Ec ile Başlayan Kelimeler

EC ile başlayan 15 kelime bulunuyor. Başında EC olan kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "İçinde ec olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

9 Harfli Kelimeler

ECZACILIK20, ECNEBİLİK14

8 Harfli Kelimeler

ECZAHANE18

7 Harfli Kelimeler

ECZASIZ18, ECEABAT12

6 Harfli Kelimeler

ECZACI16, ECZALI13, ECZANE12, ECNEBİ11, ECİNNİ9

5 Harfli Kelimeler

ECDAT10

4 Harfli Kelimeler

ECZA10, ECİR7, ECEL7

3 Harfli Kelimeler

ECE6

ECE

[isim]

  • Kraliçe
  • Güzel kadın

    Dün Sirkeci istasyonunu görmeliydiniz, ecemiz geldi. - Falih Rıfkı Atay

ECİR (Kelime Kökeni: Arapça ecr)

[isim]

[eskimiş]

  • Sevap

    Bu sabrın ecri büyüktür. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

  • Ücret

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ecir sabır dilemek

ECEL (Kelime Kökeni: Arapça ecel)

[isim]

  • Hayatın sonu, ölüm zamanı

    Vaktinize hazır olun / Ecel vardır gelir bir gün - Yunus Emre

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ecel aman verirse
  • ecele çare bulunmaz
  • ecel geldi cihana, baş ağrısı bahane
  • eceli gelen (veya yaklaşan) köpek cami (veya mescit) duvarına (veya avlusuna) siyer (veya işer)
  • eceli gelmek
  • eceline susamak
  • eceliyle ölmek

Birleşik Kelimeler: ecel beşiği, ecel şerbeti, ecel teri

ECİNNİ (Kelime Kökeni: Arapça ecinnī)

[isim]

  • Cin

    Ben dünyada ecinni filan yoktur demez miydim? - Ömer Seyfettin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ecinniler top oynuyor

Birleşik Kelimeler: ecinni taifesi

ECDAT (Kelime Kökeni: Arapça ecdād)

[isim]

  • Geçmişteki büyükler, atalar

    Ecdadının dilini neye beğenmiyorsun? - Hüseyin Rahmi Gürpınar

ECZA (Kelime Kökeni: Arapça eczāʾ)

[isim]

[kimya]

  • Canlılardaki rahatsızlıkların bozuklukların ve çeşitli hastalıkların tanısı, önlenmesi veya tedavisi için yararlanılan doğal veya sentez yoluyla hazırlanmış madde
  • Çeşitli amaçlarla kullanılan kimyasal madde

    Burada musluklar, mermer teşrih masaları, antiseptik eczalar yok! - Falih Rıfkı Atay

Birleşik Kelimeler: ecza çantası, ecza dolabı, ecza kutusu, eczane

ECNEBİ (Kelime Kökeni: Arapça ecnebī)

[sıfat]

  • Yabancı

    Ekseriya gelen ecnebiler ve Hristiyanlar teamül olarak ayrı bir yerde ve hürmeten ayakta durup ayini seyrederlerdi. - Asaf Halet Çelebi

ECEABAT

[isim]

  • Çanakkale iline bağlı ilçelerden biri

ECZANE (Kelime Kökeni: Arapça eczāʾ + Farsça ḫāne)

[isim]

  • İlaçların hazırlandığı veya hazır ilaçların satıldığı yer

ECZALI

[sıfat]

  • Kimyasal madde ile kaplanmış, karıştırılmış, işlem görmüş

[isim]

  • İçi kimyasal madde ile doldurulmuş mermi atan ateşli silah

    Güzel bir bıçak, bir de eczalı dedikleri tabanca satın almıştım. - Yahya Kemal Beyatlı

Birleşik Kelimeler: eczalı pamuk

ECNEBİLİK

[isim]

  • Yabancı olma durumu

ECZACI

[isim]

  • Eczacılık fakültesinden mezun olarak eczacılık mesleğini yapmaya hak kazanmış kimse

    Eczacının söylediğinden anlıyorum, avuç avuç ağrı kesici alıyor. - Tarık Buğra

Birleşik Kelimeler: eczacı kalfası, eczacı mesul müdürü, eczacı teknisyeni, başeczacı, serbest eczacı, kamu eczacısı

ECZACILIK

[isim]

  • Eczacının yaptığı iş
  • İlaçların ve kozmetik ürünlerin üretimi, çözümlenmesi, etkinlik ve güvenilirliği ile ilgili çalışmaları yürüten, bu ürünlerin kullanıcılara iletilmesini sağlayan, ilaç ve sağlıkla ilgili konularda danışmanlık hizmeti veren sağlık mesleği

Birleşik Kelimeler: adli eczacılık, başeczacılık