DÖKÜNTÜ ile Oluşan Kelimeler (DÖKÜNTÜ Kelime Türetme)
DÖKÜNTÜ harflerinden oluşan 15 kelime bulunuyor. DÖKÜNTÜ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Döküntü kelimesinin anlamı nedir? Döküntü ile başlayan kelimeler. İçinde döküntü olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
7 Harfli Kelimeler
DÖKÜNTÜ19
5 Harfli Kelimeler
DÖNÜT15, DÖNÜK15, DÜNKÜ11
4 Harfli Kelimeler
ÖDÜN14, KÖTÜ12
3 Harfli Kelimeler
DÜN7, DÜK7, ÜTÜ7, KÜT5, TÜN5
2 Harfli Kelimeler
ÖD10, ÖN8, NÜ4, ÜN4
NÜ (Kelime Kökeni: Fransızca nu)
- Çıplak
- Çıplak resim
ÜN
- Ses
-
Herkesçe bilinme, tanınma durumu, san, şöhret, şan
O kadar ünü ve başarıyı yakıştıramamıştı bu yüze. - Tarık Buğra
Ata Sözleri ve Deyimler
- ün almak (veya kazanmak veya salmak veya yapmak)
- üne kavuşmak
KÜT
-
Kısa ve kalınca
Küt parmaklar.
- Keskin olmayan
-
Tahta vb. katı şeylere vurulduğunda çıkan ses
Küt diye vurdu.
Ata Sözleri ve Deyimler
- küt diye
Birleşik Kelimeler: küt küt, pat küt
- Smaç
TÜN
- Gece
Birleşik Kelimeler: tünaydın, gün tün eşitliği
DÜN
-
Bugünden bir önceki gün
Dün gece uyuyamadım da biraz başım ağrıyor. - Peyami Safa
-
Geçmiş
Bugünü anlamak için dünü bilmek gerek.
-
Bugünden bir önceki günde
Dün söyledi.
- Kısa bir süre önce
Ata Sözleri ve Deyimler
- dün bir, bugün iki
- dün cin olmuş, bugün adam çarpıyor
- dün öleni dün gömerler
DÜK (Kelime Kökeni: Fransızca duc)
- Avrupa ülkelerinde prensten sonra gelen en yüksek soyluluk unvanı
ÜTÜ
- Genellikle giysilerin buruşukluklarını gidermek için bunların üzerinden geçirilen kızgın demir araç
-
Bu araçla yapılan iş
Garsonların yamalı bez ceketleri etüv ve ütü kokuyor. - Falih Rıfkı Atay
Birleşik Kelimeler: ütü altlığı, ütü bezi, ütü makinesi, ütü masası, ütü tahtası, ütü yastığı, ütüsü üzerinde, buharlı ütü
ÖN
-
Bir şeyin esas tutulan yüzü, arka karşıtı
Arabam bir gece kulübünün önünde duruyor. - Ahmet Ümit
-
Bir şeyin esas tutulan yüzünün baktığı yer, karşı
Altmış yaşında anamın önünde sigara içmek istemezdim. - Burhan Felek
-
Bir kimsenin ilerisi
Bir aralık önümüzden şarkı sesleri geldi. - Sait Faik Abasıyanık
-
Yakın gelecek zaman
Önümüz kış.
-
Giyeceklerin genellikle göğsü örten bölümü
Uçuk siyah renkli çarşaf pelerinin önü açık. - Peyami Safa
-
Önce olan, ilk
Ön söz. Ön görüşme.
-
Civar, yöre
Kanlıca önlerine geldiler.
-
Benzerler arasında bakılan veya gidilen yönde olan
Ben, Anafartalar'da Mustafa Kemal'in bulunduğu en ön siperlerde de kurşun attım. - Aka Gündüz
Ata Sözleri ve Deyimler
- önde gelmek
- öne almak
- öne çıkmak
- öne düşmek
- öne sermek
- öne sürmek
- önü alınmak
- önünde ardında gidilmez
- önüne arkasına bakmadan
- önüne bakmak
- önüne bir kemik atmak
- önüne çıkmak
- önüne dikilmek
- önüne düşmek
- önüne geçmek
- önüne gelen
- önüne geleni kapar, ardına geleni teper
- önüne katmak
- önünü almak
- önünü ardını düşünmemek
- önünü kesmek
Birleşik Kelimeler: ön ad, ön buharlaşma, ön büro, ön alım, ön avurt, önayak, ön ayak, ön belirti, ön bilgi, ön çalışma, ön damak, ön denetim, ön deyi, ön deyiş, ön doğru, ön ek, ön eleme, ön göğüs, öngörmek, öngörü, öngörülmek, ön gösterim, ön gün, ön hekim, ön içki, ön izleme, ön kabul, ön kayıt, ön kesinti, ön kol, ön koşul, ön lisans, ön oda, ön oluş, ön ödeme, ön proje, ön rapor, ön seçici, ön seçim, ön ses, ön sevişme, önsezi, ön soruşturma, ön söz, ön sözleşme, ön şart, ön tasar, ön tasım, ön teker, ön uyum, ön vurgu, ön yargı, ön yaylak, ön yüzbaşı, önden çekişli, önü sıra, önünde sonunda, göz önü, başı önünde, göz önünde
ÖD
- Safra (II)
Ata Sözleri ve Deyimler
- ödü bokuna karışmak
- ödü kopmak (veya patlamak)
- ödünü koparmak (veya patlatmak)
Birleşik Kelimeler: öd kanalı, öd kesesi, sığırödü
- Öd ağacı
-
Bu ağacın kıyılmış parçalarından yapılan tütsü
Derinlerden gelen öd ve günlük kokuları etrafı ve havayı sardı. - Ahmet Hikmet Müftüoğlu
Birleşik Kelimeler: öd ağacı
DÜNKÜ
-
Bugünden bir önceki günle ilgili
Dünkü gün. Dünkü yağmur.
-
Yakın geçmişteki
Dünkü kaplan, bir külkedisi yumuşaklığı ile göğsüme yaslandı. - Aka Gündüz
-
Acemi, yeni, toy
Daha dünkü damatla böyle çabucak yüz göz olup rezaleti ayyuka çıkarmak olur mu hiç? - Hüseyin Rahmi Gürpınar
Birleşik Kelimeler: dünkü çocuk
KÖTÜ
-
İstenilen, beğenilen nitelikte olmayan, hoşa gitmeyen, fena, iyi karşıtı
Hamakat, dalalet ve kötü niyetin bu kadarına söylenebilecek bir şey yoktur. - Necip Fazıl Kısakürek
-
Zararlı, tehlikeli
Kötü adam.
-
Korku, endişe veren
Yabancının bu kötü kastına yalnız azmimizle karşı koyduk. - Ruşen Eşref Ünaydın
-
Kaba ve kırıcı
Kızına söylemedik kötü lakırtı bırakmamış. - Memduh Şevket Esendal
- Kişi veya toplum üzerinde olumsuz etkileri olan
-
Aşırı, çok
Kız, oğlana kötü tutuldu.
Ata Sözleri ve Deyimler
- kötü kişi olmak
- kötü komşu insanı hacet sahibi eder
- kötü kötü düşünmek
- kötü olmak
- kötü söyleme eşine, ağı katar aşına
- kötü söylemek
- kötüye çekmek
- kötüye kullanmak
Birleşik Kelimeler: kötü adam, kötü göz, kötü haber, kötü huylu, kötü kadın, kötü kalpli, kötü yol, iyi kötü, iyisiyle kötüsüyle
ÖDÜN
-
Uzlaşmaya varabilmek için hak, istek veya savlarının bir bölümünden, karşı taraf yararına vazgeçme, ödünleme, ivaz, taviz
Kalabalığa verilen her ödün, verenleri kendi benliğinden, kişiliğinden uzaklaştırıyor. - Necati Cumalı
Ata Sözleri ve Deyimler
- ödün vermek
DÖNÜT
- Geri bildirim
DÖNÜK
-
Dönmüş, çevrilmiş (kimse)
Sırtı dönük orta yaşlı adam doğruldu. - Yusuf Atılgan
-
Yönelmiş
Artık kendime dönük şeyler yazmıyordum. - Adalet Ağaoğlu
Birleşik Kelimeler: dışa dönük, halka dönük, içe dönük
DÖKÜNTÜ
-
Dökülmüş, saçılmış şeyler
Onlar kendi küfleri, kendi yırtık pırtıkları, kendi döküntüleriyle yaşayabiliyorlar. - Yahya Kemal Beyatlı
- Bir topluluktan geri kalmış kimseler
- Bozuntu
- Deniz yüzüne yakın, üzerinde dalgaların çatladığı kaya kümesi
- Kâğıtçılıkta üretimin herhangi bir safhasında ıskartaya çıkan, genellikle tekrar hamur durumuna getirilen, yaş ve kuru biçimleri olan kâğıt veya karton artığı
-
Değersiz, bayağı, ayaktakımından olan kimse
Meşrutiyete uygun yönetim, yurt hainlerinin döküntüleriyle kurulamaz. - Hüseyin Cahit Yalçın
-
İşe yaramayan, değersiz, kötü, berbat
Şoföre önce kentin en döküntü mahallelerinin adını söylediler. - Çetin Altan
- Bazı hastalıklarda görülen çıban, leke, uçuk, kızarıklık vb. belirti
- Parçalanan taşların yamaç aşağı kayması, yuvarlanması, etekte birikmesiyle oluşan yer