DUYARLILIK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

DUYARLILIK harflerini içeren 5 harfli 25 kelime bulunuyor. 5 harfli DUYARLILIK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

DUYAR10, DUALI9, UYARI9, YILIK9, YILKI9, YIRIK9, ARDIL8, AYRIK8, AYLIK8, DURAK8, DURAL8, DALLI8, DILAK8, KURYA8, KIRAY8, KAYIR8, LAYIK8, YULAR8, YARIK8, KILIR7, KILLI7, LIKIR7, ALLIK6, KURAL6, KARLI6

ALLIK

[isim]

  • Al olma durumu

    Yanaklarının allığından kinaye, ona alyanak lakabını takmışlar. - Sermet Muhtar Alus

  • Kadınların süs için yanaklarına sürdükleri al boya

KURAL

[isim]

  • Bir sanata, bir bilime, bir düşünce ve davranış sistemine temel olan, yön veren ilke, nizam

    Dil bilgisi kuralları.

  • Davranışlarımıza yön veren, uyulması gereken ilke

    O, yirmi beş yaşına kadar umumi kurallara, yargılara sığmayan bir hayat yaşamıştır. - Halide Edip Adıvar

Birleşik Kelimeler: kural dışı, kurala aykırı, üç birlik kuralı, görgü kuralları, yazım kuralları

KARLI

[sıfat]

  • Üstünde kar bulunan

    Baş pınarın karlı suyun içelim / Gurbet kalesini tezce geçelim - Halk türküsü

  • Kar yağan

    Kışın çok karlı, tipili günlerinden başka günlerini günahı kadar sevmezdi. - Osman Cemal Kaygılı

[sıfat]

  • Kârı olan, kazançlı

    Şimdi ayrıntılara girmeyelim. Kitapta yazılanlara inanmak, inanmamaktan çok daha kârlıdır. - Nazım Hikmet

Birleşik Kelimeler: kârlı iş

KILIR

[isim]

[bitki bilimi]

  • Maydanozgillerden, bir yıllık ve özel kokulu otsu bir bitki (Ammi visnaga)

KILLI

[sıfat]

  • Kılı olan, kıl ile kaplı

    İhtiyarın zayıf damarları kabarmış kıllı elleri dizlerinin üstündeydi. - Peyami Safa

LIKIR

[isim]

  • Sıvıların bir kaptan akarken çıkardığı ses

Birleşik Kelimeler: lıkır lıkır

ARDIL

[isim]

  • Birinin ardından gelip onun yerine geçen kimse, arda, halef, öncel karşıtı

[mantık]

  • Bir çıkarımda varılan sonuç

Birleşik Kelimeler: ardıl görüntü

AYRIK

[sıfat]

  • Ayrılmış

    Yandan ayrık, tek tük gümüş pırıltılı saçları. - Yusuf Ziya Ortaç

  • Ayrı tutulan, başkalarına benzemeyen, ayrıcalı, müstesna
  • Kural dışı
  • Düzgün ve uygun olmayan, çarpık

    Apış arasına fazla tülbent ve mermerşahi tıkarak bebeği çarpık ve ayrık bacaklı, tenasüpsüz olmaktan korur. - Refik Halit Karay

[isim]

  • Ayrık otu

Birleşik Kelimeler: ayrık kümeler, ayrık otu

AYLIK

[isim]

  • Birine, görevi karşılığı olarak veya geçimi için her ay ödenen para, maaş

    Ordu ve hükûmet aylıklarımızın bir kısmıyla altın alırdık. - Falih Rıfkı Atay

[sıfat]

  • Bir ay içinde olan

    Aylık ücretin ödenmesi de garip bir biçim almıştı. - Adalet Ağaoğlu

[sıfat]

  • Bir ay süren, mahiye

    Aylık iş.

[sıfat]

  • Ayda bir kez yapılan veya çıkan

    Aylık toplantı. Aylık rapor. Aylık dergi.

[sıfat]

  • Belirli aydan beri var olan

    Üç aylık çocuk.

[zarf]

  • Bir ay için

Ata Sözleri ve Deyimler

  • aylığa geçmek
  • aylık almak
  • aylık bağlamak
  • aylık vermek

Birleşik Kelimeler: onbiraylık, üç aylık, emekli aylığı

DURAK

[isim]

  • Tren, tramvay, otobüs, minibüs vb. genel taşıtların durmak zorunda olduğu veya durabileceği yer

    İlk durakta otobüsten atlayarak geriye döndüm. - Sait Faik Abasıyanık

  • Çok sayıda taksinin bir arada çalıştığı ve bağlı olduğu işletme
  • Kısa bir süre konaklanacak, durulacak yer

    Sonraki durağımız sebzeci Mecit'in dükkânıydı. - Ayşe Kulin

[dil bilgisi]

  • Konuşmada, anlamın gerektirdiği biçimde kelimeler arasındaki ses kesintisi

[edebiyat]

  • Hece ölçüsüyle yazılmış şiirlerde ölçü kalıpları içindeki durma yerleri

[müzik]

  • Bir ölçü uzunluğunda susma

[eskimiş]

  • Cümle sonundaki nokta

Birleşik Kelimeler: dolmuş durağı, emniyet durağı

DURAL

[sıfat]

  • Hep aynı durumda ve değişmeden kalan

    Yalnızca ölümden oluşan o dural tarih içinde, kendisinin de bir evrimi olabileceğini hiç düşünmemişti. - Murathan Mungan

DALLI

[sıfat]

  • Dalları olan
  • Üzerinde dal ve çiçek deseni bulunan (kumaş)

Birleşik Kelimeler: dallı budaklı, dallı güllü, bindallı, cimdallı

DILAK

[isim]

[halk ağzında]

  • Bızır

KURYA (Kelime Kökeni: İngilizce curia)

[isim]

  • Vatikan'ı yöneten yürütme ve yargılama organlarının bütünü

KIRAY

[sıfat]

  • Yol kesen, asi
  • Genç, delikanlı