E ile Başlayan A ile Biten Kelimeler

E ile başlayan A ile biten 48 kelime bulundu.A ile başlayan E ile biten kelimeler

Ayrıca, "İçinde ea olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

12 Harfli Kelimeler

ESASLANDIRMA18,

ELEKTROKİMYA16

11 Harfli Kelimeler

ELEĞİMSAĞMA28, ESMAYIHÜSNA23, ESKATOLOGYA20

10 Harfli Kelimeler

ETNOGRAFYA23, EVHAMLANMA22, EFENDİBABA22, EDEBİYATÇA19, EFKARLANMA17

9 Harfli Kelimeler

ENFLÜANZA20, ETRAFLICA19, EFSUNLAMA18, ESNASINDA14, ESASLANMA12, ENTELEKYA11

8 Harfli Kelimeler

ESKİMOCA14, EBRULAMA12, EMAYLAMA12, EKSERİYA11

7 Harfli Kelimeler

EJDERHA22, ENTRİKA7

6 Harfli Kelimeler

EVVELA18, EVCARA15, EVLİYA14, EGZAMA14, ELVEDA14, ELİFBA14, EPOSTA12, EŞKIYA12, EZKAZA12, ETİBBA10, ENBİYA10, EKSTRA7

5 Harfli Kelimeler

ERBAA7, EMTİA6, ERİKA5

4 Harfli Kelimeler

ENVA10, EVLA10, ECZA10, EŞYA9, ESMA6, EDNA6, ESNA5, ELMA5

3 Harfli Kelimeler

EZA6, EDA5, ELA3

ELA

[isim]

  • Gözde sarıya çalan kestane rengi

[sıfat]

  • Bu renkte olan

    Ela gözlerini sevdiğim dilber / Seni görmeyeli göresim geldi - Karacaoğlan

ERİKA

[isim]

[bitki bilimi]

  • Süpürge otu

ESNA (Kelime Kökeni: Arapça es̱nāʾ)

[isim]

  • Bir işin yapıldığı an, sıra

    O esnada irice bir karaltı belirdi tam arkasında. - Elif Şafak

ELMA

[isim]

[bitki bilimi]

  • Gülgillerden, çiçekleri pembe veya beyaz bir ağaç (Pirus malus)
  • Bu ağacın kabuğu parlak, sert, kırmızı, sarı ve yeşil renkte, kokusu hoş, tadı ekşi veya tatlı, dokusu gevrek, ufak çekirdekli meyvesi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • elma da alma da demesini biliriz
  • elma gibi
  • elmanın dibi göl, armudun dibi yol
  • elmayı çayıra, armudu bayıra

Birleşik Kelimeler: elmabaş, elma çayı, elma hoşafı, elma kompostosu, elma sirkesi, elma suyu, elma şarabı, elma şekeri, elma şurubu, elma yanaklı, acı elma, çürük elma, ekşi elma, Kızılelma, âdemelması, Amasya elması, Amerikan elması, dağ elması, deveelması, ferik elması, fil elması, Japon elması, kabak elması, kiraz elması, misket elması, pamuk elması, şeytan elması, yer elması

EDA (Kelime Kökeni: Arapça edāʾ)

[isim]

  • Davranış, tavır

    Gül kokusunda saf ve masum bir eda, yaseminde romantik bir sevda hisseder gibi olurum. - İbrahim Alâeddin Gövsa

  • Naz, işve

    Giyimi kuşamı tepeden tırnağa Paris modası ya, nazı edası hiç aşağı kalmıyor ki! - Attila İlhan

  • Anlatış biçimi, tarzı

    Sonra birdenbire sözlerinin konferans edasını değiştirerek bana sordu. - Ömer Seyfettin

[isim]

  • Verme, ödeme, yerine getirme

    Bir zamanlar gözünde büyüttüğü adama bir nevi minnet borcu edası olmalıydı bu. - Osman Aysu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • eda etmek

EMTİA (Kelime Kökeni: Arapça emtiʿa)

[isim]

[eskimiş]

[ticaret]

  • Mal

ESMA (Kelime Kökeni: Arapça esmāʾ)

[isim]

[eskimiş]

  • Adlar, isimler

Ata Sözleri ve Deyimler

  • esmayı üstüne sıçratmak

Birleşik Kelimeler: esmayıhüsna, esmayışerife

EDNA (Kelime Kökeni: Arapça ednā)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Çok aşağı, en alt düzeyde

    İlmin âlâsı da olur, ednası da! - Hüseyin Rahmi Gürpınar

EZA (Kelime Kökeni: Arapça eẕāʾ)

[isim]

  • Üzme, sıkıntı verme, üzgü

    Gün geçtikçe içimde anlaşılmaz bir eza uyanmaya başlamıştı. - Reşat Nuri Güntekin

Birleşik Kelimeler: eza cefa

ENTRİKA (Kelime Kökeni: Fransızca intrigue)

[isim]

  • Bir işi sağlamak veya bozmak için girişilen gizli çalışma, oyun, dolap, düzen, dalavere, desise, hile, dek (II)

    Komşu çocuğuyla entrikaları, yarım temasları hiç olmamıştır. - Yusuf Ziya Ortaç

Ata Sözleri ve Deyimler

  • entrika çevirmek
  • entrikaya kurban gitmek

EKSTRA (Kelime Kökeni: Fransızca extra)

[sıfat]

  • En iyi, üstün nitelikli

    Ekstra un.

[zarf]

  • Fazladan, alışılan ve gerekenden başka, ek olarak

    Ekstra yatak ücreti almadılar.

ERBAA

[isim]

  • Tokat iline bağlı ilçelerden biri

EŞYA (Kelime Kökeni: Arapça eşyāʾ)

[isim]

  • Türlü amaçlarla kullanılan, insan yapısı, taşınabilir cansız nesneler

    Güçlük, ev bulmak ve eşyayı taşımak derdiyle başlar. - Burhan Felek

Birleşik Kelimeler: beyaz eşya, ev eşyası, sandık eşyası

ETİBBA (Kelime Kökeni: Arapça eṭibbāʾ)

[isim]

[eskimiş]

  • Doktorlar, hekimler

ENBİYA (Kelime Kökeni: Arapça enbiyā)

[isim]

[din bilgisi]

  • Nebiler, kendilerine kitap indirilmemiş peygamberler