DÜZİKO ile Oluşan Kelimeler (DÜZİKO Kelime Türetme)
DÜZİKO harflerinden oluşan 14 kelime bulunuyor. DÜZİKO kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Düziko kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.
6 Harfli Kelimeler
DÜZİKO14
3 Harfli Kelimeler
DÜZ10, DOZ9, DİZ8, DÜK7, KOZ7, DOK6, KOD6, DİK5
2 Harfli Kelimeler
DO5, İZ5, OD5, OK3, Kİ2
Kİ (Kelime Kökeni: Farsça ki)
- Anlam bakımından birbirleriyle ilgili cümleleri birbirine bağlayan bir söz
-
Özneyi, tümleci güçlendirerek cümlenin temel bölümüne bağlayan bir söz
Siz ki beni tanırsınız, niçin böyle düşünüyorsunuz?
- `Öyle, o kadar, o denli` vb.nden sonra, kullanıldığı cümleye güç katan bir söz
-
İkinci cümledeki yargının birincideki hareketin yapılışı sırasında görülerek şaşıldığını bildiren bir söz
Kapağı kaldırmış ki sandık bomboş. Bir de ağzıma aldım ki şeker gibi tadı var.
-
İki cümlede anlatılan durumların uyuşmazlığını bildiren bir söz
Ama o bir şey yapmamıştı ki onun hiç kabahati yoktu. - Osman Cemal Kaygılı
-
Yakınma, kınama vb. duyguları anlatmak için bir cümlenin sonuna getirilen bir söz
O beni sevmez ki! Sana güvenilmez ki!
-
Bir soru cümlesinin sonuna getirildiğinde şüphe veya endişe anlatan bir söz
Acaba gelmez mi ki? Bunu bana bırakırlar mı ki? Acaba ceza verirler mi ki?
- Bazı kelimelerin sonuna bir ek gibi eklenerek birtakım zarflar, yeni edatlar oluşturan bir söz: Belki, çünkü, hâlbuki, mademki, sanki gibi
Birleşik Kelimeler: hâlbuki, vakta ki, kaldı ki
OK
- Yayla atılan, ucunda sivri bir demir bulunan ince ve kısa tahta çubuk
- Yön göstermek amacıyla belli yerlere konulabilen, oka benzer işaret
-
At arabası, kağnı vb. araçlarda koşum hayvanlarının bağlandığı ağaç
Dörtnala koşan bir yük arabasının oku böğrüme çarptı. - Ömer Seyfettin
- Bir dairede bir kirişin ortasında bu kirişi gören yayın ortasına indirilen doğru parçası
Ata Sözleri ve Deyimler
- ok atmak
- ok gibi (yerinden) fırlamak
- ok yaydan (veya yayından) çıkmak
Birleşik Kelimeler: ok meydanı, ok yılanı, suoku
DİK
- Yatay bir düzleme göre yer çekimi doğrultusunda bulunan, eğik olmayan
-
Yatık durmayan, sert
Dik saç.
-
Sert, kalın, tok (ses)
Sesi dik ve küstahtı, söylediklerini aşağı salonda bekleşen komşular işittiler. - Attila İlhan
- Sert (bakış)
- Ters, aksi (söz)
-
Kaba, yersiz (davranış)
Kaba denilecek kadar ani ve dik bir davranışla halasını bıraktı ve kalktı. - Halide Edip Adıvar
-
Birbirine dikey olan doğrulardan oluşmuş
Dik açı. Dikdörtgen. Dik yamuk.
Ata Sözleri ve Deyimler
- dik dik bakmak
Birleşik Kelimeler: dik açı, dik açıklık, dik âlâsı, dikbaşlı, dik biçme, dikdörtgen, dik duruşlu, dikgen, dikkafalı, dikkuyruk, dik rüzgâr, dik silindir, dik üçgen, dik yamuk, başı dik
DO (Kelime Kökeni: İtalyanca do)
- Gam (II) dizisinde `si` ile `re` arasındaki ses
- Bu sesi gösteren nota işareti
Birleşik Kelimeler: do anahtarı
İZ
-
Bir şeyin geçtiği veya önce bulunduğu yerde bıraktığı belirti, nişan, alamet, emare
Nihayet bir dönemeçte izlerin sahibini gördüm. - Sait Faik Abasıyanık
-
Bir şeyin dokunmasıyla geride kalan belirti
Yüzünde birtakım diş ve tırnak izleri vardı. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
-
Bir olay veya bir durumdan geride kalan belirti, ipucu, emare
Cinayet izleri.
-
Bir olay, bir durum veya yaşayıştan geride kalan belirti, eser
O çağ uygarlığından iz kalmadı.
- Bir düzlemin başka bir düzlemle veya bir doğru ile kesişmesinden doğan ara kesit
Ata Sözleri ve Deyimler
- iz bırakmak
- izi belirsiz olmak
- izinden yürümek
- izine basmak
- izine dönmek
- izine düşmek
- izine uymak
- izini düşürmek
- izini kaybetmek
- izi silinmek
- iz sürmek
Birleşik Kelimeler: iz düşümü, ayak izi, parmak izi
OD
-
Ateş
Yaz bahar ayında bir od verdiler / Yandım gittim ala karlı dağ iken - Karacaoğlan
Ata Sözleri ve Deyimler
- od yok ocak yok
Birleşik Kelimeler: od ocak
DOK (Kelime Kökeni: İngilizce dock)
-
Gemilerin yükünün boşaltıldığı veya onarıldığı, üstü örtülü havuz
Çekiç sesleri geliyor doklardan / Güzelim bahar rüzgârında ter kokuları / İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı - Orhan Veli Kanık
- Ticaret mallarını saklamak için rıhtımda yapılan büyük depo
KOD (Kelime Kökeni: Fransızca code)
- Harf
- Şifre
Birleşik Kelimeler: kod adı, kod ismi, posta kodu, sektör kodu
DÜK (Kelime Kökeni: Fransızca duc)
- Avrupa ülkelerinde prensten sonra gelen en yüksek soyluluk unvanı
KOZ (Kelime Kökeni: Farsça gavz, goz)
- Ceviz
- İskambil oyunlarında diğer kâğıtları alabilen, onlara üstün tutulan belirli renk ve işaretteki kâğıt
-
Başarı fırsatı olan elverişli durum, saldırış ve savunma fırsatı
Başvurduğu bu olağanüstü tabiyede varlığını değil, yokluğunu koz olarak kullanmıştır. - Haldun Taner
- Karşısındakini alt edecek etkili şey
Ata Sözleri ve Deyimler
- koz kırmak
- kozu kaybetmek
- kozunu paylaşmak (veya pay etmek)
- koz vermek
Birleşik Kelimeler: koz helva
DİZ
-
Kaval, baldır ve uyluk kemiğinin birleştiği yer
Bir iskemlede ellerini dizlerine sermiş, sessizce oturuyordu. - Ayla Kutlu
- Oturulduğunda uyluğun üst yanı
Ata Sözleri ve Deyimler
- diz çökmek
- dize gelmek
- dize getirmek
- dizi (veya dizinin) dibinden ayrılmamak
- dizini (veya dizlerini) dövmek
- dizleri kesilmek (veya tutmamak)
- dizlerine kapanmak
- dizlerine kara su inmek
- dizlerinin bağı çözülmek
Birleşik Kelimeler: diz ağırşağı, diz bağı, diz boyu, diz dize, diz kapağı, dizüstü, diz üstü, diz yastığı, ekmeği dizinde
DOZ (Kelime Kökeni: Fransızca dose)
-
Bir ilacın bir defada veya bir günde alınması gereken miktarı, dozaj
Ruhsal gerilimlerimiz varsa düşük dozda Diazem falan alın, hiç değilse... - Çetin Altan
- Bir maddenin bir birleşiğe, bir karışıma giren veya girmesi gereken belli miktarı, düze, dozaj
-
Genellikle bir davranış, bir konuşma vb.nde yeterli görülen ölçü, dozaj
Çok ölçülü konuşur ve onun etrafındaki lakırtıları muayyen bir dozu geçmezdi. - Reşat Nuri Güntekin
Ata Sözleri ve Deyimler
- dozu kaçmak
- dozunu ayarlamak
- dozunu kaçırmak
DÜZ
-
Yatay durumda olan, eğik ve dik olmayan
Düz tahta.
-
Kıvrımlı olmayan, doğru, stabil
Düz çizgi.
- Yüzeyinde girinti çıkıntı olmayan, müstevi
- Kısa ökçeli, ökçesiz (ayakkabı)
-
Yayvan, altı derin olmayan
Düz kayık. Düz tabak.
- Kıvırcık veya dalgalı olmayan (saç)
-
Yalın, sade, süssüz
Düz bir anlatım.
-
Çizgisiz, desensiz ve tek renkli
Düz bir kumaş.
-
Engebesiz olan yer, düzlük, ova
Kardaş gitmem Diyarbakır düzüne / Kızlar peri olsa bakmam yüzüne - Halk türküsü
Ata Sözleri ve Deyimler
- düz duvara tırmanmak
- düze inmek
Birleşik Kelimeler: düzayak, düz baskı, düz flüt, düz hekim, düz kanatlılar, düz paça, düztaban, düz tümleç, düz ünlü, düzyazı, ters düz, yontuk düz
- Düz rakı
Birleşik Kelimeler: düz rakı
DÜZİKO (Kelime Kökeni: Rumca)
-
Düz rakı
Kadeh kadeh düzikoyu yuvarlayarak... - Hüseyin Rahmi Gürpınar