Don ile Başlayan Kelimeler

DON ile başlayan 45 kelime bulunuyor. Başında DON olan kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Don kelimesinin anlamı nedir? Don ile biten kelimeler. İçinde don olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

14 Harfli Kelimeler

DONDURULMUŞLUK27, DONUKLAŞTIRMAK23

13 Harfli Kelimeler

DONDURMACILIK25, DONUKLAŞTIRMA22

11 Harfli Kelimeler

DONDURULMUŞ23, DONUKLAŞMAK19, DONKİŞOTLUK19, DONDURULMAK19, DONATTIRMAK16

10 Harfli Kelimeler

DONDURMACI21, DONUKLAŞMA18, DONDURULMA18, DONATTIRMA15, DONATILMAK15, DONAKALMAK14

9 Harfli Kelimeler

DONDURUCU20, DONATISIZ18, DONATIMCI18, DONDURMAK16, DONATILMA14, DONAKALMA13

8 Harfli Kelimeler

DONDURAÇ17, DONDURMA15, DONATILI13, DONUKLUK13, DONANMAK12, DONATMAK12

7 Harfli Kelimeler

DONATIŞ14, DONATIM12, DONANIM12, DONATMA11, DONANMA11, DONAMAK11

6 Harfli Kelimeler

DONSUZ14, DONMAK10, DONATI10, DONAMA10

5 Harfli Kelimeler

DONÖR14, DONUK9, DONMA9, DONLU9, DONAM9, DONRA8

4 Harfli Kelimeler

DONE7

3 Harfli Kelimeler

DON6

DON

[isim]

[halk ağzında]

  • Giysi
  • Vücudun belden aşağısına giyilen uzun veya kısa iç giysisi, külot

Ata Sözleri ve Deyimler

  • donuna etmek (veya kaçırmak veya doldurmak veya yapmak)

Birleşik Kelimeler: don gömlek, çatal don, iç donu, iş donu

[isim]

  • Hava sıcaklığının sıfırdan aşağı düşmesiyle suların buz tutması

Ata Sözleri ve Deyimler

  • dona çekmek
  • don çekmek
  • don çözülmek
  • don kesmek
  • don tutmak

Birleşik Kelimeler: don yağı

[isim]

  • At kılının rengi

Birleşik Kelimeler: at donu

DONE (Kelime Kökeni: Fransızca donnée)

[isim]

  • Veri

DONRA

[isim]

[halk ağzında]

  • Saç kepeği, kaş konağı
  • Kalınlaşmış, tabaka durumuna gelmiş kir

DONUK

[sıfat]

  • Parlak olmayan, mat (II)

    Donuk ışıkta birçok fokun mağaraya girdiğini görmüş. - Halikarnas Balıkçısı

  • Canlılığı olmayan, fersiz (göz)

    Bakarsınız donuk bakışlı, alık suratlı bir adam onların elinde bir dâhi çehresi alıvermiş. - Haldun Taner

[mecaz]

  • Canlılığı az olan, durgun, uyuşuk (kimse)

    Donuk bir adam.

Birleşik Kelimeler: donuk donuk

DONMA

[isim]

  • Donmak işi

Birleşik Kelimeler: donma derecesi, donma noktası

DONLU

[sıfat]

  • Donu olan

    Beyaz donlu çocukların yol kenarında selama duruşları beni içlendiriyordu. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

DONAM

[isim]

[halk ağzında]

  • Bir evin kapı, pencere, tavan, döşeme vb. bölümleri
  • Gemi ve sandalların donanımları

    Ayşe'yse köyün önünden geçen kayıkların teknelerini, yelkenlerini, donamlarını hep ezbere bilirdi. - Halikarnas Balıkçısı

DONMAK

[nesnesiz]

  • Sıvı, soğuğun etkisiyle katı duruma gelmek, buz tutmak
  • Yaşamını yitirmek, soğuktan ölmek

    Arabacım neredeyse donmak üzereydi. - Kenan Hulûsi

  • Çok üşümek
  • Bitki soğuktan zarar görmek, yararlanılmaz duruma gelmek
  • Kimyasal bir etki ile katılaşmak

    Çimento ve alçı çabuk donar.

[fizik]

  • Eriyik durumda bulunan bir metal katı duruma geçmek

[mecaz]

  • Beklenmedik bir durum karşısında birden hareketsiz kalmak

    Salonun içinde kimse kımıldayamadı. Hepsi olduğu yerde dondu. Taş kesildi. - Ömer Seyfettin

[mecaz]

  • Gelişmemek, yeniliklere açık olmamak

    Bütün kafaların donmuş, taşlaşmış olmasını istiyorlar. - Çetin Altan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • donup kalmak

DONATI

[isim]

[askerlik]

  • Teçhizat

DONAMA

[isim]

  • Süsleme

DONATMA

[isim]

  • Donatmak işi, teçhiz

DONANMA

[isim]

  • Donanmak işi
  • Belli bir amaçla kullanılan gemilerin bütünü

[denizcilik]

  • Bir devletin deniz kuvvetleri, armada

    Donanmanın topları ormanın üzerine nefes aldırmaksızın ateş döküyor. - Attila İlhan

Birleşik Kelimeler: donanma gecesi, donanma şenliği, ince donanma

DONAMAK

[-i]

  • Süslemek, tezyin etmek

DONANMAK

[nesnesiz]

  • Giyinip kuşanmak, süslenmek

[-le]

  • Yayılıp kaplanmak

    Baharda ağaçlar çiçeklerle donandı.

[-le]

  • Işıklı duruma gelmek, ışıklarla bezenmek

    Bu gördüğünüz yol, şenlik gecesi gibi ardı arası kesilmez sıra sıra otomobillerin fenerleriyle donanırdı. - Reşat Nuri Güntekin

  • Gerekli nesneler bir araya getirilip süslenmek, gösterişli duruma getirilmek

    Kırk türlü kuru yemişle donanmış masanın ortasına dikilmiş bir ince, ufak mum vardı. - Aka Gündüz

DONATMAK

[-i]

  • Birinin giyimini sağlamak
  • Süslemek

    Bütün bahçeyi donanma gecelerinde olduğu gibi fenerlerle, renkli fanuslarla donatmışlar; bayraklar asmışlar. - Sermet Muhtar Alus

  • Bir şeyin iş görebilmesi için gereken nesneleri, gereçleri katmak, teçhiz etmek

    Türk askerini donatmak için yılda 570 dolar yeter. - Attila İlhan

[mecaz]

  • Sövmek

[mecaz]

  • Azarlamak