Ek ile Biten 6 Harfli Kelimeler

EK ile biten 6 harfli 167 kelime bulunuyor. Sonu EK olan 6 karekterli kelime listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Ek ile başlayan 6 harfli kelimeler. İçinde Ek olan 6 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

ÇÖĞMEK23, DÖVMEK21, GÖÇMEK20, ÖVÜNEK20, SÖVMEK20, ÇÖZMEK19, GÖYMEK19, GÖKÇEK19, GEVŞEK19, DÜĞMEK18, GÖMMEK18, GÖRDEK18, ZEVZEK18, ÇÖMMEK17, ÇÖRDEK17, GÖMLEK17, GÖRMEK17, GEĞREK17, GEVMEK17, BÖBREK16, ÇİĞNEK16, ÇÖKMEK16, ÇÖMLEK16, DEĞMEK16, GEVREK16, HEPYEK16, ÖZEMEK16, ÖLÇMEK16, BÖLMEK15, DÖNMEK15, DÖKMEK15, DEĞNEK15, GÜNCEK15, GÜZLEK15, ÖDEMEK15, PÜRÇEK15, YEĞREK15, BÜZMEK14, BİFTEK14, DİVLEK14, DÜŞMEK14, DEVREK14, DÜZMEK14, GEÇMEK14, GEZMEK14, ÖDENEK14, PİŞMEK14, SÖKMEK14, SÖNMEK14, SEVMEK14, ŞEŞYEK14, ÜŞÜMEK14, YÜZMEK14, ÇİMÇEK13, ÇİZMEK13, GÜTMEK13, GÜLMEK13, GEDMEK13, GİYMEK13, GENZEK13, GERÇEK13, GERZEK13, KÖSTEK13, ÖRTMEK13, SÜZMEK13, ŞİMŞEK13, ŞİŞMEK13, VERMEK13, ZEYBEK13, BİÇMEK12, BEZMEK12, ÇEKÇEK12, DİZMEK12, DEŞMEK12, EFELEK12, GÜRLEK12, GERDEK12, HENDEK12, İÇECEK12, LEVREK12, BİŞKEK11, BÜKMEK11, ÇİMMEK11, ÇEYREK11, DİŞLEK11, DÜRMEK11, DÜMTEK11, GELMEK11, GİRMEK11, GİTMEK11, GERMEK11, İPOTEK11, KEPMEK11, MAHREK11, SÜSMEK11, SEZMEK11, SEÇMEK11, TEPMEK11, TÜYMEK11, TÜMBEK11, ÜRÜMEK11, YÜKSEK11, YEDMEK11, ZEYREK11, ÇİTMEK10, ÇEKMEK10, ÇELMEK10, ÇEMREK10, İŞEMEK10, KÜSMEK10, MERCEK10, PERTEK10, PELTEK10, SİYMEK10, SÜNMEK10, SÜRMEK10, TÜMSEK10, BİNMEK9, BİLMEK9, BİTMEK9, BESLEK9, ÇELTEK9, DİTMEK9, DİNMEK9, DİRSEK9, DİLMEK9, DELMEK9, DİKMEK9, DENMEK9, DERMEK9, DESTEK9, EŞELEK9, EKECEK9, KEŞKEK9, SEYREK9, TÜTMEK9, TÜNMEK9, ÜREMEK9, ÜRKMEK9, YİTMEK9, YENMEK9, YERMEK9, YETMEK9, YELMEK9, BELLEK8, DİLLEK8, DERNEK8, KESMEK8, LEYLEK8, MESLEK8, SİKMEK8, SİNMEK8, SİLMEK8, SERMEK8, SEKSEK8, SEKMEK8, YELTEK8, ERİMEK7, ENEMEK7, ELEMEK7, İRKMEK7, MERTEK7, EKENEK6, İTENEK6, İKİTEK6, İLİNEK6, TİTREK6

EKENEK

[isim]

  • Mezra

    Ekeneği, çayırları, alışverişi olan adamdır. - Memduh Şevket Esendal

İTENEK

[isim]

  • Piston

İKİTEK

[isim]

[spor]

  • Kürek yarışlarında sancak ve iskelesinde ayrı ayrı oturaklarda ve sadece birer küreği olan tekne

İLİNEK

[isim]

[felsefe]

  • Bir şeye zorunluluk sonucu bağlı olmayan, onun özünde bulunmayan, rastlantı ile olan nitelik, araz

TİTREK

[sıfat]

  • Titreyen, lerzan

    O gece şu çinilerin üstünde titrek mum ışıkları kim bilir ne korkunç gölgeler koşturdu. - Ruşen Eşref Ünaydın

Birleşik Kelimeler: titrek kavak

ERİMEK

[nesnesiz]

  • Katı cisim sıvı içine karışarak sıvı durumuna geçmek

    Şeker suda erir.

  • Katı cisim ısı etkisiyle sıvı duruma gelmek

    Yüzündeki karlar eriyince beyaz, yuvarlak bir yüz meydana çıkmıştı. - Sait Faik Abasıyanık

  • Dokumalar aşınıp incelerek dağılmak

[mecaz]

  • Çok zayıflamak

    Günden güne eriyen Kerime'yi, o tek kardeşimi kurtarabilirim ümidiyle size koştum. - Aka Gündüz

[mecaz]

  • Utancından çok sıkılmak

[mecaz]

  • Yok olmak, bitmek, tükenmek

    Güzel hayatımız da bir göz açıp kapayışta eridi. - Refik Halit Karay

Ata Sözleri ve Deyimler

  • eriyip bitmek
  • eriyip gitmek

Birleşik Kelimeler: erim erim

ENEMEK

[-i]

  • İğdiş etmek

ELEMEK

[-i]

  • Elek yardımıyla ayıklamak veya incesini kabasından ayırmak, elekten geçirmek

    Eledim eledim höllük eledim / Aynalı beşikte bebek beledim - Halk türküsü

  • Sınav veya yarışma yoluyla en iyileri seçmek
  • İpliği elemgeden geçirip yumak yapmak

[mecaz]

  • Gözden geçirmek, ayıklamak, iyisini kötüsünden ayırmak

[spor]

  • Bir yarışmacıyı yarışma dışı bırakmak, elimine etmek

İRKMEK

[nesnesiz]

[halk ağzında]

  • Birikmek
  • Tiksinmek

[eskimiş]

  • Biriktirmek, toplamak

MERTEK

[isim]

  • Yapıda kullanılan dört köşe veya yuvarlak, kalınca ağaç

    Küçük oğul, koltuğundaki bir tutam merteği bir kenara attıktan sonra, dut dalı bunlar, dedi. - Orhan Kemal

BELLEK

[isim]

[ruh bilimi]

  • Yaşananları, öğrenilen konuları, bunların geçmişle ilişkisini bilinçli olarak zihinde saklama gücü, dağarcık, akıl, hafıza, zihin

    Böylelerini dinlediğimizde belleğimizde sözleri hiç mi hiç kalmaz. - Salâh Birsel

[bilişim]

  • Bir bilgisayarda, programı değişmeyen verileri, yapılacak iş için gerekli olan ara sonuçları toplayan bölüm

Ata Sözleri ve Deyimler

  • belleğini yitirmek

Birleşik Kelimeler: bellek daralması, bellek karışıklığı, bellek kaybı, bellek körlüğü, bellek yitimi, dış bellek, iç bellek, taşınır bellek

DİLLEK

[sıfat]

[halk ağzında]

  • Dedikoducu

DERNEK

[isim]

  • Toplantı, düğün

    Tıpkı bir düğün, dernek, eğlence biter gibi tatlı tatlı oldu. - Osman Cemal Kaygılı

  • Belirli ve ortak bir amacı gerçekleştirmek için kurulan yasal topluluk, cemiyet

    Edebiyat Derneğinde şiir dünyamızın eski, yeni, birçok şöhretleriyle tanıştım. - Yusuf Ziya Ortaç

  • Pazar veya panayır kurulan gün, deri (II)

Ata Sözleri ve Deyimler

  • dernek kurmak

Birleşik Kelimeler: dernekevi, düğün dernek, gizli dernek

KESMEK

[-i]

  • Bıçak, makas vb. bir araçla bir şeyi ikiye ayırmak, parçalamak, doğramak

    İpi kesmek.

  • Dibinden ayırmak

    Ağaçları kesmek. Dalları kesmek.

  • Düzgün parçalara ayırmak

    Eti kesmek. Patatesi kesmek.

  • Kesici bir araçla yaralamak

    Nasıl sol elimle sağ elimi kesip biçeceğim? - Reşat Nuri Güntekin

[nesnesiz]

  • Ucunu almak

    Saç kesmek. Tırnak kesmek.

[nesnesiz]

  • Hayvanın başını gövdesinden ayırmak, boğazlamak

    Koyun kesmek. Tavuk kesmek.

  • Son vermek, gidermek

    Bu ilaç baş ağrısını keser.

  • Ara vermek

    Bu üç zavallı bizden rahatsız oldular ve derslerini keserek çekildiler. - Memduh Şevket Esendal

  • Bir şeyden yoksun bırakmak, vermemek

    Yardımı kestiler. Ücreti ödemeyince telefonu kestiler.

  • Akımı durdurmak

    Şimdi belediye ile anlaşamayan müteşebbis cereyanı kesmiş. - Sait Faik Abasıyanık

  • Belirtmek, kararlaştırmak

    Gününü daha kesmedik.

[nesnesiz]

[-den]

  • Verilecek şeyin bir bölümünü alıkoyup vermemek

    Ücretinden beş lira kesmişler.

  • Para basmak
  • Azaltmak, güçleştirmek

    Rüzgâr geminin yolunu kesiyor.

  • İskambil kâğıtlarında destenin üzerinden bir bölümünü kaldırıp öte yana koymak
  • Geçişi önlemek

    Yolu kesmek.

[nesnesiz]

  • Susmak

    Kes artık yeter!

  • Hasta organı ameliyatla almak
  • Bölmek, ayırmak

    Bulvarı kesen küçük sokaklardan biri.

  • Yazıyı, filmi kısaltmak

[nesnesiz]

[argo]

  • Uydurmak, yalan söylemek
  • Rüzgâr, soğuk vb. çok etkili olmak

    Rüzgâr yüzümü kesiyor.

[mecaz]

  • Birini yermek, kötülemek

    Hiç değil beni kesmeden edemez o. - Orhan Kemal

[mecaz]

  • Karşı cinsten birisini sürekli olarak süzmek, dikkatli bir biçimde bakmak

[mecaz]

  • Vahşice öldürmek

[spor]

  • Oyuncuyu takım kadrosuna almamak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kesip atmak
  • kesip biçmek
  • kes parmağını çık pazara, merhem buyuran çok olur
  • kestiği tırnak olamamak

Birleşik Kelimeler: kesyap, kesyapıştır, ateşkes

LEYLEK (Kelime Kökeni: Farsça legleg)

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Leyleksilerden, kışın tropikal Afrika'da yaşayan, siyah telekli, uzun gagalı, uzun bacaklı, büyük, beyaz, göçmen kuş (Ciconia ciconia)

    Ona en çok hüzün veren, leyleklerin gidişleriydi. - Cahit Uçuk

Ata Sözleri ve Deyimler

  • leyleği havada görmek
  • leyleği kuştan mı sayarsın, yazın gelir, kışın gider
  • leyleğin attığı yavru
  • leyleğin ömrü (veya günü) laklakla geçer
  • leylek gibi

Birleşik Kelimeler: leylekgagası, karaleylek