EFSUNLAMAK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler

EFSUNLAMAK harflerini içeren 6 harfli 24 kelime bulunuyor. 6 harfli EFSUNLAMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

MAFSAL14, UFLAMA14, UFALMA14, FLAMAN13, SAFKAN13, ASUMAN9, KUMSAL9, MESKUN9, SUNMAK9, SULAMA9, USANMA9, AKSUNA8, LUSAKA8, MAKULE8, MANUEL8, MENKUL8, MASLAK8, SANMAK8, SALMAK8, ULAMAK8, UNLAMA8, ULANMA8, ELAMAN7, MAKALE7

ELAMAN (Kelime Kökeni: Arapça elamān)

[ünlem]

  • Bezginlik ve sızlanma anlatan bir söz

    Dostlardan, yemişlerden, Hıristaki Pasajının güllerinden, zambaklarından elaman! - Sait Faik Abasıyanık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • elaman çekmek
  • elaman demek

MAKALE (Kelime Kökeni: Arapça maḳāle)

[isim]

  • Bilim, fen konularıyla siyasal, ekonomik ve toplumsal konuları açıklayıcı veya yorumlayıcı niteliği olan gazete veya dergi yazısı

Birleşik Kelimeler: başmakale

AKSUNA (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

  • Basınçlanma

MAKULE (Kelime Kökeni: Arapça maḳūle)

[isim]

[eskimiş]

  • Çeşit

[felsefe]

[mantık]

  • Ulam

MANUEL (Kelime Kökeni: Fransızca manuel)

[sıfat]

  • Elle işletilen

[isim]

  • El kitabı

MENKUL (Kelime Kökeni: Arapça menḳūl)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Bir yerden bir yere taşınabilen (mal)
  • Ağızdan ağıza geçerek gelmiş, söylenegelmiş

    Kerameti kendinden menkul şeyhler gibi bu armağanlar onların eksik olan kabiliyetlerinin bir çeşit icazeti oluyor. - Haldun Taner

[isim]

[hukuk]

  • Taşınır

Birleşik Kelimeler: menkul kıymetler

MASLAK (Kelime Kökeni: Arapça maṣlāḳ)

[isim]

[eskimiş]

  • Sürekli su akan boru

    İlerideki maslaktan su doldurmaya giden simsiyah bir zenci kızının yakasından asıldı. - Osman Cemal Kaygılı

  • Boruları aşırı basınçtan korumak amacıyla su yolu üzerinde yapılan içi su dolu hazne
  • Büyük yalak

SANMAK

[nesnesiz]

  • Bir şeyin olma veya olmama ihtimalini kabul etmekle birlikte, olabileceğine daha çok inanmak, zannetmek, zanneylemek

    Babam, hiç hoşnut olmadığımı, beni yine sevindiremediğini sandı. - Adalet Ağaoğlu

  • Gibi gelmek, farz etmek

    Bu hareketimi tamamıyla histen gelen bir şey sandı. - Peyami Safa

  • Bir şey veya kimsenin ... olduğunu düşünmek

    Doktor Sevim, hastayı ilk gördüğü an kendinde değil sanmıştı. - Attila İlhan

Birleşik Kelimeler: varsanı

SALMAK

[-e]

[-i]

  • Bağımlılığına, tutukluluğuna veya baskı altındaki durumuna son vererek serbest kılmak, bırakmak, koyuvermek

    Derhâl kapının zincirini salıvererek kanadı arkasına kadar açtı. - Ercüment Ekrem Talu

  • Yollamak, göndermek

    Bununla beraber peşine adam salmak gerekir. - Aka Gündüz

  • Koymak, katmak

    Halk ruhunun benliğinizde yeniden uyanıp hararetini gönlünüze saldığını duyarsınız. - Refik Halit Karay

  • Sürmek

    Bunun içindir ki dal budak saldı, yemiş vermeye başladı. - Ruşen Eşref Ünaydın

  • Uğratmak

    Başını derde salmak.

  • Vergi yüklemek

    Ona elli bin lira salmışlar.

  • Üzerine yürütmek

    Tazıyı tavşana salmak.

[-e]

  • Saldırmak

    Aç kurt, yılana da salar, taşa da, dedi. - Memduh Şevket Esendal

  • Sarkıtmak

    Soğutmak için kuyuya su kabı saldı.

[denizcilik]

  • Gemi demir üzerinde dört yana dönmek

[-i]

[mecaz]

  • Bakmamak, ilgilenmemek, özen göstermemek

Birleşik Kelimeler: salıvermek, salıverilmek

ULAMAK

[-e]

[-i]

  • Eklemek, katmak, ilave etmek

UNLAMA

[isim]

  • Unlamak işi

ULANMA

[isim]

  • Ulanmak işi

ASUMAN (Kelime Kökeni: Farsça āsmān)

[isim]

[eskimiş]

  • Gök

    Düşsün olur mu toprağa göçmüş cihan gibi / Sönsün o mavi gözleri bir asuman gibi - İbrahim Alâeddin Gövsa

KUMSAL

[isim]

  • Kumu olan yer

    Yolun neresi kayalık, neresi kumsal hep ezbere bilirdi. - Halikarnas Balıkçısı

  • Denize, göle vb. yerlere girilebilen genellikle kumluk alan, deniz hamamı, kumbaşı, plaj

    Deminden beri sözü edilen bu kumsal neydi? - Azra Erhat

[sıfat]

  • Kumlu

    Kumsal toprak.

MESKÛN (Kelime Kökeni: Arapça meskūn)

[sıfat]

  • İnsan oturan, şeneltilmiş (yer)

    Kürekleri var gücüyle çekerek meskûn adanın kömür iskelesine yanaştı. - Sait Faik Abasıyanık

  • Yurt edinilmiş (yer)

Ata Sözleri ve Deyimler

  • meskûn kılmak

Birleşik Kelimeler: meskûn mahal