DÖKÜMEVİ ile Oluşan Kelimeler (DÖKÜMEVİ Kelime Türetme)

DÖKÜMEVİ harflerinden oluşan 45 kelime bulunuyor. DÖKÜMEVİ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Dökümevi kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.

8 Harfli Kelimeler

DÖKÜMEVİ25

6 Harfli Kelimeler

DÖVMEK21

5 Harfli Kelimeler

DÖVME20, ÖVMEK18, DÖKÜM16, DÖKME14, DEVİM14, İVMEK12, MEVKİ12, DİKME8

4 Harfli Kelimeler

ÖDEV18, ÖVME17, DÜVE14, ÖDEM13, İVME11, KİEV10, EDİM7, KÜME7, MİDE7, EDİK6, KEDİ6, EKİM5, EMİK5

3 Harfli Kelimeler

DEV11, ÖKE9, DÜK7, DEM6, DEK5, DİK5, EKÜ5, EDİ5, İDE5, KİM4, KEM4

2 Harfli Kelimeler

ÖD10, EV8, VE8, DE4, EM3, İM3, ME3, Mİ3, EK2, KE2, Kİ2

EK

[isim]

  • Bir şeyin eksiğini tamamlamak için ona katılan parça

    Yazının ekleri.

  • Bir gazete veya derginin günlük yayımından ayrı ve ücretsiz olarak verdiği parça, ilave

    Gazetenin haftalık sanat ve edebiyat eki.

  • Sonradan katılan, yapılan, dikilen, yapıştırılan parçanın belli olan yeri
  • İki borunun birbirine birleştirildiği yer

[sıfat]

  • Eklenmiş, katılmış

    Okul müdürüyken okulun ek inşaatında hamallarla birlikte çalışmış. - Haldun Taner

[dil bilgisi]

  • Kelime türetmek veya kelimenin görevini belirtmek için kullanılan, başa, sona veya kelimenin içine eklenebilen, bağımlı dil bilgisi ögeleri, lahika

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ek bent olmak
  • ekini belli etmemek

Birleşik Kelimeler: ek bileziği, ek bütçe, ek ders, ek eylem, ek fiil, ek görev, ek gün, ek kart, ek kök, ek oylum, ek ödenek, ek poliçe, ek süre, ek tahsisat, iç ek, işlek ek, ön ek, son ek, aidiyet eki, bildirme eki, çekim eki, çoğul eki, çokluk eki, durum eki, edilgenlik eki, eşitlik eki, hâl eki, ilgi eki, iyelik eki, kişi eki, küçültme eki, nispet eki, olumsuzluk eki, soru eki, şahıs eki, topluluk eki, türetme eki, yapım eki, yokluk eki, yön eki, yön gösterme eki, zaman eki, çatı ekleri

KE

  • Türk alfabesinin on dördüncü harfinin adı, okunuşu

Kİ (Kelime Kökeni: Farsça ki)

[bağlaç]

  • Anlam bakımından birbirleriyle ilgili cümleleri birbirine bağlayan bir söz
  • Özneyi, tümleci güçlendirerek cümlenin temel bölümüne bağlayan bir söz

    Siz ki beni tanırsınız, niçin böyle düşünüyorsunuz?

  • `Öyle, o kadar, o denli` vb.nden sonra, kullanıldığı cümleye güç katan bir söz
  • İkinci cümledeki yargının birincideki hareketin yapılışı sırasında görülerek şaşıldığını bildiren bir söz

    Kapağı kaldırmış ki sandık bomboş. Bir de ağzıma aldım ki şeker gibi tadı var.

  • İki cümlede anlatılan durumların uyuşmazlığını bildiren bir söz

    Ama o bir şey yapmamıştı ki onun hiç kabahati yoktu. - Osman Cemal Kaygılı

  • Yakınma, kınama vb. duyguları anlatmak için bir cümlenin sonuna getirilen bir söz

    O beni sevmez ki! Sana güvenilmez ki!

  • Bir soru cümlesinin sonuna getirildiğinde şüphe veya endişe anlatan bir söz

    Acaba gelmez mi ki? Bunu bana bırakırlar mı ki? Acaba ceza verirler mi ki?

  • Bazı kelimelerin sonuna bir ek gibi eklenerek birtakım zarflar, yeni edatlar oluşturan bir söz: Belki, çünkü, hâlbuki, mademki, sanki gibi

Birleşik Kelimeler: hâlbuki, vakta ki, kaldı ki

EM

[isim]

[halk ağzında]

  • İlaç, merhem

Ata Sözleri ve Deyimler

  • eme seme yaramamak
  • eme yaramak

İM

[isim]

  • İşaret
  • Alamet

Birleşik Kelimeler: im bilimi, çizgi im, kesme imi

ME

  • Türk alfabesinin on altıncı harfinin adı, okunuşu

[isim]

  • Koyun, kuzu vb. hayvanların çıkardığı ses

    Kara koyun kuzular kuzulamaz / Me deme - Fazıl Hüsnü Dağlarca

Mİ (Kelime Kökeni: İtalyanca mi)

[isim]

[müzik]

  • Gam dizisinde re ile fa arasındaki ses ve bu sesi gösteren nota işareti

KİM

[zamir]

  • `Hangi kişi?` anlamında cümlede, özne, tümleç, nesne, yüklem görevinde kullanılan bir söz

    Kim sesini çıkarırsa karşısında beni bulur. - Halit Ziya Uşaklıgil

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ... kim ... kim
  • kim bilir
  • kime ne
  • kimi kimsesi olmamak
  • kimin arabasına binerse onun türküsünü çağırır
  • kiminle dans ettiğini biliyor musun?
  • kimin nesi?
  • kimin tavuğuna kış demişiz
  • kim kime dum duma
  • kim oluyor?
  • kim vurduya gitmek

[bağlaç]

[eskimiş]

  • Ki

    Dedi kim tazeliğim çağında / Bir gülün bülbül idim bağında - Atai

KEM (Kelime Kökeni: Farsça kem)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Kötü, fena (göz, söz vb.)
  • Noksan, eksik

    Kem akçe.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kem söz, kalp (veya kem) akçe sahibinindir

Birleşik Kelimeler: kem göz

DE

  • Türk alfabesinin beşinci harfinin adı, okunuşu

EKİM

[isim]

  • Ekme işi

    Ekim biçim işlerini tamamıyla kadınlara bırakmışlardı. - Ömer Seyfettin

  • Yılın onuncu ayı, teşrinievvel

Birleşik Kelimeler: doku ekimi

EMİK

[isim]

[halk ağzında]

  • Emmekten çürüyen yer, emme izi
  • İnsan beyni

DEK

[edat]

  • Bir işin, bir durumun sona erdiği zaman veya yer, kadar, değin

    Bir iki adım atıp yanıma dek geliyor. - Zeyyat Selimoğlu

  • Belirtilen zamanı, yeri vb.ni içine almayacak bir biçimde, kadar, değin

    Başvurular eylülün beşine dek yapılmalı.

[isim]

[eskimiş]

  • Düzen, hile, entrika
  • Tokuşma, çatışma

[sıfat]

  • Sağlam

Ata Sözleri ve Deyimler

  • deke düşmek

DİK

[sıfat]

  • Yatay bir düzleme göre yer çekimi doğrultusunda bulunan, eğik olmayan
  • Yatık durmayan, sert

    Dik saç.

  • Sert, kalın, tok (ses)

    Sesi dik ve küstahtı, söylediklerini aşağı salonda bekleşen komşular işittiler. - Attila İlhan

  • Sert (bakış)
  • Ters, aksi (söz)
  • Kaba, yersiz (davranış)

    Kaba denilecek kadar ani ve dik bir davranışla halasını bıraktı ve kalktı. - Halide Edip Adıvar

[matematik]

  • Birbirine dikey olan doğrulardan oluşmuş

    Dik açı. Dikdörtgen. Dik yamuk.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • dik dik bakmak

Birleşik Kelimeler: dik açı, dik açıklık, dik âlâsı, dikbaşlı, dik biçme, dikdörtgen, dik duruşlu, dikgen, dikkafalı, dikkuyruk, dik rüzgâr, dik silindir, dik üçgen, dik yamuk, başı dik

EKÜ (Kelime Kökeni: Fransızca écu)

[isim]

[eskimiş]

  • Avro