[isim]

• Laubali olma durumu, ciddiyetsizlik

  Eski ihmal ve laubaliliğe mukabil şimdi bilakis büyük bir alaka gösteriliyor. - Asaf Halet Çelebi

[isim]

• Nalbant olma durumu

• Nalbandın işi

  Köyde dülgerlik ve nalbantlık yapardı. - Sait Faik Abasıyanık

[isim]

[halk ağzında]

• Halı ve kilimlere yapılan, ellerini beline koymuş insan figürünü andıran bir motif türü, eliböğründe, koçboynuzu

[sıfat]

• İçinde karbonat olan

[isim]

• Çeliğe karbon verme işlemi

[sıfat]

• Temiz kalpli olan

[isim]

• Kalburlamak işi

[-i]

• Lamba ışığıyla incelemek

  Yumurtaları lambalamışlar.

• Kapı ve pencere kenarlarına girinti açmak

[isim]

• Serbest olma durumu

  Ben, artık bütün hareket serbestliğimi kaybedip kendimi bürokrasi denilen mengenenin paslı silindirine kaptırmıştım. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[ekonomi]

• İthalatı serbest bırakma, ithalata konulmuş miktar sınırlamalarını kaldırma, liberalizm, liberasyon

[isim]

• Torbalanmak işi

[-i]

• Torbaya koymak

[-i]

• Vurmak, çarpmak

[mecaz]

• Yıkıma uğratmak

[mecaz]

• Bir işi engellemek

[isim]

[edebiyat]

• Örtmece

[zarf]

• -den sayılmak üzere

• Bakımından

  Kılık kıyafet itibarıyla bir dilenciden hiç farkı yoktur. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[isim]

[madencilik]

• Madenî bir ürünün karbon bakımından zenginleştirilmesi