DOLUŞMAK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

DOLUŞMAK harflerini içeren 5 harfli 21 kelime bulunuyor. 5 harfli DOLUŞMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

DOLUŞ12, DUŞAK11, KOMŞU11, KOŞUM11, OLMUŞ11, DOLUM10, KOŞAM10, KOŞMA10, KOŞUL10, KUMAŞ10, MAŞUK10, DOLMA9, DOLAM9, ŞAKUL9, DOLAK8, LOKUM8, OKUMA8, KUMLA7, LOKMA7, MAKUL7, OLMAK7

KUMLA

[isim]

  • Kumluk yer, geniş kumsal

LOKMA (Kelime Kökeni: Arapça luḳme)

[isim]

  • Ağza bir defada alınıp götürülen yiyecek parçası, sokum

    Öbür yemeklerden bile ağzına bir lokma koyamadı. - Ömer Seyfettin

  • Lokma tatlısı

[teknik]

  • Türlü kalınlıktaki cıvataları, boşluğuna geçirip sökmeye veya sıkıştırmaya yarayan metalden alet
  • Yemek

    Bu akşam lokmayı beraber yeriz, tanışmış olursunuz. - Tarık Buğra

[mecaz]

  • Genellikle haksız olarak ele geçirilen mal veya para

    Bu lokma sizin için çok büyüktür, boğazınızdan geçmez; yutamayacaksınız ve boğulacaksınız. - Peyami Safa

Ata Sözleri ve Deyimler

  • lokma (veya lokması) ağzında büyümek
  • lokma çiğnenmeden yutulmaz
  • lokma dökmek
  • lokma etmek
  • lokma karın doyurmaz, şefkat artırır
  • lokmasını dökmek
  • lokmasını saymak

Birleşik Kelimeler: lokma anahtar, lokma başlığı, lokma göz, lokma tatlısı, bir lokma, haram lokma, et lokması, kibar lokması, saray lokması

MAKUL (Kelime Kökeni: Arapça maʿḳūl)

[sıfat]

  • Akla uygun, akıllıca

    Makul bir düşünce.

  • Akıllıca iş gören, mantıklı

    Makul bir adam.

  • Belirli

    Tutuklanan kişilerin makul süre içinde yargılanmayı ... isteme hakları vardır. - Anayasa

[mecaz]

  • Aşırı olmayan, uygun, elverişli

    Ev için makul bir fiyat istedi.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • makul olmak

OLMAK

[nesnesiz]

  • Meydana gelmek, varlık kazanmak, vuku bulmak

    En şiddetli münakaşa, kumpanyanın ismi için oldu. - Sait Faik Abasıyanık

  • Gerçekleşmek veya yapılmak
  • Bir görev, makam, san veya nitelik kazanmak

    Okumak, eczacı olmak bu sayılı inatlarından biri ve ilkidir. - Tarık Buğra

  • Bir şeyi elde etmek, edinmek

    Nihayet ben mal sahibi olacağıma göre rahattım. - Sait Faik Abasıyanık

  • Bir durumdan başka bir duruma geçmek
  • Herhangi bir durumda bulunmak
  • Uygun düşmek, yerinde görülmek

    Böyle iş olmaz. Oraya gitmesek de olur.

  • Yetişmek, olgunlaşmak

    Ekinler oldu. Üzümler daha olmadı.

  • Hazırlanmak, hazır duruma gelmek

    Çay oldu.

  • Bulunmak

    Kız da hemen olduğu yere oturdu. - Memduh Şevket Esendal

  • Geçmek, tamamlanmak

    İki yıl oldu. Nerede ise üç yıl olacak.

  • Sürdürmek, yürütmek

    İlişkilerimiz dostça olsun istiyorum.

  • Bir kuruluşla, örgütle ilgili bulunmak, mensup olmak

    Partili olmak.

  • Yaklaşmak, gelip çatmak

    Sabah oldu.

  • Bir şey, birinin mülkiyetine geçmek

    Pırlanta gerdanlığı da tektaş küpesi de zümrüt yüzüğü de kendinin olsun! - Sermet Muhtar Alus

  • Ek fiilin geniş zamanı olan -dır (-dir) anlamında kullanılan bir söz

    Annesi oluyor. Yeğeni olur.

[nesnesiz]

[teklifsiz konuşmada]

  • Sarhoş olmak

    Sen adamakıllı olmuşsun.

[-e]

  • Uymak, tam gelmek

    Bu şapka başıma oluyor.

[-den]

  • Yitirmek, elinden kaçırmak

    Tembelliği yüzünden işinden oldu.

[-den]

  • Bir yerde doğmuş, yaşamış olmak

    Köyden, kasabadan olmayan, düveni, dirgeni nasıl bilebilir?

[-e]

  • Bir olayla karşılaşmak, başına kötü bir şey gelmek

    Aman, ona bir şey olmasın! Kimseye bir şey olmadı.

[-e]

  • Yol açmak

    Bu davranışın ona çok zararı oldu.

  • Bir ad veya sıfatın belirttiği durumu almak

    Su, buz oldu.

[yardımcı fiil]

  • Sıfat-fiil eki almış kelimelerle birlikte başlama, bitirme vb. bildiren fiilleri oluşturur

    Artık bize gelmez oldu. Bu işi yapmış olacak.

[yardımcı fiil]

  • Hastalığa yakalanmak, tutulmak

    Tifo olmak. Verem olmak.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ... olsun ... olsun
  • ola ki
  • olan (veya olup) biten
  • olan oldu
  • oldu bilmek (veya saymak)
  • olduğu kadar
  • oldu olacak
  • oldu olacak, kırıldı nacak
  • oldu olanlar
  • olmayacak duaya âmin demek
  • olup olacağı
  • olur a!

Birleşik Kelimeler: oldubitti, oldum bittim, oldum olası, olur olmaz, üretici olmayan alan, olsa olsa

DOLAK

[isim]

[halk ağzında]

  • Tozluk yerine bacaklara ayak bileğinden dize kadar dolanan ensiz ve uzun kumaş parçası

    Kıran Bey, şimdi bacaklarına dolak sarmış, siyah poturlu, keçe külahlı, göğsünde fişeklikler ve elinde mavzer, tığ gibi bir delikanlıydı. - Refik Halit Karay

  • Başörtüsü, yazma

    Ellerinde güzel, gizemli Arap harfleri ile yazılı dövizleri, bayrakları, başlarında kumaş dolakları. - Fürüzan

  • Boyun atkısı

LOKUM (Kelime Kökeni: Arapça rāḥat + ḥulḳūm)

[isim]

  • Şekerli nişasta eriyiğini pişirip hafif ağdalaştırarak yapılan, küçük küp veya dikdörtgen biçiminde kesilen şekerleme, kesme, latilokum

    Üsküdar'a gider iken bir mendil buldum / Mendilimin içine lokum doldurdum - Halk türküsü

  • Dinamit lokumu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • lokum gibi

Birleşik Kelimeler: latilokum, dinamit lokumu, kuşlokumu

OKUMA

[isim]

  • Okumak işi, kıraat

    Okuması vardı, yazması azdı. - Burhan Felek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • okumayı sökmek

Birleşik Kelimeler: okuma bayramı, okuma günü, okuma kitabı, okuma saati, okuma vakti, okuma yazma, okuma yitimi, sesli okuma, sessiz okuma, dikiş okuması

DOLMA

[isim]

  • Dolmak işi

    Çok geçmeden odaya çevredeki komşular dolmaya başladı. - İhsan Oktay Anar

  • Tavuk, kuzu gibi hayvanların veya biber, domates vb. sebzelerin içine pirinç ve başka şeyler doldurularak pişirilen yemek

    Perihan nine evde kalacak, baklava açacak, dolma yapacaktı. - Halide Edip Adıvar

[sıfat]

  • Doldurularak yapılan

    Dolma arazi.

[argo]

  • Yalan, hile, dalavere

[argo]

  • Üç sigara kâğıdına bolca sarılmış esrar

    Oturalım şuraya da dolmamızı içelim, belki bir şeyler buluruz. - Muzaffer Uyguner

Ata Sözleri ve Deyimler

  • dolma yutmak

Birleşik Kelimeler: dolma biber, dolma kalem, dolma otu, ağızdan dolma, kulaktan dolma, yalancı dolma, zeytinyağlı dolma, bamya dolması, biber dolması, domates dolması, ekmek dolması, kabak dolması, salatalık dolması, uskumru dolması, yaprak dolması

DOLAM

[isim]

  • Dolama işinin her defası

    Bu sargı ancak üç dolam dolanabilir.

[sıfat]

  • Bir kez dolanacak miktarda olan

    Beş dolam kuşak.

ŞAKUL (Kelime Kökeni: Arapça şāḳūl)

[isim]

[eskimiş]

[fizik]

  • Çekül

DOLUM

[isim]

  • Doldurma işi

    Benzin dolum yeri.

KOŞAM

[isim]

[halk ağzında]

  • Avuç
  • İki avuç dolusu

KOŞMA

[isim]

  • Koşmak işi

    Hamal benim dalgınlığımdan istifade ederek birdenbire bir kedi gibi fırladı ve koşmaya başladı. - Kemal Bilbaşar

[denizcilik]

  • Bir halatı, ağacı pekiştirmek için yanına konulan halat veya ağaç

[edebiyat]

  • Sazla okunmak için hece ölçüsü ile yazılmış, ilk kıtasının birinci, ikinci ve dördüncü dizeleriyle öteki kıtalarının dördüncü dizeleri birbiriyle, kalan dizeler de kendi aralarında uyaklı, konuları sevgi ve doğa olayları olan bir halk şiiri

Birleşik Kelimeler: ayaklı koşma, eş koşma

KOŞUL

[isim]

  • Şart

    Türk Eli'nin uluları bu koşullar altında yeni toprakların, yeni vatanların gereğini duyar olmuştu. - Nezihe Araz

  • Bir antlaşmada belirlenen hükümlerden her biri

Birleşik Kelimeler: ön koşul, sapma koşulu, yaşam koşulları

KUMAŞ (Kelime Kökeni: Arapça ḳumāş)

[isim]

  • Pamuk, yün, ipek vb.nden makinede dokunmuş her türlü dokuma

    Her şey, esvap ve eşya Bursa'da dokunan ipek kumaşlardan yapılmıştır. - Falih Rıfkı Atay

[mecaz]

  • Varlığı ve kişiliği oluşturan nitelik veya malzeme

Birleşik Kelimeler: kumaş mengenesi, Hint kumaşı