DUTÇULUK ile Oluşan Kelimeler (DUTÇULUK Kelime Türetme)

DUTÇULUK harflerinden oluşan 26 kelime bulunuyor. DUTÇULUK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Dutçuluk kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.

8 Harfli Kelimeler

DUTÇULUK16

6 Harfli Kelimeler

DUTLUK10, KUTULU9, UTKULU9

5 Harfli Kelimeler

DULUK9, KUTLU7, TULUK7

4 Harfli Kelimeler

UTÇU9, UÇLU9, UÇUK9, KUTU6, KUUT6, KULU6, TULU6, UTLU6, UTKU6

3 Harfli Kelimeler

ÇUL7, DUT6, DUL6, ULU5, KUL4, KUT4, TUL4

2 Harfli Kelimeler

6, TU3, UT3

TU

[ünlem]

  • Tuh

    Tu, böyle mi olacaktı!

Birleşik Kelimeler: tu kaka

UT

[isim]

  • Utanma duygusu

Birleşik Kelimeler: ut açıcı, ut yeri

[isim]

[müzik]

  • Klasik Türk müziği araçlarından, iri karınlı, kirişli, mızrapla çalınan bir çalgı

    Ferhunde, burada sevdiği bir ut muallimiyle evlenip bahtiyar olmuştu. - Reşat Nuri Güntekin

KUL

[isim]

  • Tanrı'ya göre insan

    Kul ile Tanrı'nın arasına girilmez.

[tarih]

  • Köle

    Kendisi kabilenin beyinin kullarından birinin kızıydı. - Halide Edip Adıvar

[tarih]

  • Karavaş

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kula kul olmak
  • kul etmek
  • kul köle olmak
  • kul kusursuz olmaz
  • kul olmak
  • kul sıkışmayınca (veya daralmayınca veya bunalmayınca) Hızır yetişmez
  • kulunuz

Birleşik Kelimeler: kul cinsi, kul hakkı, kul kâhyası, kul kethüdası, kul oğlanı, kuloğlu, kul taksimi, kul yapısı, buyruk kulu, emir kulu, kapı kulu

KUT

[isim]

  • Devlet idaresinde güç, yaratıcılık ve yetki bakımından sahip olunan üstün güç
  • Mutluluk

[mit.]

  • İlahi bir kaynaktan gelen rahmet, bereket

TUL (Kelime Kökeni: Arapça ṭūl)

[isim]

[eskimiş]

[gök bilimi]

  • Boylam

[matematik]

  • Uzunluk

Birleşik Kelimeler: tul derecesi

ULU

[sıfat]

  • Erdemleri bakımından çok büyük, yüce

    Aile uluları arasında buna bir çare bulmak için dertleşmeler olur. - Reşat Nuri Güntekin

  • Çok yüksek, çok büyük olan (şey)

    Dökülen meyvelerinden fazla, açılmış çiçekleri bulunan bir ulu ağaç. - İbrahim Alâeddin Gövsa

KUTU (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

  • İnce tahta, mukavva, teneke, plastik vb.nden yapılmış, genellikle kapaklı kap

    Enfiyesini, üstü mineli bir kutudan çekerdi. - Abdülhak Şinasi Hisar

[sıfat]

  • Bu kabın alabildiği miktarda olan

    Tam bir kutu çorabı tıkıştırdılar koltuğumun altına. - Nazım Hikmet

  • Elektrik veya telefon tellerinin toplanıp bağlandığı kap

[mecaz]

  • Bir kimsede, bir yerde, bir şeyde iyi veya kötü bir özelliğin fazlalığını belirten bir söz

    Akıl kutusu. Fesat kutusu.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kutu gibi

Birleşik Kelimeler: kutu kutu, camekânlı kutu, kapalı kutu, karakutu, kara kutu, akıl kutusu, batarya kutusu, boya kutusu, ecza kutusu, kalem kutusu, mücevher kutusu, posta kutusu, sorgu kutusu, şikâyet kutusu, vites kutusu, yağ kutusu, yakınma kutusu, zemberek kutusu

KUUT (Kelime Kökeni: Arapça ḳuʿūd)

[isim]

[eskimiş]

[din bilgisi]

  • Namazın oturularak kılınan kısmı
  • Oturma

KULU

[isim]

  • Konya iline bağlı ilçelerden biri

TULU (Kelime Kökeni: Arapça ṭulūʿ)

[isim]

[eskimiş]

  • Güneşin doğması, doğuşu

UTLU

[sıfat]

  • İffetli

UTKU

[isim]

  • Yengi

DUT (Kelime Kökeni: Farsça tūt)

[isim]

[bitki bilimi]

  • Dutgillerden, kuzey yarım kürenin genellikle ılıman bölgelerinde yetişen, yapraklarıyla ipek böceği beslenen ağaç (Morus)
  • Bu ağacın, ak, kara, pembe renkte ekşi veya tatlı, sulu meyvesi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • dut gibi olmak
  • dut yemiş bülbüle dönmek

Birleşik Kelimeler: dut hoşafı, dut kurusu, dut pekmezi, akdut, karadut, diken dutu, kâğıt dutu

DUL

[isim]

  • Eşi ölmüş veya eşinden boşanmış kadın veya erkek

    Bebek'teki evinde bir dul kız kardeşiyle yalnız yaşar. - Reşat Nuri Güntekin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • dul kalmak

Birleşik Kelimeler: dulaptal otu, dulavrat otu, karadul

[isim]

  • Genellikle uzun bir nesnenin incelerek biten son ve sivri noktası

    Bu resmin iki gözü bir makasın ucu ile oyulmuştu. - Aka Gündüz

  • Bir şeyin baş veya son noktası
  • Bir şeyin kenarı

    Kırk kişilik bir masanın bir ucunda, üç kişiyiz. - Refik Halit Karay

  • Dış kenar, periferi
  • Bir uzaklığın son noktası

    İstikbal, bu yolun ucundan bir güneş gibi doğuyor. - Falih Rıfkı Atay

  • Bir şeyin başı, tepesi
  • Kurşun kalemlerde yazmayı sağlayan kömürden yapılan madde

[sıfat]

  • Bir şeye gereğinden çok fazla bağlanan, önem veren, ekstrem

[tarih]

  • Türk devletlerinde genellikle sınır boylarındaki eyalet ve sancak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ucu (herhangi birine) dokunmak
  • ucu bucağı olmamak (veya görünmemek)
  • ucu bucağı yok (veya kayıp)
  • ucunda (bir şey) bulunmak
  • ucundan tutmak
  • ucunu bulmak
  • ucunu kaçırmak
  • ucu ortası belli olmamak
  • uç vermek

Birleşik Kelimeler: uç beyi, uçkurutan, uç uca, uçtan uca, ucu açık, ucu kapalı, ucu ucuna, artı uç, aşırı uç, eksi uç, ileri uç, orta uç, ayakucu, ayak ucu, baş ucu, cirit ucu, göz ucu, ipucu