DÜŞLEMSELLİK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler

DÜŞLEMSELLİK harflerini içeren 6 harfli 38 kelime bulunuyor. 6 harfli DÜŞLEMSELLİK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

DÜŞSEL14, DÜŞMEK14, DÜŞLEM14, DİŞEME12, DEMKEŞ12, DEŞMEK12, ÜLEŞME12, DİŞLEK11, KEŞİDE11, EŞEKSİ10, EŞİLME10, EKŞİME10, İŞEMEK10, İŞLEME10, DİLSEL9, DİLMEK9, DELMEK9, DEMLİK9, DİLEME9, EDİLME9, KÜMELİ9, DİLLEK8, ESKİME8, ELDELİ8, İSLEME8, LÜLELİ8, MESLEK8, SİLMEK8, SİLKME8, SEKLEM8, EKİLME7, EMEKLİ7, ELEMLİ7, İSKELE7, KESELİ7, KELİME7, MELİKE7, LEKELİ6

LEKELİ

[sıfat]

  • Herhangi bir sebeple üzerinde leke oluşmuş, lekesi olan

    Armutların en fenası, en kavruk, en lekeli ve en hamı bile asildir. - Refik Halit Karay

[mecaz]

  • Kötü tanınmış, lekelenmiş

Birleşik Kelimeler: lekeli humma

EKİLME

[isim]

  • Ekilmek işi

EMEKLİ

[sıfat]

  • Emek harcanarak elde edilen, zor, zahmetli

[isim]

  • Belirli bir süre çalıştıktan sonra kanunlar gereği işi ile ilgisi kesilerek kendisine aylık bağlanmış olan kimse, tekaüt

    Buraya gelenler hep asker emeklileridir. - Haldun Taner

Ata Sözleri ve Deyimler

  • emekli olmak
  • emekliye ayırmak (veya çıkarmak veya çıkartmak)
  • emekliye ayrılmak (veya çıkmak)
  • emekliye sevk etmek

Birleşik Kelimeler: emekli aylığı, emekli ikramiyesi, emekli maaşı, malulen emekli

ELEMLİ

[sıfat]

  • Üzüntülü, kederli

    Çektiği elemli aşkla mesut olmasa da bunları sevdiği şüphesizdir. - Abdülhak Şinasi Hisar

İSKELE (Kelime Kökeni: İtalyanca scala)

[isim]

  • Deniz taşıtlarının yanaştığı, çoğu tahta ve betondan yapılmış, denize doğru uzanan yer

    Vapurdan indi, iskeleye çıkar çıkmaz etrafına bakındı. - Sait Faik Abasıyanık

  • Kıyıya yanaşan deniz aracına doğru uzatılan eğreti küçük köprü veya gemiye çıkmayı sağlayan merdiven

    Oturduğu yerden kalkıyor, iskele zincirine uzanan eli, iskele tabanına basan ayağı, kendini çekiyor yukarı. - Zeyyat Selimoğlu

  • Vapur uğrağı olan şehir veya kasaba
  • İçerilerde bulunan bir yerin kendine en yakın olan deniz taşıtı uğrağı veya demir yolu durağı

    Mudanya, Bursa'nın iskelesidir.

  • Yapıların dışında sıvama, boyama veya onarım için keresteden kat kat kurulan, çalışma sırasında üstüne çıkılan çatkı
  • Geminin sol yanı

[sinema]

[televizyon]

  • Işıkların yerleştirilmesi, ışıkçıların dolaşabilmesi için stüdyolarda tavana yakın yerde duvarı çepeçevre saran çıkıntı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • iskele almak

Birleşik Kelimeler: iskele alabanda, iskele babası, iskele kelepçesi, iskele kuşu, sürme iskele, ip iskelesi

KESELİ

[sıfat]

  • Kesesi olan

Birleşik Kelimeler: keseli kurt

KELİME (Kelime Kökeni: Arapça kelime)

[isim]

  • Anlamlı ses veya ses birliği, söz, sözcük, lügat

    Tayyare kelimesine alışan millet, uçak kelimesine de alışır. - Orhan Veli Kanık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kelimeleri tartarak konuşmak
  • kelimenin tam anlamıyla

Birleşik Kelimeler: kelime cambazı, kelime hazinesi, kelimeişehadet, kelime kadrosu, kelime karışıklığı, kelime oyunu, kelime sıklığı, kelime türü, kelime vurgusu, kelimesi kelimesine, anahtar kelime, basit kelime, birleşik kelime, bitişik kelime, kesik kelime, kısaltmalı kelime, taklidî kelime, türemiş kelime, yalın kelime, olumsuzluk kelimesi

MELİKE (Kelime Kökeni: Arapça melike)

[isim]

[eskimiş]

  • Kadın hükümdar

    Saba melikesi Belkıs da kendisine Yemen iklimlerinin en güzel atlarından hediyeler göndermişti. - Necip Fazıl Kısakürek

  • Padişah karısı

Birleşik Kelimeler: çayırmelikesi

DİLLEK

[sıfat]

[halk ağzında]

  • Dedikoducu

ESKİME

[isim]

  • Eskimek işi

ELDELİ

[sıfat]

[matematik]

  • Toplama veya çarpmalarda bir sonraki basamağa aktarılan (sayı)

İSLEME

[isim]

  • İslemek işi

LÜLELİ

[sıfat]

  • Kıvrık kıvrık (saç)

MESLEK (Kelime Kökeni: Arapça meslek)

[isim]

  • Belli bir eğitim ile kazanılan, sistemli bilgi ve becerilere dayalı, insanlara yararlı mal üretmek, hizmet vermek ve karşılığında para kazanmak için yapılan, kuralları belirlenmiş iş

    Araya giren yıllar zarfında meslekten kopunca eski arkadaşlarıyla ünsiyeti de kopmuştu. - Osman Aysu

  • Uğraş

[felsefe]

  • Öğreti

[felsefe]

  • Dizge

[eskimiş]

  • Çığır, okul, ekol

    Edebî meslekler.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • mesleğinin eri (veya erbabı) olmak
  • meslek edinmek

Birleşik Kelimeler: meslek içi eğitim, meslek yaşamı, serbest meslek

SİLMEK

[-i]

  • Bir şeyin ıslaklığını gidererek kuru duruma getirmek

    Terlemiş gibi alnını elinin tersiyle sildi. - Ömer Seyfettin

[nesnesiz]

  • Üzerine genellikle bir bez sürterek tozlarını, kirlerini almak veya parlatmak

    Türküler çağırarak tahta siliyorlar. - Yusuf Ziya Ortaç

  • Bir yazı, çizgi vb.ni kazıyarak veya sürterek yok etmek

    Daktilo yanlışlarını iğneyle kazıyarak sildi.

  • Tahta malzemeyi makineyle düzgün ve pürüzsüz hâle getirmek

[-i]

[-den]

  • Üzerini çizerek atmak, yok etmek

    Defterden adını silmişler.

[mecaz]

  • İlişkisini koparmak, yok saymak

[-i]

[-den]

[mecaz]

  • Üstünlük göstererek o alanda üstün olanları ikinci plana atmak

    Takımı sahadan silmek.

[mecaz]

  • Ortadan kaldırmak, yok etmek veya gidermek

    Senin gözlerin gönlümü dolduran kara düşünceleri silecek, beni korkulardan kurtaracaktır. - Memduh Şevket Esendal

Ata Sözleri ve Deyimler

  • silip atmak
  • silip süpürmek

Birleşik Kelimeler: sil baştan