DOYULMAK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler
DOYULMAK harflerini içeren 5 harfli 25 kelime bulunuyor. 5 harfli DOYULMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
DOYUM12,
KUMLA
- Kumluk yer, geniş kumsal
LOKMA (Kelime Kökeni: Arapça luḳme)
-
Ağza bir defada alınıp götürülen yiyecek parçası, sokum
Öbür yemeklerden bile ağzına bir lokma koyamadı. - Ömer Seyfettin
- Lokma tatlısı
- Türlü kalınlıktaki cıvataları, boşluğuna geçirip sökmeye veya sıkıştırmaya yarayan metalden alet
-
Yemek
Bu akşam lokmayı beraber yeriz, tanışmış olursunuz. - Tarık Buğra
-
Genellikle haksız olarak ele geçirilen mal veya para
Bu lokma sizin için çok büyüktür, boğazınızdan geçmez; yutamayacaksınız ve boğulacaksınız. - Peyami Safa
Ata Sözleri ve Deyimler
- lokma (veya lokması) ağzında büyümek
- lokma çiğnenmeden yutulmaz
- lokma dökmek
- lokma etmek
- lokma karın doyurmaz, şefkat artırır
- lokmasını dökmek
- lokmasını saymak
Birleşik Kelimeler: lokma anahtar, lokma başlığı, lokma göz, lokma tatlısı, bir lokma, haram lokma, et lokması, kibar lokması, saray lokması
MAKUL (Kelime Kökeni: Arapça maʿḳūl)
-
Akla uygun, akıllıca
Makul bir düşünce.
-
Akıllıca iş gören, mantıklı
Makul bir adam.
-
Belirli
Tutuklanan kişilerin makul süre içinde yargılanmayı ... isteme hakları vardır. - Anayasa
-
Aşırı olmayan, uygun, elverişli
Ev için makul bir fiyat istedi.
Ata Sözleri ve Deyimler
- makul olmak
OLMAK
-
Meydana gelmek, varlık kazanmak, vuku bulmak
En şiddetli münakaşa, kumpanyanın ismi için oldu. - Sait Faik Abasıyanık
- Gerçekleşmek veya yapılmak
-
Bir görev, makam, san veya nitelik kazanmak
Okumak, eczacı olmak bu sayılı inatlarından biri ve ilkidir. - Tarık Buğra
-
Bir şeyi elde etmek, edinmek
Nihayet ben mal sahibi olacağıma göre rahattım. - Sait Faik Abasıyanık
- Bir durumdan başka bir duruma geçmek
- Herhangi bir durumda bulunmak
-
Uygun düşmek, yerinde görülmek
Böyle iş olmaz. Oraya gitmesek de olur.
-
Yetişmek, olgunlaşmak
Ekinler oldu. Üzümler daha olmadı.
-
Hazırlanmak, hazır duruma gelmek
Çay oldu.
-
Bulunmak
Kız da hemen olduğu yere oturdu. - Memduh Şevket Esendal
-
Geçmek, tamamlanmak
İki yıl oldu. Nerede ise üç yıl olacak.
-
Sürdürmek, yürütmek
İlişkilerimiz dostça olsun istiyorum.
-
Bir kuruluşla, örgütle ilgili bulunmak, mensup olmak
Partili olmak.
-
Yaklaşmak, gelip çatmak
Sabah oldu.
-
Bir şey, birinin mülkiyetine geçmek
Pırlanta gerdanlığı da tektaş küpesi de zümrüt yüzüğü de kendinin olsun! - Sermet Muhtar Alus
-
Ek fiilin geniş zamanı olan -dır (-dir) anlamında kullanılan bir söz
Annesi oluyor. Yeğeni olur.
-
Sarhoş olmak
Sen adamakıllı olmuşsun.
-
Uymak, tam gelmek
Bu şapka başıma oluyor.
-
Yitirmek, elinden kaçırmak
Tembelliği yüzünden işinden oldu.
-
Bir yerde doğmuş, yaşamış olmak
Köyden, kasabadan olmayan, düveni, dirgeni nasıl bilebilir?
-
Bir olayla karşılaşmak, başına kötü bir şey gelmek
Aman, ona bir şey olmasın! Kimseye bir şey olmadı.
-
Yol açmak
Bu davranışın ona çok zararı oldu.
-
Bir ad veya sıfatın belirttiği durumu almak
Su, buz oldu.
-
Sıfat-fiil eki almış kelimelerle birlikte başlama, bitirme vb. bildiren fiilleri oluşturur
Artık bize gelmez oldu. Bu işi yapmış olacak.
-
Hastalığa yakalanmak, tutulmak
Tifo olmak. Verem olmak.
Ata Sözleri ve Deyimler
- ... olsun ... olsun
- ola ki
- olan (veya olup) biten
- olan oldu
- oldu bilmek (veya saymak)
- olduğu kadar
- oldu olacak
- oldu olacak, kırıldı nacak
- oldu olanlar
- olmayacak duaya âmin demek
- olup olacağı
- olur a!
Birleşik Kelimeler: oldubitti, oldum bittim, oldum olası, olur olmaz, üretici olmayan alan, olsa olsa
DOLAK
-
Tozluk yerine bacaklara ayak bileğinden dize kadar dolanan ensiz ve uzun kumaş parçası
Kıran Bey, şimdi bacaklarına dolak sarmış, siyah poturlu, keçe külahlı, göğsünde fişeklikler ve elinde mavzer, tığ gibi bir delikanlıydı. - Refik Halit Karay
-
Başörtüsü, yazma
Ellerinde güzel, gizemli Arap harfleri ile yazılı dövizleri, bayrakları, başlarında kumaş dolakları. - Fürüzan
- Boyun atkısı
KOLAY
-
Sıkıntı çekmeden, yorulmadan yapılabilen, emeksiz, zahmetsiz, güç(II) ve zor karşıtı
Cebimde mevcut paradan bu kadar bir şey buna tahsis etmek pek kolaydı. - Halit Ziya Uşaklıgil
-
Kolaylık
İşin kolayını buldum.
- Kolayca, sıkıntısız bir biçimde, basitçe
Ata Sözleri ve Deyimler
- kolay gele! (veya gelsin!)
- kolayına bakmak (veya kaçmak)
- kolayına gelmek
- kolayını bulmak
- kolayı var
Birleşik Kelimeler: kolay kolay, dile kolay
LOKUM (Kelime Kökeni: Arapça rāḥat + ḥulḳūm)
-
Şekerli nişasta eriyiğini pişirip hafif ağdalaştırarak yapılan, küçük küp veya dikdörtgen biçiminde kesilen şekerleme, kesme, latilokum
Üsküdar'a gider iken bir mendil buldum / Mendilimin içine lokum doldurdum - Halk türküsü
- Dinamit lokumu
Ata Sözleri ve Deyimler
- lokum gibi
Birleşik Kelimeler: latilokum, dinamit lokumu, kuşlokumu
OKUMA
-
Okumak işi, kıraat
Okuması vardı, yazması azdı. - Burhan Felek
Ata Sözleri ve Deyimler
- okumayı sökmek
Birleşik Kelimeler: okuma bayramı, okuma günü, okuma kitabı, okuma saati, okuma vakti, okuma yazma, okuma yitimi, sesli okuma, sessiz okuma, dikiş okuması
YOLAK
-
Patika
Evlerinin önü yoldur yolaktır / Başımızda dönen derttir dolaptır - Halk türküsü
DOLMA
-
Dolmak işi
Çok geçmeden odaya çevredeki komşular dolmaya başladı. - İhsan Oktay Anar
-
Tavuk, kuzu gibi hayvanların veya biber, domates vb. sebzelerin içine pirinç ve başka şeyler doldurularak pişirilen yemek
Perihan nine evde kalacak, baklava açacak, dolma yapacaktı. - Halide Edip Adıvar
-
Doldurularak yapılan
Dolma arazi.
- Yalan, hile, dalavere
-
Üç sigara kâğıdına bolca sarılmış esrar
Oturalım şuraya da dolmamızı içelim, belki bir şeyler buluruz. - Muzaffer Uyguner
Ata Sözleri ve Deyimler
- dolma yutmak
Birleşik Kelimeler: dolma biber, dolma kalem, dolma otu, ağızdan dolma, kulaktan dolma, yalancı dolma, zeytinyağlı dolma, bamya dolması, biber dolması, domates dolması, ekmek dolması, kabak dolması, salatalık dolması, uskumru dolması, yaprak dolması
DOLAM
-
Dolama işinin her defası
Bu sargı ancak üç dolam dolanabilir.
-
Bir kez dolanacak miktarda olan
Beş dolam kuşak.
KOYMA
- Koymak işi
Birleşik Kelimeler: koyma akıl
OYMAK
- Aşiret
-
İzcilikte küçük birlik
Oymak beyi.
Birleşik Kelimeler: oymakbaşı
- Hemen hemen benzer veya aynı tür yıldızlardan oluşmuş, Samanyolu'nun seyrek yapılı genç kümelerinden her biri
-
Keskin, sivri uçlu bir cisimle bir şeyi yontarak veya delerek çukur oluşturmak
Bir ağaç kütüğünü keser, oyar, nakışlayıp bezerdi. - Samiha Ayverdi
-
Kumaş vb.ni girintili bir biçimde kesmek
Gömleğin yakasını ve koltuğunu biraz oydu.
- Bıçaklayarak yaralamak
- Kazıklamak
UYMAK
-
Ölçüleri birbirini tutmak
Ayakkabı ayağına iyi uydu.
-
Renk, biçim vb. yönünden birbirini tutmak, uygun düşmek
Kravat ceketine uymuş.
-
Zevke, anlayışa uygun düşmek
Sizin tutumunuz bizim görev anlayışımıza uyuyor.
-
Bir inanca, bir anlayışa, bir duruma veya egemen bir güce uygun davranışta bulunmak, riayet etmek
Şu acayip sevdaları bırak, muhite uy, zamana uy, hayatını mükemmel kazanırsın. - Peyami Safa
-
Bağlı kalmak, tabi olmak
Birtakım kayıt ve şartlara uymalıydı.
-
Uygun düşmek, münasip olmak
Her cihette birbirine uyacak kadın erkek bulmak dünyada kabil değildir. - Hüseyin Cahit Yalçın
Birleşik Kelimeler: uyaroğlu
YOLMA
-
Yolmak işi
Arpalar erdi de gelin, girdik yolmaya - Halk türküsü
- Sapı orakla biçilmeyecek kadar kısa kalmış ekin