DURAĞANLAŞMAK Harflerini İçeren 8 Harfli Kelimeler

DURAĞANLAŞMAK harflerini içeren 8 harfli 31 kelime bulunuyor. 8 harfli DURAĞANLAŞMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

UĞRAŞMAK20, AĞLAŞMAK19, DAĞLANMA18, DAĞLAMAK18, UĞRALAMA17, UĞRANMAK17, AĞLANMAK16, AĞALANMA16, KURLAĞAN16, ANLAMDAŞ14, ADLAŞMAK14, AKŞAMDAN14, DARLAŞMA14, DALAŞMAK14, URLAŞMAK13, ANLAŞMAK12, DURALAMA12, ŞARLAMAK12, ADLANMAK11, ADAKLAMA11, ALDANMAK11, DALANMAK11, DARALMAK11, ALAKADAR10, ARKALAMA9, ARALANMA9, ARALAMAK9, ARAKLAMA9, ARLANMAK9, KARALAMA9, KARLANMA9

ARKALAMA

[isim]

  • Arkalamak işi, müzaheret

ARALANMA

[isim]

  • Aralanmak işi

ARALAMAK

[-i]

  • İki şey arasında açıklık oluşturmak, az açmak

    Kapısını hafifçe araladı. - Falih Rıfkı Atay

  • Aralıklı duruma getirmek, seyrekleştirmek

    Şu sandalyeleri biraz aralayınız.

[halk ağzında]

  • Bitkilerin fazla dal ve çubuklarını kesmek, seyrekleştirmek

ARAKLAMA

[isim]

  • Araklamak işi, çalma, aşırma

ARLANMAK

[nesnesiz]

  • Utanmak

    Ramazan günü alenen meyveli gazoz içmeye arlanmıyor musun? - Haldun Taner

KARALAMA

[isim]

  • Karalamak işi
  • El alıştırmak için çok tekrarlanarak yazılan yazı
  • Üstünde düzeltmeler yapılan, temize çekilmemiş yazı taslağı, müsvedde

    İlk şiirim olan bir türkü güftesini, Üsküp türkülerinde gördüğüm vezinle karalamaya başladım. - Yahya Kemal Beyatlı

[mecaz]

  • Leke sürme, kötülük yükleme

Birleşik Kelimeler: karalama beyti, karalama defteri

KARLANMA

[isim]

  • Karlanmak işi

ALAKADAR (Kelime Kökeni: Arapça ʿalāḳa + Farsça -dār)

[sıfat]

  • İlgili

Ata Sözleri ve Deyimler

  • alakadar etmek
  • alakadar olmak

ADLANMAK

[nesnesiz]

  • Kendisine ad verilmek, isimlenmek
  • Kötü ün kazanmak, isimlenmek

ADAKLAMA

[isim]

  • Adaklamak işi

ALDANMAK

[-e]

  • Görünüşe bakarak yanlış bir yargıya varmak, yanılmak

    Bunun aksini umanlar aldanacaktır, hüsrana uğrayacaktır. - Kerim Korcan

  • Bir hileye, bir yalana kanmak

[nesnesiz]

  • Hayal kırıklığına uğramak

    Sen benim dediklerime kulak ver, aldanmazsın! - Memduh Şevket Esendal

[nesnesiz]

  • Avunmak, oyalanmak
  • Havanın birden ısınmasıyla zamansız açan çiçek, soğuk sebebiyle donmak

DALANMAK

[nesnesiz]

  • Dalama işine konu olmak

DARALMAK

[nesnesiz]

  • Dar duruma gelmek, küçülmek

    İleride yolun daraldığını göre göre gaza yüklendi. - Elif Şafak

  • Azalmak

    Yıllar geçer, bir gün bakarsınız vakitler daralmış. - Reşat Nuri Güntekin

  • Zayıflamak

    Hafızası o kadar daralmış, bir sene evvelini hatırlamıyor gibi. - Sait Faik Abasıyanık

[mecaz]

  • Güçleşmek, zorlaşmak

    Geçimi daraldı.

[mecaz]

  • Sıkışmak

    Daralan soluğu ile çıkamayacağı merdivenleri oğlunun da çıkmasını yasaklıyordu. - Necati Cumalı

[mecaz]

  • Başı dara gelmek, bunalmak

ANLAŞMAK

[nesnesiz]

  • Düşünce, duygu, amaç bakımından birleşmek, antant kalmak

    Bakın böylesine bir dilimiz olmasaydı, nasıl anlaşacaktık şimdi? - Nermi Uygur

[-le]

  • Sözleşmek, sözleşme imzalamak, kavletmek

DURALAMA

[isim]

  • Duralamak işi