Ekmek ile Biten Kelimeler

EKMEK ile biten 4 kelime bulunuyor. Sonu EKMEK olan kelime listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Ekmek kelimesinin anlamı nedir? Ekmek ile başlayan kelimeler. İçinde ekmek olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

8 Harfli Kelimeler

GEREKMEK13

6 Harfli Kelimeler

ÇEKMEK10, SEKMEK8

5 Harfli Kelimeler

EKMEK6

EKMEK

[isim]

  • Tahıl unundan yapılmış hamurun fırında, sacda veya tandırda pişirilmesiyle yapılan yiyecek, nan, nanıaziz

    Odayı, tatlı, sıcak bir kızarmış ekmek kokusu bürümüş. - Yusuf Ziya Ortaç

[mecaz]

  • İnsanı geçindirecek iş, kazanç

    Biz iyi kötü tiyatroya bağlamışız ekmeğimizi. - Necati Cumalı

[halk ağzında]

  • Yemek, aş

    Ekmeği bizde yiyelim mi? Allah ne verdiyse. - Tarık Buğra

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ekmeği ekmekçiye ver, bir ekmek de üste ver
  • ekmeğin büyüğü, hamurun çoğundan olur
  • ekmeğinden etmek
  • ekmeğinden olmak
  • ekmeğine göz koymak (veya dikmek)
  • ekmeğine yağ sürmek
  • ekmeğini çıkarmak
  • ekmeğini eline almak
  • ekmeğini kana doğramak
  • ekmeğini kazanmak
  • ekmeğini taştan çıkarmak
  • ekmeğini yemek
  • ekmeğiyle oynamak
  • ekmek aslanın ağzında
  • ekmek çarpsın!
  • ekmek elden su gölden
  • ekmek istemez su istemez
  • ekmekle oynayanın ekmeğiyle oynanır
  • ekmek öpmek
  • ekmekten kaşık olur ama her yoğurdun hakkına değil

Birleşik Kelimeler: ekmek ağacı, ekmek ayvası, ekmek dolması, ekmek düşmanı, ekmek kadayıfı, ekmek kapısı, ekmek kavgası, ekmek kaygısı, ekmek kırıntısı, ekmek küfü, ekmek mayası, ekmek parası, ekmek tahtası, ekmek tatlısı, ekmek ufağı, ekmeği dizinde, etli ekmek, kuru ekmek, soğan ekmek, tahinli ekmek, tam ekmek, taş ekmek, tuz ekmek düşmanı, tuz ekmek hakkı, vişneli ekmek, zengin ekmek, arpa ekmeği, çarşı ekmeği, çavdar ekmeği, dürüm ekmeği, er ekmeği, ev ekmeği, glüten ekmeği, halk ekmeği, köy ekmeği, kuşekmeği, mısır ekmeği, sac ekmeği, tandır ekmeği, tava ekmeği, tost ekmeği, yufka ekmeği

[-i]

  • Bir bitkiyi üretmek için toprağa tohum atmak veya gömmek
  • Toprağı ekip biçmek için kullanmak

    Ancak senede otuz dönüm ekebiliyor. - Memduh Şevket Esendal

[-e]

  • Serpmek

    Yemeğe biber ekmek.

[mecaz]

  • Bir şeyin başlamasına yol açacak sebepleri hazırlamak

    Fesat tohumları ekenler kötü insanlardır.

[argo]

  • Birini uydurma bir sebeple bırakıp gitmek, savuşmak, atlatmak

    Lale ile Günnur kendilerini ektiğim için müthiş içerlemişler. - Haldun Taner

[argo]

  • Parayı boşuna harcamak, ziyan etmek

[argo]

  • Yarışta geçmek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • eken biçer, konan göçer
  • ekip biçmek
  • ekmeden biçilmez
  • ekmediği yerden biter
  • ek tohumun hasını, çekme yiyecek yasını

SEKMEK

[nesnesiz]

  • Tek veya iki ayak üzerinde sıçramak

    Evden yola, yoldan eve varabilmek için evvelce yerleştirilmiş iri kayalar üzerinde sekmek gerekirdi. - Haldun Taner

  • Tek veya iki ayak üzerinde sıçrayarak ilerlemek
  • Atılan bir nesne bir yere dokunduktan sonra sıçrayarak gitmek

    Taş seke seke gözden kayboldu.

  • Bir yere, bir cisme çarparak yön değiştirmek

    Mermi sekti.

  • Aralık vermek

    Hastanın ateşi bir gün bile sekmedi.

Birleşik Kelimeler: kargasekmez

ÇEKMEK

[-e]

[-i]

  • Bir şeyi tutup kendine veya başka bir yöne doğru yürütmek

    Hepsi iskemleleri çekerek masanın etrafında bir halka yapmaya hazırlanıyorlardı. - Reşat Nuri Güntekin

  • Taşıtı bir yere bırakmak, koymak
  • Germek

    İpi çekmek.

  • İçine almak, emmek
  • Bir yerden başka bir yere taşımak

    Ekini tarladan çekmek.

  • Bir amaçla ortadan kaldırmak

    Piyasadaki parayı çekmek.

  • Üzerinde bulunan bir silahla saldırmak için davranmak

    Elindeki tabancayı tetiğine basmak için yeni çekivermiş gibiydi. - Tarık Buğra

  • Atmak, vurmak

    Dayak çekmek. Şut çekmek.

  • Bir kimseyi veya bir şeyi geri almak
  • Güç durumlara dayanmak, katlanmak

    Yalnız bende meçhul bir hastalık vardı. Sekiz yaşından beri çekiyordum. - Peyami Safa

  • Tartıda ağırlığı olmak

    Tartsaydınız kırk, kırk beş kilodan fazla çekmezdi. - Peyami Safa

  • Döşemek

    Kablo çekmek.

  • Herhangi bir engel kurmak

    Derenin kış yaz kurumayan suları böğürtlen fidanlarını yükseltmiş, iki tarafa yemiş dolu bir koyu çit çekmiş. - Refik Halit Karay

  • Şans denemek amacıyla hazırlanmış kâğıtlardan birini almak

    Birisi niyet çeksin de biz de bir lokma bir şey yiyelim diye bekleşiyorlar. - Sait Faik Abasıyanık

  • İmbik yardımı ile elde etmek

    İspirto çekmek. Gül yağı çekmek.

  • Çizgi durumunda uzatmak
  • Aynısını yazmak veya çizmek

    Yazıyı temize çekmek. Kopya çekmek.

  • Tedavi amacıyla şişe, vantuz, sülük vb.ni uygulamak

    Bardak çekmek.

  • Bir yerden bir şeyi yukarı doğru almak
  • Görüntüyü bir aletle özel bir nesne üzerine kaydetmek

    Fotoğraf çekmek. Film çekmek.

  • Taşıma gücü olmak

    Bu araba 500 kilodan çok yük çekmez.

  • Öğütmek

    Kahve çekmek.

  • Protesto, poliçe, çek vb. düzenleyip yürürlüğe koymak
  • Hoşa gitmek, sarmak
  • Kaçan ilmeği örmek

    Çorap çekmek.

  • Masrafını karşılamak, ikramda bulunmak

    Beni Konya Lezzet Lokantasına götürdü, âlâ bir öğle yemeği çekti. - Halide Edip Adıvar

  • Bir duyguyu içinde yaşatmak

    Ona yanıyorum, onun hasretini çekiyorum. - Refik Halit Karay

  • Yürütmek, sürmek

    Aheste çek kürekleri mehtap uyanmasın. - Yahya Kemal Beyatlı

[-e]

  • Bir kimse ailesinden birine herhangi bir bakımdan benzemek

    Yeğeninin ona çeken tek yanı yoktur. - Tarık Buğra

  • Bir şeyin içyüzünü anlamak amacıyla bir kimseyi sıkıştırmak

    Sorguya çekmek.

[-e]

[-i]

  • Herhangi bir anlama almak

    Bak, sözümü nereye çekti!

[-e]

[-i]

  • Örtmek, giymek

    Yorganınızı başınıza çeker ve uykunuza devam edersiniz. - Refik Halit Karay

[-e]

[-i]

  • Dişi hayvanı çiftleşmek için erkeğin yanına götürmek
  • Yol, ay sürmek

    Sevmediğim ayların çoğu otuz bir çeker, uzundur. - Burhan Felek

[nesnesiz]

  • Daralıp kısalmak

    Kumaşı yıkayınca çekti.

  • Asmak

    Açıkta durduk. Demir attık. Kayığa tehlike bayrakları çektik. - Halikarnas Balıkçısı

  • Boya, badana vb. sürmek
  • Yollamak

    Çektikleri telgrafı babasıyla annesi, bakalım, alabilecekler mi? - Attila İlhan

  • Bir şeyi emip dışarıya çıkarmak

    Tulumba, suyu iyi çekiyor. Baca iyi çekiyor.

  • Hamur vb. iyice pişmiş duruma gelmek

[fizik]

  • Bir cisim, belli bir yakınlıktaki başka bir cismi kendisine yaklaşmaya zorlamak, itmek karşıtı

[teknik]

  • Vericiden gelen dalgaları algılayarak televizyon, radyo, telefon vb. aygıtlarla bağlantı kurmak

[argo]

  • İçki içmek

    Çok kimse rakısını bağında çekiyordu. - Falih Rıfkı Atay

Ata Sözleri ve Deyimler

  • çek! (veya çek arabanı!)
  • çekeceği olmak
  • çekip almak
  • çekip çevirmek
  • çekip gitmek
  • çekip vurmak
  • çekiver kuyruğunu

Birleşik Kelimeler: çekçek, çek valf, çekyat, tutçek, dörtçeker, nemçeker, topçeker, yükçeker

GEREKMEK

[nesnesiz]

  • Bir şeyin yapılabilmesi veya gerçekleşmesi bazı nesne, fiil vb.ne bağlı olmak, gerek olmak, lazım olmak, icap etmek, iktiza etmek

    Dünyaya bakmayı aşıp dünyayı görme noktasına ulaştığımızda neye talip olmamız gerektiğini de anlarız. - İsmet Özel