Durak ile Başlayan Kelimeler

DURAK ile başlayan 14 kelime bulunuyor. Başında DURAK olan kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Durak kelimesinin anlamı nedir? İçinde durak olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

12 Harfli Kelimeler

DURAKSAMASIZ22

11 Harfli Kelimeler

DURAKSAMALI17, DURAKLATMAK15

10 Harfli Kelimeler

DURAKSAYIŞ20, DURAKLAYIŞ19, DURAKSAMAK15, DURAKLATMA14, DURAKLAMAK14

9 Harfli Kelimeler

DURAKSAMA14, DURAKLAMA13

8 Harfli Kelimeler

DURAKSIZ16, DURAKLIK12

7 Harfli Kelimeler

DURAKLI11

5 Harfli Kelimeler

DURAK8

DURAK

[isim]

  • Tren, tramvay, otobüs, minibüs vb. genel taşıtların durmak zorunda olduğu veya durabileceği yer

    İlk durakta otobüsten atlayarak geriye döndüm. - Sait Faik Abasıyanık

  • Çok sayıda taksinin bir arada çalıştığı ve bağlı olduğu işletme
  • Kısa bir süre konaklanacak, durulacak yer

    Sonraki durağımız sebzeci Mecit'in dükkânıydı. - Ayşe Kulin

[dil bilgisi]

  • Konuşmada, anlamın gerektirdiği biçimde kelimeler arasındaki ses kesintisi

[edebiyat]

  • Hece ölçüsüyle yazılmış şiirlerde ölçü kalıpları içindeki durma yerleri

[müzik]

  • Bir ölçü uzunluğunda susma

[eskimiş]

  • Cümle sonundaki nokta

Birleşik Kelimeler: dolmuş durağı, emniyet durağı

DURAKLI

[sıfat]

  • Durağı olan

[fizik]

  • Hep aynı yerde kalan, hep aynı yerde tekrarlanan

Birleşik Kelimeler: duraklı dalga

DURAKLIK

[isim]

  • Durak olma durumu
  • Durgunluk

    Birkaç saniye bir şaşkınlık duraklığı geçirdikten sonra odaya çıktı. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

DURAKLAMA

[isim]

  • Duraklamak işi

[askerlik]

  • İlerlemekte olan bir birliğin, vakitsiz, yersiz ve düzensiz olarak yürüyüşünü durdurması

DURAKLATMA

[isim]

  • Duraklatmak işi

DURAKLAMAK

[nesnesiz]

  • Hareket durumundayken kısa bir süre için durmak veya arada bir durmak

[mecaz]

  • Bir süre ses çıkarmamak, bir şey söylememek, duraksamak, tereddüt etmek

    Rüstem hayret içinde durakladı. - Sait Faik Abasıyanık

DURAKSAMA

[isim]

  • Duraksamak işi, tereddüt

    Kuşkularım ve duraksamalarımla, bir türlü durmuş oturmuş bir düzene kavuşamamanın acısını çekiyorum. - Erhan Bener

DURAKLATMAK

[-i]

  • Bir şeyin duraklamasını sağlamak

DURAKSAMAK

[nesnesiz]

  • Ne yapmak veya ne demek gerektiğini kestiremeyerek duraklamak, tereddüt etmek

    Duraksadı, gülümsedi, kâğıda uzandı, yüzünden daha esmerdi eli, biçimliydi. - Yusuf Atılgan

DURAKSIZ

[zarf]

  • Otobüs mola vermeden, duraklarda durmadan (gitmek)

[sıfat]

  • Hareketli, oynak

[sıfat]

  • Herhangi bir durağa bağlı olarak çalışmayan (taksi)

Birleşik Kelimeler: dursuz duraksız

DURAKSAMALI

[sıfat]

  • Duraksayan, tereddütlü

DURAKLAYIŞ

[isim]

  • Duraklama işi

DURAKSAYIŞ

[isim]

  • Duraksama işi

DURAKSAMASIZ

[sıfat]

  • Duraksaması olmayan, tereddütsüz