DÖRDÜZLEME Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler
DÖRDÜZLEME harflerini içeren 4 harfli 30 kelime bulunuyor. 4 harfli DÖRDÜZLEME kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
ÖZLÜ15,
REEL (Kelime Kökeni: Fransızca réel)
- Gerçek
ERME
- Ermek işi
EMEL (Kelime Kökeni: Arapça emel)
-
Gerçekleştirilmesi zamana bağlı istek
Bu emele vasıl olmak için bütün gayretimi sarf edeceğim, elimden geleni yapacağım. - Etem İzzet Benice
Ata Sözleri ve Deyimler
- emel beslemek
- emeline alet etmek
ELEM (Kelime Kökeni: Arapça elem)
-
Acı, üzüntü, dert, keder
Bu derdi huy edinenler elem çekmez. - Necip Fazıl Kısakürek
DERE
-
Genellikle yazın kuruyan küçük akarsu
Bu ensiz tahta köprü altında ince dere. - Enis Behiç Koryürek
- İki dağ arasındaki uzun çukur
- Damlarda yağmur sularını toplayarak oluğa veren çinko veya kiremit yol
Ata Sözleri ve Deyimler
- derede tarla sel için, tepede harman yel için
- dereyi geçerken at değiştirilmez
- dereyi görmeden paçaları sıvamak
Birleşik Kelimeler: derebeyi, dereotu, dere tepe, dere yatağı, kuru dere
EDER
-
Fiyat, paha, değer
Bu kitabın ederi ne kadar?
ELDE
- Çarpma ve toplama işlemlerinde bir sonraki sıranın rakamlarına katılacak olan sayı
DEME
-
Demek işi
Çoğumuz hâlâ yazarım demeye çekiniriz. - Adalet Ağaoğlu
-
Anlam
Bu söz ne demeye gelir?
- Halk edebiyatında şiir
- Genellikle Alevi şairlerin tarikatlarıyla ilgili konuları işleyen şiirlerine, kendilerince verilen ad
- Ağıt
- Atasözü
Ata Sözleri ve Deyimler
- ... demeye getirmek
- ... demeye kalmamak
- demem o (ki)
EZEL (Kelime Kökeni: Arapça ezel)
-
Başlangıcı belli olmayan zaman, öncesizlik
Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım / Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım - Mehmet Akif Ersoy
Birleşik Kelimeler: ezel ebet
REZE (Kelime Kökeni: Arapça rezze)
-
Menteşe
Kapının reze tarafına yakın yerinde bir parmak kalınlığında bir çatlak gözüme ilişti. - Peyami Safa
-
Kapıyı içeriden ve dışarıdan açıp kapamaya yarayan ve başparmakla basılarak işletilen düzen
Gece yağan yağmurdan rezeler şişmiş mi şişmiştir. - Salâh Birsel
ÜREM
- Faiz, getiri
DEDE
-
Torunu olan erkek, büyükbaba, büyükpeder
Dedenin kabri yanında bir çukur kazılmış. - Yusuf Ziya Ortaç
- Büyükbabadan başlayarak geriye doğru atalardan her biri
- Mevlevi tarikatında çile doldurmuş olan dervişlere verilen unvan
- Yaşlı erkeklere söylenen bir seslenme sözü
Ata Sözleri ve Deyimler
- dede (veya dedesi) koruk yer, torununun dişi kamaşır
Birleşik Kelimeler: dededen kalma, aydede, koyun dede, Bektaşi dedesi
EZME
- Ezmek işi
- Sebzelerin ezilmesiyle yapılan meze
- Soğan ve domatesin çok küçük parçalara bölünmesiyle hazırlanan bir meze türü
- Bitkilerin etli ve yumuşak kısımlarını macun kıvamına getirmek üzere parçalama, katı ve telsel kısımlarını süzerek ayıklama işlemi
Birleşik Kelimeler: ezme boya, badem ezmesi, fıstık ezmesi, hamsi ezmesi, meyve ezmesi, patlıcan ezmesi, zeytin ezmesi
MEZE (Kelime Kökeni: Farsça meze)
-
İçki içilirken yenilen yiyecek
Salatayı, peyniri yenilediler. Bu kadar mezenin yenilip bu kadar içkinin içilmesi gene de bir saat sürmedi. - Necati Cumalı
- Eğlence, alay
DERZ (Kelime Kökeni: Arapça derz)
- Duvar taşlarının veya tuğlalarının harçla doldurulup üzerinden mala çekilerek düzeltilen aralığı