özel dokuma türü

ELEKTRİK (Kelime Kökeni: Fransızca électrique)

[isim]

[fizik]

  • Maddenin elektron, pozitron, proton vb. parçacıklarının hareketleriyle ortaya çıkan enerji türü
  • Bu enerjinin gündelik hayatta kullanılan biçimi
  • Bu enerjiden elde edilen aydınlanma
  • Fiziğin, bu enerji ile oluşan olaylarını inceleyen kolu

[mecaz]

  • Çarpıcılık, cazibe, canlılık

    Ufak tefek ama şimdiden elektriği öbürkülerden başka, yırtıkça bir kız var içlerinde. - Haldun Taner

Ata Sözleri ve Deyimler

  • elektriği kesmek
  • elektriği yakmak
  • elektrik almak
  • elektrik vermek

Birleşik Kelimeler: elektrik anahtarı, elektrik çarpması, elektrik dinamosu, elektrik direği, elektrik düğmesi, elektrik fabrikası, elektrik feneri, elektrik fırını, elektrik fincanı, elektrik kaçağı, elektrik kaynağı, elektrik ocağı, elektrik saati, elektrik santrali, elektrik sayacı, elektrik süpürgesi, elektrik teli, elektrik üreteci, elektrik yayı, elektrik zili, durağan elektrik, pozitif elektrik

ELEKTRO

[isim]

  • Elektrokardiyografi

ELEKLEME

[isim]

  • Eleklemek işi

ELEKTRON (Kelime Kökeni: Fransızca électron)

[isim]

[fizik]

  • Bütün atomlarda bulunan negatif yüke sahip temel parçacık, pozitron karşıtı

Birleşik Kelimeler: elektron akışı, elektron demeti, elektron gazı, elektron lambası, elektron mikroskobu, serbest elektron

ELEKTROT (Kelime Kökeni: Fransızca électrode)

[isim]

[fizik]

  • Bir elektrolitin içine daldırılan, artısına anot, eksisine katot denilen iki iletken çubuktan her biri

Birleşik Kelimeler: elektrot reaksiyonu, referans elektrot, tersinir elektrot

ELEKÇİ

[isim]

  • Elek yapan veya satan kimse

ELEKTRİKLİ

[sıfat]

  • Elektriği olan, elektrik enerjisiyle yüklü olan, elektrikle işleyen

    Bir sinemanın elektrikli ilanı yanıp sönüyordu. - Cahit Uçuk

[mecaz]

  • Sinirli ve gergin bir duruma gelmiş olan

    Elektrikli bir ortam.

Birleşik Kelimeler: elektrikli basaç, elektrikli daktilo, elektrikli ısıtıcı, elektrikli sandalye, elektrikli süpürge, elektrikli tren, elektrikli zil

ELEKLEMEK

[-i]

  • Elekten geçirmek

ELEKTROLİT (Kelime Kökeni: Fransızca électrolyte)

[isim]

[fizik]

  • Elektroliz işlemiyle çözülen madde

[kimya]

[fizik]

  • Bir elektrolitten akım geçirildiğinde elektrotlarda meydana gelen kimyasal değişme

[biyoloji]

  • Hücre içi ve dışı sıvısındaki sodyum, potasyum vb. madensel iyonlar

Birleşik Kelimeler: elektrolit dengesi

ELEKTRONİK (Kelime Kökeni: Fransızca électronique)

[isim]

  • Serbest elektronların etkisiyle oluşan olayları inceleyen bilim dalı

    İnsanlar Ay'a gitti. Elektronik, teknik aldı yürüdü. - Haldun Taner

[sıfat]

[fizik]

  • Elektron temeline dayanan, elektronla ilgili

Birleşik Kelimeler: elektronik beyin, elektronik çalgılar, elektronik imza, elektronik müzik, elektronik posta, elektronik saat, elektronik sazlar

ELEKÇİLİK

[isim]

  • Elekçinin yaptığı iş

ELEKTRİKLEME

[isim]

  • Elektriklemek işi

ELEKTRİKÇİ

[isim]

  • Elektrik işleri yapan usta

    Meğer bu mütekait zat, hapishanenin elektrikçisiymiş. - Necip Fazıl Kısakürek