DOYURULMAK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler
DOYURULMAK harflerini içeren 6 harfli 26 kelime bulunuyor. 6 harfli DOYURULMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
RODYUM13,
KUMRAL
- Koyu sarı veya açık kestane rengi
-
Teni ve saçları sarıya çalan açık buğday rengi olan(kimse)
Ekrandaki Loretta, ince yapılı, uzun bacaklı, kumral, yeşil gözlüydü. - Elif Şafak
KORUMA
-
Korumak işi
Bütün oba sevdalıları korumanın sevinci, övüncü içindeydi. - Yaşar Kemal
- Can güvenliğinin tehlikede olduğu düşünülen bir kimseyi saldırılardan korumak üzere görevlendirilmiş kişi, koruma görevlisi
- Bankacılık alanında, bir malda veya bir menkulde gelecekte ortaya çıkacak fiyat değişikliklerine karşı korunmak amacıyla vadeli bir sözleşme yapılması
Ata Sözleri ve Deyimler
- korumaya almak
Birleşik Kelimeler: koruma aracı, koruma görevlisi, koruma polisi, koruma ünsüzü, orman koruma memuru, sahil koruma, yakın koruma, alan koruması
KURUMA
-
Kurumak işi
O zaman güneşe bakan bu güzelim çayırlara oturup kurumayı bekliyorduk. - Ayla Kutlu
- Boyanın çözücüsünün buharlaşması veya bağlayıcısının kimyasal tepkime gibi çeşitli yollarla sert bir film oluşması
KROMLU
- Birleşiminde krom bulunan
MORULA (Kelime Kökeni: Fransızca morula)
- Blastula
MORLUK
- Mor olma durumu
- Vurma ve çarpma sonucu vücutta oluşan çürük, morartı
RUMLUK
- Rum olma durumu
ULUMAK
-
Köpek, kurt, çakal vb. hayvanlar uzun, iniltili, ağlar gibi bir ses çıkarmak
Geceleyin çakallar etrafta dolaşır, ulurlardı. - Sait Faik Abasıyanık
-
İnsan iniltili ses çıkararak boğuk boğuk ağlamak
Boğazında acı bir yumru, gözleri kupkuru, yüzükoyun mutfağın taşlarına kapandı, uludu. - Halide Edip Adıvar
DOLMAK
- Dolu duruma gelmek
-
Bitkiler olgunlaşmak, erginleşmek
Gök ekini biçer gibi!.. Başaklar daha dolmadan. - Tarık Buğra
-
Bir yere iyice yayılmak, kaplamak
Oda sigara dumanı dolmuştu. - Sait Faik Abasıyanık
-
Bir yerde pek çok eşya veya kimse toplanmak, kalabalık duruma gelmek
Kıştan kurtulur kurtulmaz deniz kenarları insanla, sandalla dolar. - Sait Faik Abasıyanık
-
Süre, hesap tamamlanmak
Süresi doldu, emekliye ayrıldı.
- Sabrı tükenip öfkesi taşacak duruma gelmek
Ata Sözleri ve Deyimler
- dolup taşmak
DURMAK
-
Hareketsiz durumda olmak
Motorlu su taşıtlarından biri de kanal rıhtımının tam bizim önümüze düşen bir noktasında demir atmış duruyordu. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
-
İşlemez olmak, çalışmamak
Bileğimdeki saat durmuş. - Aka Gündüz
-
Bir yerde bir süre oyalanmak, eğlenmek, eğleşmek, tevakkuf etmek
Yolda nerede çeşme gördümse durdum, elimi yüzümü yıkadım, su içtim. - Necati Cumalı
-
Dinmek, kesilmek
Yağmur durdu.
-
Varlığını sürdürmek
Türklerin yüzlerce yıl önceki kitabeleri hâlâ duruyor.
-
Var olmak
Bu kadar dersim dururken sinemaya nasıl gideyim?
-
Beklemek, dikilmek
Oturacak değil, ayakta duracak yer yok. - Reşat Nuri Güntekin
-
Yaşamak
Anneannen duruyor mu?
-
Birisinin malı olarak bulunmak veya o malla ilişkisi olmak
Yazlık eviniz hâlâ duruyor mu?
-
Kalmak
Artık çok durmamış, yanındaki hanımla birlikte balodan çıkmış. - Mahmut Yesari
-
Bir yerde olmak veya bulunmak
Aspirin getirmeyeceğini adı gibi biliyordu çünkü çekmecesinde dokunulmamış bir kutu duruyordu. - Tarık Buğra
-
Belli bir durumda, bir görevde bulunmak
Her gelişimde ben de maçları seyreder, kaleci dururdum. - Haldun Taner
-
Ara vermek
Sabahtan beri hiç durmadım.
- Bir konuyla çok ilgilenmek, üstüne düşmek
- Kök veya gövdeleri sonuna -a (-e) zarf-fiil eki almış fiillere gelerek süreklilik bildiren birleşik fiiller oluşturur: Çalışadurmak, bakadurmak, getiredurmak, yiyedurmak gibi
Ata Sözleri ve Deyimler
- dur! (veya durun!)
- durdu durdu, turnayı gözünden vurdu
- durduğu yerde (veya durduk yerde)
- dur durak (veya dur dinlen veya dur otur) yok
Birleşik Kelimeler: duran top, durmuş oturmuş, dursuz duraksız, durup dinlenmeden, durup durup, durup dururken, süreduran
KURMAY
- Harp akademilerine girerek eğitimlerini başarıyla bitirmiş subay, erkânıharp
-
Kurmaylık yetkisi ve niteliği olan (subay)
Bir de erkek kardeşleri varmış, bir kurmay binbaşı. - Memduh Şevket Esendal
Birleşik Kelimeler: kurmay başkanı, genelkurmay
YOLMAK
-
Bitki, tüy vb.ni çekerek yerinden çıkarmak, çekip koparmak
Yoluyor mu, ne yapıyor bilmem, pişik suratlı olmuş. - Memduh Şevket Esendal
-
Dolandırarak, hile ile birinin parasını almak
Adamcağızı iyice yoldular.
YORMAK
-
Yorgun duruma getirmek
Teknik teferruatla okurlarımı yormak istemiyorum. - Falih Rıfkı Atay
-
Sıkıntıya sokmak, üzmek
Ömer, kalbimi en çok yoran bir sima gibi hatırımda kaldı. - Halide Edip Adıvar
-
Bir anlam vermek, yorumlamak
Hayvanlara insanca duygu ve düşünceler yormak ne derece doğrudur bunu da kestiremiyorum. - Haldun Taner
- Bir sebebe bağlamak, bir duruma işaret saymak
DOKUMA
-
Dokumak işi, tekstil
Halı dokuma sanatı. Dokuma sanayisi.
- Minder örtüsü, yatak kılıfı vb. için kullanılan ve boyalı pamuk ipliğinden dokunan bez
- Kumaş olabilen, kumaş yapılabilen
- Tezgâhta dokunarak elde edilen (kumaş)
-
Yapı, oluşum
Bunun için bu ad yıllara dayanacak, boyası has, dokuması sağlam bir ad olmalı, dedim. - Memduh Şevket Esendal
Birleşik Kelimeler: dokumahane, dokuma tezgâhı, petek dokuma, tel dokuma
DOKULU
- Dokusu olan
Birleşik Kelimeler: besi dokulu