Düş ile Başlayan Kelimeler
DÜŞ ile başlayan 76 kelime bulunuyor. Başında DÜŞ olan kelimeler ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Düş kelimesinin anlamı nedir? İçinde düş olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
14 Harfli Kelimeler
DÜŞÜNDÜRÜCÜLÜK36
13 Harfli Kelimeler
DÜŞÜNCESİZLİK29, DÜŞÜNDÜRMELİK27
12 Harfli Kelimeler
DÜŞKÜNLEREVİ27, DÜŞÜNDÜRTMEK26, DÜŞKÜNLEŞMEK25, DÜŞLEMSİZLİK24, DÜŞMANLAŞMAK24, DÜŞÜNCELİLİK24, DÜŞLEMSELLİK21
11 Harfli Kelimeler
DÜŞÜNDÜRÜCÜ31, DÜŞÜNÜCÜLÜK29, DÜŞÜNDÜRTME25, DÜŞÜNDÜRMEK25, DÜŞÜNDEŞLİK25, DÜŞKÜNLEŞME24, DÜŞÜNCELLİK23, DÜŞMANLAŞMA23, DÜŞLEMLİLİK19
10 Harfli Kelimeler
DÜŞÜNCESİZ26, DÜŞÜNDÜRME24, DÜŞÜNÜRLÜK23, DÜŞEYAZMAK23, DÜŞÜRÜLMEK22, DÜŞÜNÜLMEK22
9 Harfli Kelimeler
DÜŞSÜZLÜK24, DÜŞÜNTÜLÜ22, DÜŞEYAZMA22, DÜŞÜRÜLME21, DÜŞÜNCELİ21, DÜŞLEMSİZ21, DÜŞÜNÜLME21, DÜŞKÜNLÜK20, DÜŞÜRTMEK19, DÜŞMANLIK18,
8 Harfli Kelimeler
DÜŞÜNÜCÜ24, DÜŞÇÜLÜK22, DÜŞÜNDEŞ22, DÜŞÜNCEL20, DÜŞÜKLÜK19, DÜŞMANCA19, DÜŞÜRTME18, DÜŞÜRMEK18, DÜŞÜNMEK18, DÜŞÜNSEL18, DÜŞEYLİK17, DÜŞESLİK16, DÜŞLEMEK16, DÜŞLEMLİ16
7 Harfli Kelimeler
DÜŞÜRÜŞ21, DÜŞÜNÜŞ21, DÜŞÜRÜM19, DÜŞÜNÜM19, DÜŞÜNCE19, DÜŞÜNÜR18, DÜŞÜRME17, DÜŞÜNME17, DÜŞLEME15
6 Harfli Kelimeler
DÜŞSÜZ19, DÜŞKÜN15, DÜŞSEL14, DÜŞMEK14, DÜŞMAN14, DÜŞLEM14
5 Harfli Kelimeler
DÜŞÇÜ17, DÜŞÜŞ17, DÜŞEŞ15, DÜŞEY14, DÜŞKÜ14, DÜŞÜN14, DÜŞÜT14, DÜŞÜK14,
3 Harfli Kelimeler
DÜŞ10
DÜŞ
-
Uyurken zihinde beliren olayların, düşüncelerin bütünü, rüya
Dadaloğlu'm, sevdası var başımda / Gündüz hayalimde, gece düşümde - Dadaloğlu
- Gerçek olmayan şey, imge
- Gerçekleşmesi istenen şey, umut
Ata Sözleri ve Deyimler
- düş görmek
- düş uykudan sonra olur
Birleşik Kelimeler: düş gücü, düş kırıklığı
DÜŞES (Kelime Kökeni: Fransızca duchesse)
- Dükün karısı
Birleşik Kelimeler: arşidüşes
DÜŞME
-
Düşmek işi
Büyük bir maharetle kurulan pusuya düşmeme bıçaksırtı kalmıştı. - Reşat Nuri Güntekin
Birleşik Kelimeler: elden düşme, orta hece düşmesi, ses düşmesi, ünlü düşmesi, ünsüz düşmesi
DÜŞSEL
-
Düş ile ilgili, hayalî
Gökteki düşsel melekler gerçek olsalar bile onlar hiç yeni bir şey doğuramazdı. - Halikarnas Balıkçısı
DÜŞMEK
-
Yer çekiminin etkisiyle boşlukta, yukarıdan aşağıya inmek
Havada uçan kuş, vurulmuş gibi birdenbire sokağa düşüyor. - Reşat Nuri Güntekin
-
Durduğu, bulunduğu, tutunduğu yerden ayrılarak veya dayanağını, dengesini yitirerek yukarıdan aşağıya inmek
Çocukken ağaçtan düşüp ayağım kırılmıştı da ağlayamamıştım. - Sait Faik Abasıyanık
-
Yere devrilmek, yere serilmek
Çocuk koşarken yere düştü.
- Hava taşıtları kaza sonucu hızla yere inerek çarpmak
- Vücuda bol gelen giysi aşağı kaymak
-
Yağmak
Dağlara kar düştü.
-
Vurmak, değmek, rastlamak
İnce uzun dallı badem ağaçlarının alaca gölgeleri sahile inen keçi yoluna düşüyordu. - Ömer Seyfettin
- Vakti gelmeden ölü doğmak
-
Atlanmak, aradan çıkmak, eksik kalmak
Kitabın yeni baskısında buradan bir kelime düşmüş.
-
Eksilmek
Gündelikleri yarı yarıya düşmüştü. - Necati Cumalı
-
Aşırı ilgi veya sevgi göstermek
Sen bu işin üstüne çok düştün.
-
Uğramak, kapılmak
Kadınlar yeni baştan telaşa, heyecana, korkuya düştüler. - Aka Gündüz
-
Yakışmak, uygun gelmek
Bu resim buraya iyi düştü.
-
Yakışık almak
Bize düşen, medeniyetin zorlamaları karşısında bir ayıklamayı başarabilmek olmalıdır. - İsmet Özel
-
Ödevi veya yetkisi içinde bulunmak
Bana arada bir bakkaldan tuz, limon almak düşüyor, o kadar. - Haldun Taner
-
Bulunmak
Birlikte evden çıkmışlar, limanda iskelenin karşısına düşen kahveye doğru yürümüşlerdi. - Necati Cumalı
-
Biriyle yaşama, çalışma, birlikte olma durumunda kalmak
O asker, gittiğimiz yerde bir aralık benim bölüğüme düşmüştü. - Reşat Nuri Güntekin
-
Bir bölüşme sonunda payına ayrılmak
Mirastan ona bu ev düştü.
-
Kötü bir sebeple istenmeden bir yerde bulunmak
Bu yaşta mahkemelere düşmek... - Sait Faik Abasıyanık
-
İşbaşından uzaklaşmak
Kabine düştü.
-
Hızı, gücü, değeri azalmak
Arabanın hızı düştü. Paranın değeri düştü.
-
Isı, basınç, ateş vb. eksilmek, azalmak
İki gün içinde ateş düştü; ağrılar, sızılar hafifledi. - Reşat Nuri Güntekin
-
Düşkünleşmek
Babam balıkçı amma vaktiyle zenginmiş efendim. Sonradan düşmüş. - Reşat Nuri Güntekin
-
Bir yere ansızın gelmek, damlamak, tesadüfen gelmek
Bir rastlantı sonucu aralarına düşmüştüm. - Haldun Taner
-
Belirli zamana rastlamak
Babasının Sütlüce'de yeni bir ev alması bu tarihlere düşer. - Memduh Şevket Esendal
-
Fırsat çıkmak
Bir kelepir düştü.
-
Olmak, olumsuz bir duruma girmek
Yorgun düşmek. Zayıf düşmek. Şehit düşmek. Esir düşmek.
-
Savaşta savunulmaz duruma gelerek teslim olmak
Medine'nin düştüğünü söylemek istedim. - Falih Rıfkı Atay
-
Bazı deyimlerde `yürümek, birlikte gelmek` anlamlarında kullanılan bir fiil
Önüne, peşine, arkasına düşmek.
- Bayağılaşmak
-
Kötü yola girmek
Düşmüş kadınları bu dönemin yazarlarının yücelterek duygudaşlıkla çizdiklerini görüyoruz. - Metin And
- Alışmak, müptela olmak
- Telefon, sanal ağ vb. alanlarda bağlantı kurmak
Ata Sözleri ve Deyimler
- düşenin dostu olmaz
- düşmez kalkmaz bir Allah
- düşüp kalkmak
Birleşik Kelimeler: düşe kalka, açık düşmek, iz düşümü
DÜŞMAN (Kelime Kökeni: Farsça duşmān)
-
Birinin kötülüğünü isteyen, ondan nefret eden, ona zarar vermeye çalışan kimse, yağı, hasım, antagonist, dost karşıtı
Ben ki dans salonlarına, barlara düşman bir adamımdır. - Sait Faik Abasıyanık
-
Birbirleriyle savaşan devletler ve bu devletlerin asker, sivil bütün uyrukları
Biz toprağımızdan düşmanı atmaya mecburuz. - Ruşen Eşref Ünaydın
-
Aralarında birbirleriyle çatışmaya varacak ölçüde anlaşmazlık olan taraflar
Dostumuza güvenmeyelim de düşmanımıza mı güvenelim? - Bedri Rahmi Eyuboğlu
- Bir şeyin yaşamasına, barınmasına engel olan (güç, tutum vb.)
-
Bir şeyi büyük ölçüde kullanıp tüketen kimse
Ekmek düşmanı.
-
Bazı şeylerden nefret eden, tiksinen kimse
İçki düşmanı.
Ata Sözleri ve Deyimler
- düşman (veya düşmanı) kesilmek
- düşman başına
- düşman çatlatmak
- düşman düşmana gazel (veya Yasin) okumaz
- düşmanı denize dökmek
- düşmanın karınca ise de hor bakma
- düşman olmak
Birleşik Kelimeler: düşman ağzı, dost düşman, can düşmanı, ekmek düşmanı, ırz düşmanı, kaşık düşmanı, tuz ekmek düşmanı
DÜŞLEM
-
Düş yoluyla beliren görüntü
Öykümde, düşlemi uç noktasına vardırıp bir öykü kişisinden söz etmiştim. - Selim İleri
DÜŞEY
-
Yer çekimi doğrultusunda olan, şakuli
Çekül bir düşey doğrultuyu gösterir.
Birleşik Kelimeler: düşey çember, düşey düzlem
DÜŞKÜ
- Uğraşı
DÜŞÜN
- Duyularla değil, zihinsel olarak tasarlanan, biçim verilen, canlandırılan nesne veya olay
DÜŞÜT
- Düşük
DÜŞÜK
- Yaşayabilecek duruma gelmeden doğan yavru, ceninisakıt, bağan, sakıt
-
Aşağı doğru düşmüş, aşağı sarkmış
Düşük mide. Düşük omuz.
-
Az
Düşük faiz. Düşük fiyat.
- İktidardan düşmüş veya düşürülmüş
-
Dil bilgisi kurallarına uymayan
Düşük cümle.
-
Eski değer ve onurunu yitirmiş olan
Dolmuşa bindiğine göre orta hâlli belki de daha düşük olacak. - Refik Halit Karay
Ata Sözleri ve Deyimler
- düşük tutmak
- düşük yapmak
Birleşik Kelimeler: çenesi düşük, eteği düşük, kuskunu düşük, paçası düşük, süngüsü düşük, yıldızı düşük
DÜŞLEME
-
Düşlemek işi
Bir düşleme içinde olduğu her hâlinden belliydi, dalmış gitmişti. - Yaşar Kemal
DÜŞKÜN
-
Bir şeye kendini aşırı vermiş olan, çok bağlı, âşıklı, tutkun
Onlar kadar birbirine düşkün, birbirine uymuş bir çift daha ömrümde görmedim desem yeri vardır. - Halide Edip Adıvar
-
Meraklı
İnsan ise memnu olan şeye düşkündür. - Burhan Felek
-
Geçim sıkıntısına düşmüş
Eski arkadaşının düşkün bulunduğu hâlinden anlaşılıyordu. - Refik Halit Karay
-
Yoksulluk sebebiyle mutluluk ve refahını yitirmiş
Zavallı, arabasını satmış, düşkün bir hâldeydi. - Yahya Kemal Beyatlı
-
Yaşlılık, hastalık vb. sebeplerle çalışma gücünü yitirmiş
Artık şimdi öyle düşkün bir babayım ki / Yüreğim hun, sayhalarım boğuk boğuktur - Enis Behiç Koryürek
- Değer ve onurunu yitirmiş
-
Kötü yola düşmüş, ahlaksız
Emniyet memurları Beyoğlu'nun çalgılı bahçelerinden yüz yirmi düşkün kız derleyip toplamış. - Yusuf Ziya Ortaç
Ata Sözleri ve Deyimler
- ... düşkünü (olmak)
- düşkün olmak
Birleşik Kelimeler: düşkünlerevi, düşkünler yurdu, boğazına düşkün, canına düşkün, gırtlağına düşkün, nefsine düşkün, dayak düşkünü, devlet düşkünü, duvak düşkünü, fırsat düşkünü, ikbal düşkünü, kılık kıyafet düşkünü, kıyafet düşkünü, kibar düşkünü, kibarlık düşkünü, kitap düşkünü, koltuk düşkünü, menfaat düşkünü, surat düşkünü
DÜŞEŞ (Kelime Kökeni: Farsça dū + şeş)
- Zarla oynanan oyunlarda, atılan zarlardan ikisinin de altı benekli olan yanlarının üste gelmesi
-
Umulmayan iyi bir rastlama
Sizin buraya uğramanız bir düşeş oldu.
Ata Sözleri ve Deyimler
- düşeş atmak