DÖNEKÇE ile Oluşan Kelimeler (DÖNEKÇE Kelime Türetme)
DÖNEKÇE harflerinden oluşan 27 kelime bulunuyor. DÖNEKÇE kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Dönekçe kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.
7 Harfli Kelimeler
DÖNEKÇE18
6 Harfli Kelimeler
ÖDENEK14
5 Harfli Kelimeler
DÖNEÇ16, DÖNEK13, ÇENEK8, DENEK7
4 Harfli Kelimeler
ÖKÇE13, ÇENE7, ÇENK7, KEÇE7, DENK6, ENEK4, KENE4
3 Harfli Kelimeler
ÖKE9, ÇEK6, DEK5, EDE5, EKE3
2 Harfli Kelimeler
ÖÇ11, ÖD10, ÖN8, ÇE5, DE4, EK2, EN2, KE2, NE2
EK
-
Bir şeyin eksiğini tamamlamak için ona katılan parça
Yazının ekleri.
-
Bir gazete veya derginin günlük yayımından ayrı ve ücretsiz olarak verdiği parça, ilave
Gazetenin haftalık sanat ve edebiyat eki.
- Sonradan katılan, yapılan, dikilen, yapıştırılan parçanın belli olan yeri
- İki borunun birbirine birleştirildiği yer
-
Eklenmiş, katılmış
Okul müdürüyken okulun ek inşaatında hamallarla birlikte çalışmış. - Haldun Taner
- Kelime türetmek veya kelimenin görevini belirtmek için kullanılan, başa, sona veya kelimenin içine eklenebilen, bağımlı dil bilgisi ögeleri, lahika
Ata Sözleri ve Deyimler
- ek bent olmak
- ekini belli etmemek
Birleşik Kelimeler: ek bileziği, ek bütçe, ek ders, ek eylem, ek fiil, ek görev, ek gün, ek kart, ek kök, ek oylum, ek ödenek, ek poliçe, ek süre, ek tahsisat, iç ek, işlek ek, ön ek, son ek, aidiyet eki, bildirme eki, çekim eki, çoğul eki, çokluk eki, durum eki, edilgenlik eki, eşitlik eki, hâl eki, ilgi eki, iyelik eki, kişi eki, küçültme eki, nispet eki, olumsuzluk eki, soru eki, şahıs eki, topluluk eki, türetme eki, yapım eki, yokluk eki, yön eki, yön gösterme eki, zaman eki, çatı ekleri
EN
-
Bir yüzeyde boy sayılan iki kenar arasındaki uzaklık, genişlik, boy, uzunluk karşıtı
Kumaşın eni. Yolun eni. Kâğıdın eni.
- Hayvanlara veya eşyaya vurulan damga, işaret
-
Başına geldiği sıfatların üstün derecede olduğunu gösteren kelime
En iyi adamını yollamış buraya. - Ahmet Ümit
Ata Sözleri ve Deyimler
- en kötü günümüz böyle olsun
Birleşik Kelimeler: en aşağı, en azından, enberi, enöte
KE
- Türk alfabesinin on dördüncü harfinin adı, okunuşu
NE
- Türk alfabesinin on yedinci harfinin adı, okunuşu
- Neon elementinin simgesi
- Hangi şey
-
Her şey
Ne görse ister. Kimin nesi varsa. Ne isterse yapar.
-
Birçok şey
Neler söylüyor? İnsan aklı neler keşfediyor?
-
Hangi
Güzel heykel, ne yandan bakarsan, ne yana çevirirsen gene güzeldir. - Bedri Rahmi Eyuboğlu
-
Nasıl
Bu ne kıyafet?
-
Neden
Efendi, sen de ne üstüme abanıyorsun? - Burhan Felek
-
Şaşma veya abartı bildiren bir söz
Ne sıcak, ne sıcak! Ne güzel çiçekler! Ne kaba adam!
-
`Sana ne, bana ne` gibi sorularda `ne ilgisi var` anlamına gelen bir söz
Zahmeti ben çekeceğim, sana ne?
-
Soru biçiminde şaşma bildiren ünlem
Ne, yıkıldı ha!
Ata Sözleri ve Deyimler
- ne âlem
- ne âlemde?
- ne alıp veremiyor?
- ne arar (veya onda ... ne gezer)
- ne arıyor
- ne biçim?
- ne buyrulur?
- ne çare
- ne çıkar
- ne çiçektir, biliriz
- ne dedim de
- ne demek?
- ne demek olsun
- ne demeye
- ne denir (veya dersin)
- ne denli
- ne de olsa
- ne dese beğenirsin?
- nedir ki
- ne diye?
- ne ekersen onu biçersin
- ne fayda
- ne gam
- ne gezer
- ne gibi?
- ne gözle bakmak
- ne güne duruyor?
- ne günlere kaldık!
- ne haber?
- ne hacet
- ne haddine!
- ne hâlde?
- ne hâli varsa görsün
- ne hikmetse (veya hikmettir)
- ne idiği belirsiz
- ne imiş?
- ne ise
- ne istediğini bilmek
- ne iyi!
- ne kadar
- ne kadar olsa
- ne kadar varsa
- ne lazım
- neler
- neler de neler, maydanozlu köfteler
- neler neler
- ne mal olduğunu bilmek (veya anlamak)
- ne mene
- ne menem
- ne mümkün
- ne münasebet!
- ne o?
- ne olacak!
- ne olduğunu bilememek
- ne oldum delisi olmak
- ne olur (veya olursun veya olursunuz)
- ne olursa olsun
- ne oluyor?
- ne pahasına olursa olsun
- ne söylüyorsun?
- ne var ki
- ne yaparsın (veya yapmalı) ki
- ne yapıp yapıp
- ne yaptığını bilmemek
- ne yazar
- ne yazık ki
- neye uğradığını bilememek (veya anlamamak veya şaşırmak)
- neyin nesi (kimin fesi)
- neyleyim
- neymiş
- ne yüzle
Birleşik Kelimeler: ne âlâ, neme gerek, neme lazım
EKE
- Büyük, yetişkin, yaşlı, kart
- Yaşı küçük olduğu hâlde sözleri ve davranışları büyükmüş gibi olan çocuk
ENEK
- Enenmiş, burulmuş, erkekliği giderilmiş
KENE
- Koyun, köpek, at vb. hayvanların veya insanların derisinde asalak olarak yaşayan, bulaşıcı hastalıklara neden olan böceklerin genel adı, sakırga
Ata Sözleri ve Deyimler
- kene gibi yapışmak
Birleşik Kelimeler: kene ağacı, kene göz, kene otu
DE
- Türk alfabesinin beşinci harfinin adı, okunuşu
DEK
-
Bir işin, bir durumun sona erdiği zaman veya yer, kadar, değin
Bir iki adım atıp yanıma dek geliyor. - Zeyyat Selimoğlu
-
Belirtilen zamanı, yeri vb.ni içine almayacak bir biçimde, kadar, değin
Başvurular eylülün beşine dek yapılmalı.
- Düzen, hile, entrika
- Tokuşma, çatışma
- Sağlam
Ata Sözleri ve Deyimler
- deke düşmek
EDE
- Ağabey
ÇE
- Türk alfabesinin dördüncü harfinin adı, okunuşu
DENK
-
Yük hayvanlarının sağ ve soluna konulan iki yük parçasından her biri
Yükün bir dengi fasulye, bir dengi nohut.
-
Yatak, yorgan, kumaş vb. eşyanın sarılıp bağlanmış biçimi, balya
Denklerin üstünde zayıf bir delikanlı hazin bir ayrılık türküsü çağırıyor. - Yusuf Ziya Ortaç
- Destekleri paralel, yönleri aynı, şiddetleri eşit bulunan güçler
Ata Sözleri ve Deyimler
- denk yapmak
- Ağırlık bakımından eşit olan
- 0,80175 gram olan ağırlık ölçü birimi
-
Uygun, nitelik yönünden eşit
Çok aradım bulamadım dengimi / Elvan çiçeklerden aldım rengimi - Halk türküsü
Ata Sözleri ve Deyimler
- dengi dengine
- dengine getirmek
- dengiyle karşılamak
- denk düşmek
- denk gelmek
- denk getirmek
Birleşik Kelimeler: denk küme, kafa dengi
ÇEK (Kelime Kökeni: İngilizce check)
- Bir kimsenin, satın aldığı hizmet veya ürün karşılığında para yerine verdiği ve karşılığı banka hesabından ödenen yazılı belge
Birleşik Kelimeler: açık çek, bloke çek, karşılıksız çek, hediye çeki
- Slavların batı kolundan olan bir ulus veya bu ulusun soyundan gelen kimse
DENEK
-
Üzerinde deney yapılan canlı veya şey
Yeni denek adaylarıyla uğraşmak onun göreviydi. - Osman Aysu
Birleşik Kelimeler: denek taşı
ÇENE (Kelime Kökeni: Farsça çāne)
-
Canlılarda baş bölümünde yer alan, kemik veya kıkırdak ile desteklenen, altlı üstlü dişleri taşıyan ve ağzın kapanıp açılmasını sağlayan kasları üzerinde barındıran iki parçaya verilen ad
Çenesinin, başının bütün iskeleti peksimeti çiğnedikçe daha açık olarak meydana çıkıyordu. - Halide Edip Adıvar
- Mengene, kerpeten vb. araçların eşyayı sıkıştıran karşılıklı iki parçasından her biri
- Baş bodoslamasının omurga ile birleştiği yer, çarık
-
Çok konuşma huyu, gevezelik
Sende de çene var ha!
- Köşe
Ata Sözleri ve Deyimler
- çene çalmak
- çenen tutulsun!
- çene patlatmak
- çenesi açılmak
- çenesi atmak
- çenesi durmamak
- çenesi düşmek
- çenesi kilitlenmek
- çenesine vurmak
- çenesini açmak
- çenesini açtırmak
- çenesini bağlamak
- çenesini bıçak açmamak
- çenesini dağıtmak
- çenesini kapatmak
- çenesinin bağı çözülmek
- çenesini tutmak
- çenesi oynamak
- çene yarıştırmak
- çene yetiştirmek
- çene yormak
Birleşik Kelimeler: çene çukuru, çene kavafı, çene yarışı, çene yarıştırma, çenesi düşük, çenesi kuvvetli, çeneye kuvvet, alt çene, çalçene, ökçe çene, üst çene