[isim]

• Alma işi

[mecaz]

• Kurum, çalım, gurur

[mecaz]

• Çekicilik

  O ne eda, o ne alım, o ne çalım! - Hüseyin Rahmi Gürpınar

[isim]

• Aralarında herhangi bir bakımdan ilgi veya benzerlik bulunan şeylerin tümü, makule, kategori

  İnsan üstüne düşünenlerin hepsi, her iki ulamda da yetkinliğe az rastlandığı görüşünde birleşirler. - Azra Erhat

[felsefe]

[mantık]

• Nesnel gerçekliğin ve bilginin en genel ve temel özelliklerini, ilişkilerini yansıtan temel kavramların her biri, nicelik, nitelik, bağıntı, makule, kategori

[sıfat]

• Üzerinde ay biçimi bulunan

  Üzerlerinde kırmızı aylı beyaz bayrakların sallandığı geniş çadırların önünde öteye beriye gidip gelen doktorlar dolaşıyor. - Nazım Hikmet

• Ay ışığı olan, mehtaplı

  Gölün üstünde güneşin doğuşuna batışına, aylı gecelere doyum olmuyordu. - Necati Cumalı

[halk ağzında]

• Gebe

[sıfat]

• ... adını taşıyan, isimli

  Geçen gün 'Kayıp Mektup' adlı oyunu ikinci kez gördüm. - Nazım Hikmet

• Ünlü, isimli

[isim]

[dil bilgisi]

• Zamir

[halk ağzında]

• `söylemeye başladı` anlamında kullanılan bir söz

  Aldı Kerem. Aldı Köroğlu.

Ata Sözleri ve Deyimler

• al (veya alın) ...
• alaşağı etmek
• al aşağı vur yukarı
• al benden de o kadar
• al birini, vur ötekine (veya birine)
• aldığı abdest ürküttüğü kurbağaya değmemek
• aldı sazı eline
• al gülüm ver gülüm
• alıp başını gitmek
• alıp götürmek
• alıp satmaz görünmek
• alıp sattığı olmamak
• alıp vereceği olmamak
• alıp verememek
• alıp vermek
• alıp yürümek
• al kaşağıyı gir ahıra, yarası olan gocunur (veya gocunsun)
• almadan vermek Allah'a mahsus
• almadığın hayvanın kuyruğunu tutma
• al malın iyisini, çekme kaygısını
• alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste
• al sana bir ... daha
• al takke ver külah

[isim]

• Ummak işi

  Kız kardeşinden imdat ummanın faydasızlığını görünce şu cevabı verdi. - Peyami Safa

[isim]

[eskimiş]

• Bilimler, ilimler

[isim]

[denizcilik]

• Sahil

• Su kıyısında yapılmış büyük, görkemli ev

  Yalıda panjurları açık bir pencereye / Sarmaşıklar içinden bir merdiven dayalı - Enis Behiç Koryürek

Ata Sözleri ve Deyimler

• yalı kazığı gibi

[isim]

• Yürümek için yapılan ayak atışlarının her biri

• Bir ayak atışıyla alınan ve uzunluğu yaklaşık 75 santimetre olan mesafe

• Girişim, hamle

[matematik]

• Bir gösterge ucunun eş olarak ayrılmış yaylardan biri boyunca aldığı yol

[spor]

• Bir yarışın belirli uzaklığı kapsayan bölümlerinden her biri, etap

[spor]

• Ayakta, esas duruşta, bir ayağın türlü yönlerde iki ayak boyu kadar yer değiştirmesi

[teknik]

• İki diş arasındaki aralık

Ata Sözleri ve Deyimler

• adım (veya adımını) atmak
• adım (veya adımını) atmamak
• adımını attırmamak
• adımını geri atmak
• adımlarını açmak
• adımlarını seyrekleştirmek
• adımlarını sıklaştırmak

[isim]

• Alma işi

[isim]

• Rus parlamentosunun alt kanadı

[isim]

• Uymak işi, intibak, riayet, tebaiyet, tevafuk

  Bu karşılaştıklarına uyma yeteneği, en çok kocasıyla ilişkilerinde görünüyordu. - Necati Cumalı

[sıfat]

• Bütün, tüm, kamu

  Onun umum kumandanlığı, boş çöller içinde bedevi şeyhlerine verilen fahri paşalıklar gibi bir şey idi. - Falih Rıfkı Atay

[zamir]

• Herkes, halk, ahali

  Üçü de kısa bir boyun kırışıyla umumu selamladılar. - Peyami Safa

[isim]

• Sivas iline bağlı ilçelerden biri