EKSİLTİLMEK Harflerini İçeren 7 Harfli Kelimeler

EKSİLTİLMEK harflerini içeren 7 harfli 44 kelime bulunuyor. 7 harfli EKSİLTİLMEK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

ESKİTME9, ESKİMEK9, EKSİLME9, EKMEKSİ9, İSLEMEK9, İSKEMLE9, İSMETLİ9, İSTEMLİ9, İSTEMEK9, KEMİKSİ9, KESİLME9, MESLEKİ9, SİTEMLİ9, SİLKMEK9, SEMİTİK9, SEKİTME9, TEMSİLİ9, ESKİLİK8, ETKİMEK8, EKİLMEK8, EKSİKLİ8, EKLESİL8, EKLEMLİ8, EKSİLTİ8, İSKELET8, İSTEKLİ8, İTİLMEK8, İKİLEME8, İLKESEL8, İLETMEK8, KİLLEME8, KEMİKLİ8, KESEKLİ8, KESİKLİ8, METELİK8, METİLİK8, SEKİLİK8, TESELLİ8, TEMELLİ8, ETEKLİK7, ELTİLİK7, EKTİLİK7, ELEKLİK7, ELİTLİK7

ETEKLİK

[isim]

  • Etek

    O irmik kokulu neftî bluzuyla vanilya kokulu gri etekliğini giyerdi. - Sait Faik Abasıyanık

  • Bir şeyin aşağıya doğru uzanan yüzü

    Davlumbazın etekliği.

[sıfat]

  • Etek yapmaya elverişli (kumaş)

ELTİLİK

[isim]

  • Elti olma durumu

EKTİLİK

[isim]

  • Ekti olma durumu

ELEKLİK

[isim]

  • Keçi kılından veya at yelesinden yapılmış iplikle dokunan ve sanayide bazı sıvıları süzmekte kullanılan özel dokuma türü

ELİTLİK

[isim]

  • Elit olma durumu

ESKİLİK

[isim]

  • Eski olma durumu, antikite

    Öyle bir yaştaydık ki eskiliğin oluşturduğu eksikler nedir, bilmiyorduk. - Ayla Kutlu

ETKİMEK

[-e]

[kimya]

  • Etkide bulunmak, tesir etmek

    Sanatçının baskı altında bulunuşu, yapıtına da etkir. - Selim İleri

EKİLMEK

[nesnesiz]

  • Ekme işi yapılmak

    Tarlaya mısır ekildi.

EKSİKLİ

[sıfat]

  • Kendisine bir şey gerekli olan, muhtaç

[isim]

[halk ağzında]

  • Kadın

EKLESİL

[isim]

  • Üniversitelerde öğrencilerin ders seçme veya bırakma işlemi

EKLEMLİ

[sıfat]

  • Eklemi olan

EKSİLTİ

[isim]

[dil bilimi]

  • Anlatımda kolaylık sağlamak üzere bir kelimedeki eklerin veya bir cümledeki kelimelerin azaltılarak kullanılması olayı, elips

İSKELET (Kelime Kökeni: Fransızca squelette)

[isim]

  • İnsan ve hayvan bedeninin kemik çatısı, teşrih

    Çenesinin, başının bütün iskeleti peksimeti çiğnedikçe daha açık olarak meydana çıkıyordu. - Halide Edip Adıvar

  • Yumuşak bölümleri dökülmüş, ölü bir vücudun kemiklerinin bütünü

[mecaz]

  • Bir şeyi oluşturan temel çatı

    Yanımızdaki genç, yolun ötesinde bir bina iskeleti gösterdi. - Falih Rıfkı Atay

[mecaz]

  • Bir eserin genel planı

    Bir romanın iskeleti.

[sıfat]

[mecaz]

  • Çok zayıf

[sıfat]

[mecaz]

  • Kuru, çıplak

    Yürüdük, yürüdük, yaprakları düşmüş iskelet bir ormanın içine geldik. - Ömer Seyfettin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • iskelete dönmek
  • iskelet gibi
  • iskeleti çıkmak

Birleşik Kelimeler: iskelet mobilya, gemi iskeleti

İSTEKLİ

[sıfat]

  • Bir şeye karşı isteği olan

    Neden olmasın, çok istekli bir çocuk. Üstelik genç ve dinamik. - Ahmet Ümit

İTİLMEK

[-e]

  • İtme işi yapılmak

    Aniden hızla itildi kapı, şöyle bir sarsıldı çıngırak. - Elif Şafak