DÜŞEYAZMAK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

DÜŞEYAZMAK harflerini içeren 5 harfli 35 kelime bulunuyor. 5 harfli DÜŞEYAZMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

DÜŞEY14, DÜZEY14, YÜZDE14, DÜŞME13, DÜZME13, DÜZEM13, MEDÜZ13, YÜZME13, AYMAZ11, DÜYEK11, ÜŞMEK11, ÜZMEK11, YAZMA11, YAŞAM11, ZÜKAM11, AZADE10, KAYŞA10, MEDYA10, ŞAYKA10, ŞAYAK10, AZMAK9, AŞMAK9, AKMAZ9, AKŞAM9, DAYAK9, KAZMA9, MAZAK9, AYMAK8, AMADE8, DAMAK8, KADEM8, KAYMA8, KAYME8, YAMAK8, YAKMA8

AYMAK

[nesnesiz]

[halk ağzında]

  • Kendine gelmek, aklı başına gelmek, ayılmak

    Bırak gece yarısı hoşbeşi Allah aşkına, aydım artık gidip yatayım. - Sait Faik Abasıyanık

[-i]

[mecaz]

  • Gerçeği anlamak

AMADE (Kelime Kökeni: Farsça āmāde)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Hazır

DAMAK

[isim]

[anatomi]

  • Ağız boşluğunun tavanı

Birleşik Kelimeler: damak eteği, damak tadı, damak ünsüzü, art damak, diş-damak ünsüzü, diş eti-damak ünsüzü, ön damak, sert damak, yumuşak damak

KADEM (Kelime Kökeni: Arapça ḳadem)

[isim]

[eskimiş]

  • Ayak

[mecaz]

  • Uğur (I)

Birleşik Kelimeler: kademhane, sabitkadem

KAYMA

[isim]

  • Kaymak (II) işi

[sinema]

[televizyon]

  • Herhangi bir nedenle filmin atlaması, görüntünün perdeye veya ekrana tam olarak gelmemesi

Birleşik Kelimeler: anlam kayması, toprak kayması

KAYME (Kelime Kökeni: Arapça ḳāʾime)

[isim]

[halk ağzında]

  • Kâğıt para, kaime

YAMAK

[isim]

  • Bir işte yardımcı olarak çalışan erkek

    Eli yüzü düzgün, işgüzar bir yamağı mektupçu efendinin yanına kapılandıracaklar... - Ercüment Ekrem Talu

[tarih]

  • Yeniçeri Ocağında topçu ve humbaracı gibi askerî kuruluşlarda aday olarak bulunan kimse

[mecaz]

  • Birinin etkisinde kalarak onun sözünden çıkmayan kimse

Birleşik Kelimeler: ağa yamağı

YAKMA

[isim]

  • Yakmak işi

Birleşik Kelimeler: yakma resim

AZMAK

[isim]

[halk ağzında]

  • Küçük su birikintisi, gölcük
  • Bataklık

[nesnesiz]

  • Taşkınlıkta ileri gitmek

    Çocuklar azdı.

  • Deniz, ırmak vb. kabarmak, taşmak

    Deniz azdı.

  • Yara, hastalık etkili, tehlikeli duruma gelmek

    Bazılarının bronşiti, bazılarının romatizması azmış. - Ahmet Haşim

  • Cinsel duyguları artmak
  • Çamaşır artık ağartılamaz duruma gelmek
  • Hayvanlar iki ayrı ırktan doğmak

    Katır, atla eşekten azmış bir hayvandır.

  • Bitkiler, aşırı büyümek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • azan kurda kızan köpek
  • azmış kudurmuştan beterdir

AŞMAK

[-den]

  • Yüksek, uzak veya geçilmesi güç bir yerin öte yanına geçmek

    İki gündür sarp dağ yollarından aşıyoruz. - Falih Rıfkı Atay

[-i]

  • Süre geçmek, bitmek, sona ermek

[-i]

  • Geçmek

    Üstelik çekingenliğin de kaybolmuş hatta sokulganlığı aşarak girişkenlik derecesini bulmuştu. - Tarık Buğra

[-e]

  • Erkek hayvan dişisiyle çiftleşmek

[nesnesiz]

[argo]

  • Görünmeden kaçmak

    Herif çoktan aşmış.

Birleşik Kelimeler: sınıraşan

AKMAZ

[isim]

[coğrafya]

  • Durgun su, gölet

AKŞAM

[isim]

  • Güneşin batmasına yakın zamandan gecenin başlamasına kadar olan vakit, akşam vakti, akşamleyin
  • Gece

    Dün akşam karşılıklı içerken, çoktan bayatlamış itirafımı ağzımdan kaçırma gafletinde bulundum. - Elif Şafak

  • Akşam ezanı
  • Akşam namazı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • akşam ahıra sabah çayıra
  • akşama kadar
  • akşama kalmak
  • akşama karşı gitme, tana karşı yatma
  • akşamı akşam etmek
  • akşamı bulmak (veya etmek)
  • akşamın hayrından sabahın şerri iyidir
  • akşamın işini sabaha (veya yarına) bırakma
  • akşamı zor etmek
  • akşam ise yat, sabah ise git
  • akşamlar (veya akşamışerifler) hayrolsun!

Birleşik Kelimeler: akşam akşam, akşam azadı, akşam ezanı, akşam gazetesi, akşam güneşi, akşam karanlığı, akşam namazı, akşam pazarı, akşam piyasası, akşam saati, akşamsefası, akşam simidi, akşamüstü, akşamüzeri, akşam vakti, akşam yeli, Akşam Yıldızı, sabah akşam, akşama doğru, akşama sabaha, akşamlı sabahlı

DAYAK

[isim]

  • Bir insanı veya bir hayvanı dövme işi, sopa, patak, kötek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • dayağa idmanlı olmak
  • dayak atmak
  • dayak cennetten çıkmıştır
  • dayak yemek

Birleşik Kelimeler: dayak arsızı, dayak düşkünü, dayak kaçkını, meydan dayağı, sıra dayağı

[isim]

  • Bir şeyin yıkılmaması için dayanan ağaç, destek, payanda
  • Evlerin kapısının açılmaması için kapının arkasına konulan kol, destek, sürgü

    Evimin dayağı, direğisin kara oğlum. - Emine Işınsu

Birleşik Kelimeler: duvar dayağı

KAZMA

[isim]

  • Kazmak işi
  • Toprağı kazıp kaldırma, düzeltme vb. işlerde kullanılan ağaç saplı demir araç

    Bu yolun o tarihte bitmesi için ne kadar paraya, ameleye, kazma ve küreğe ihtiyacınız vardır? - Falih Rıfkı Atay

[sıfat]

  • Kazılarak yapılmış

    Kazma yazı.

[sıfat]

[argo]

  • Kaba, görgüsüz (kimse)

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kazma gibi

Birleşik Kelimeler: kazma diş, hava kazması

MAZAK

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Kırlangıç balığıgillerden, Atlantik Okyanusu, Akdeniz ve Marmara denizinde yaşayan, kırmızı renkli, lezzetli bir balık (Trigla lineata)