Düşme ile Başlayan Kelimeler

DÜŞME ile başlayan 2 kelime bulunuyor. Başında DÜŞME olan kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Düşme kelimesinin anlamı nedir? İçinde düşme olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

6 Harfli Kelimeler

DÜŞMEK14

5 Harfli Kelimeler

DÜŞME13

DÜŞME

[isim]

  • Düşmek işi

    Büyük bir maharetle kurulan pusuya düşmeme bıçaksırtı kalmıştı. - Reşat Nuri Güntekin

Birleşik Kelimeler: elden düşme, orta hece düşmesi, ses düşmesi, ünlü düşmesi, ünsüz düşmesi

DÜŞMEK

[-e]

  • Yer çekiminin etkisiyle boşlukta, yukarıdan aşağıya inmek

    Havada uçan kuş, vurulmuş gibi birdenbire sokağa düşüyor. - Reşat Nuri Güntekin

[-den]

  • Durduğu, bulunduğu, tutunduğu yerden ayrılarak veya dayanağını, dengesini yitirerek yukarıdan aşağıya inmek

    Çocukken ağaçtan düşüp ayağım kırılmıştı da ağlayamamıştım. - Sait Faik Abasıyanık

  • Yere devrilmek, yere serilmek

    Çocuk koşarken yere düştü.

  • Hava taşıtları kaza sonucu hızla yere inerek çarpmak
  • Vücuda bol gelen giysi aşağı kaymak
  • Yağmak

    Dağlara kar düştü.

  • Vurmak, değmek, rastlamak

    İnce uzun dallı badem ağaçlarının alaca gölgeleri sahile inen keçi yoluna düşüyordu. - Ömer Seyfettin

[nesnesiz]

  • Vakti gelmeden ölü doğmak

[-den]

  • Atlanmak, aradan çıkmak, eksik kalmak

    Kitabın yeni baskısında buradan bir kelime düşmüş.

[nesnesiz]

  • Eksilmek

    Gündelikleri yarı yarıya düşmüştü. - Necati Cumalı

  • Aşırı ilgi veya sevgi göstermek

    Sen bu işin üstüne çok düştün.

  • Uğramak, kapılmak

    Kadınlar yeni baştan telaşa, heyecana, korkuya düştüler. - Aka Gündüz

  • Yakışmak, uygun gelmek

    Bu resim buraya iyi düştü.

  • Yakışık almak

    Bize düşen, medeniyetin zorlamaları karşısında bir ayıklamayı başarabilmek olmalıdır. - İsmet Özel

  • Ödevi veya yetkisi içinde bulunmak

    Bana arada bir bakkaldan tuz, limon almak düşüyor, o kadar. - Haldun Taner

  • Bulunmak

    Birlikte evden çıkmışlar, limanda iskelenin karşısına düşen kahveye doğru yürümüşlerdi. - Necati Cumalı

  • Biriyle yaşama, çalışma, birlikte olma durumunda kalmak

    O asker, gittiğimiz yerde bir aralık benim bölüğüme düşmüştü. - Reşat Nuri Güntekin

  • Bir bölüşme sonunda payına ayrılmak

    Mirastan ona bu ev düştü.

  • Kötü bir sebeple istenmeden bir yerde bulunmak

    Bu yaşta mahkemelere düşmek... - Sait Faik Abasıyanık

[nesnesiz]

  • İşbaşından uzaklaşmak

    Kabine düştü.

[nesnesiz]

  • Hızı, gücü, değeri azalmak

    Arabanın hızı düştü. Paranın değeri düştü.

[nesnesiz]

  • Isı, basınç, ateş vb. eksilmek, azalmak

    İki gün içinde ateş düştü; ağrılar, sızılar hafifledi. - Reşat Nuri Güntekin

[nesnesiz]

  • Düşkünleşmek

    Babam balıkçı amma vaktiyle zenginmiş efendim. Sonradan düşmüş. - Reşat Nuri Güntekin

  • Bir yere ansızın gelmek, damlamak, tesadüfen gelmek

    Bir rastlantı sonucu aralarına düşmüştüm. - Haldun Taner

  • Belirli zamana rastlamak

    Babasının Sütlüce'de yeni bir ev alması bu tarihlere düşer. - Memduh Şevket Esendal

[nesnesiz]

  • Fırsat çıkmak

    Bir kelepir düştü.

[nesnesiz]

  • Olmak, olumsuz bir duruma girmek

    Yorgun düşmek. Zayıf düşmek. Şehit düşmek. Esir düşmek.

[nesnesiz]

  • Savaşta savunulmaz duruma gelerek teslim olmak

    Medine'nin düştüğünü söylemek istedim. - Falih Rıfkı Atay

  • Bazı deyimlerde `yürümek, birlikte gelmek` anlamlarında kullanılan bir fiil

    Önüne, peşine, arkasına düşmek.

[nesnesiz]

  • Bayağılaşmak

[nesnesiz]

  • Kötü yola girmek

    Düşmüş kadınları bu dönemin yazarlarının yücelterek duygudaşlıkla çizdiklerini görüyoruz. - Metin And

  • Alışmak, müptela olmak

[teknik]

  • Telefon, sanal ağ vb. alanlarda bağlantı kurmak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • düşenin dostu olmaz
  • düşmez kalkmaz bir Allah
  • düşüp kalkmak

Birleşik Kelimeler: düşe kalka, açık düşmek, iz düşümü