DOLMUŞÇU ile Oluşan Kelimeler (DOLMUŞÇU Kelime Türetme)
DOLMUŞÇU harflerinden oluşan 30 kelime bulunuyor. DOLMUŞÇU kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Dolmuşçu kelimesinin anlamı nedir? Dolmuşçu ile başlayan kelimeler. İçinde dolmuşçu olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
8 Harfli Kelimeler
DOLMUŞÇU20
6 Harfli Kelimeler
DOLMUŞ14, OLUŞUM13
5 Harfli Kelimeler
DOLUŞ12, MUŞLU11, OLÇUM11, OLMUŞ11, DOLUM10
4 Harfli Kelimeler
UÇUŞ12, MUÇO10, OLUŞ9, UÇLU9, DOLU8, OLDU8, ULUM7
3 Harfli Kelimeler
DUŞ9, MUŞ8, ŞOM8, ÇUL7, LOŞ7, MOD7, DUL6, UMU6, ULU5
2 Harfli Kelimeler
ŞU6, UÇ6, DO5, OD5, OM4, OL3
OL
-
O gösterme sıfatı
Dedi gördüm ol habibin anasın - Süleyman Çelebi
- O gösterme zamiri
OM
- Kemiklerin toparlak ucu
- Elektrikte iletkenin direnç birimi
ULU
-
Erdemleri bakımından çok büyük, yüce
Aile uluları arasında buna bir çare bulmak için dertleşmeler olur. - Reşat Nuri Güntekin
-
Çok yüksek, çok büyük olan (şey)
Dökülen meyvelerinden fazla, açılmış çiçekleri bulunan bir ulu ağaç. - İbrahim Alâeddin Gövsa
DO (Kelime Kökeni: İtalyanca do)
- Gam (II) dizisinde `si` ile `re` arasındaki ses
- Bu sesi gösteren nota işareti
Birleşik Kelimeler: do anahtarı
OD
-
Ateş
Yaz bahar ayında bir od verdiler / Yandım gittim ala karlı dağ iken - Karacaoğlan
Ata Sözleri ve Deyimler
- od yok ocak yok
Birleşik Kelimeler: od ocak
DUL
-
Eşi ölmüş veya eşinden boşanmış kadın veya erkek
Bebek'teki evinde bir dul kız kardeşiyle yalnız yaşar. - Reşat Nuri Güntekin
Ata Sözleri ve Deyimler
- dul kalmak
Birleşik Kelimeler: dulaptal otu, dulavrat otu, karadul
UMU
- Umut, istek, arzu
ŞU
-
Bu kelimesine göre yerde, zamanda veya söz zincirinde biraz uzak olanı niteleyen söz
Bu parayı da şu adrese gönderiver. - Ayla Kutlu
-
Biraz uzakta olan bir varlığı veya biraz önce anılan bir şeyi işaret yolu ile belirtmek için kullanılan söz, şurası
Bunu istemem, şunu isterim.
Ata Sözleri ve Deyimler
- şu denli
- şu günlerde (veya sırada)
- şu kadar
- şu kadar ki
- şuna bak!
- şundan
- şunun şurası
- şusu busu
Birleşik Kelimeler: şu açıdan, şu bakımdan, şu bu, şu hâlde, şu takdirde, şu yönden, şu yüzden
UÇ
-
Genellikle uzun bir nesnenin incelerek biten son ve sivri noktası
Bu resmin iki gözü bir makasın ucu ile oyulmuştu. - Aka Gündüz
- Bir şeyin baş veya son noktası
-
Bir şeyin kenarı
Kırk kişilik bir masanın bir ucunda, üç kişiyiz. - Refik Halit Karay
- Dış kenar, periferi
-
Bir uzaklığın son noktası
İstikbal, bu yolun ucundan bir güneş gibi doğuyor. - Falih Rıfkı Atay
- Bir şeyin başı, tepesi
- Kurşun kalemlerde yazmayı sağlayan kömürden yapılan madde
- Bir şeye gereğinden çok fazla bağlanan, önem veren, ekstrem
- Türk devletlerinde genellikle sınır boylarındaki eyalet ve sancak
Ata Sözleri ve Deyimler
- ucu (herhangi birine) dokunmak
- ucu bucağı olmamak (veya görünmemek)
- ucu bucağı yok (veya kayıp)
- ucunda (bir şey) bulunmak
- ucundan tutmak
- ucunu bulmak
- ucunu kaçırmak
- ucu ortası belli olmamak
- uç vermek
Birleşik Kelimeler: uç beyi, uçkurutan, uç uca, uçtan uca, ucu açık, ucu kapalı, ucu ucuna, artı uç, aşırı uç, eksi uç, ileri uç, orta uç, ayakucu, ayak ucu, baş ucu, cirit ucu, göz ucu, ipucu
ULUM (Kelime Kökeni: Arapça ʿulūm)
- Bilimler, ilimler
ÇUL (Kelime Kökeni: Arapça cūl)
-
Genellikle kıldan yapılmış kaba dokuma
Geceleri Ali, bir çula bürünerek yatıyordu. - Ömer Seyfettin
-
Kıldan veya yünden yapılmış hayvan örtüsü
Ata çul örtmek.
- Tekke mensuplarının büründüğü örtü
- Giyim, giysi
Ata Sözleri ve Deyimler
- çul içinde arslan yatar
- çulu düzmek (veya düzeltmek)
Birleşik Kelimeler: çul çaput, çultutmaz
LOŞ
-
Yeterince aydınlık olmayan, yarı karanlık, az ışık alan
İçeriye doğru gittiler, loş bir köşede, küçük bir masaya yerleştiler. - Halide Edip Adıvar
- Az aydınlatan (ışık)
DOLU
-
Havada su buğusunun birden yoğunlaşıp katılaşmasından oluşan, türlü irilikte, yuvarlak veya düzensiz biçimli buz parçaları durumunda yere hızla düşen bir yağış türü
Dolu ekinlerini vurmuşsa bir yıl aç demekti. - Tarık Buğra
-
İçi boş olmayan, dolmuş, meşbu, pür, boş karşıtı
Su ile dolu bir şişe.
-
Bir yerde sayıca çok
Dağda keklik dolu.
-
Boş yeri olmayan, her yeri tutulmuş olan
Haftaya pazartesiye kadar bütün uçaklar dolu. - Attila İlhan
-
Boş vakti olmayan, meşgul
Bugün doluyum.
- Çok olan (iş, uğraş, olay vb.)
-
İçinde atılacak mermisi bulunan (top, tüfek vb. ateşli silahlar)
Tabanca doludur, dikkat edin.
- Tornacılıkta delik açılmamış (gereç)
- Bir duygunun güçlü etkisinde olan
- İçki doldurulmuş bardak
Ata Sözleri ve Deyimler
- doluya koydum almadı, boşa koydum dolmadı
Birleşik Kelimeler: doludizgin, dolu serpme, bir dolu, deli dolu, hayat dolu, yaşam dolu, yüreği dolu
OLDU
- Evet
- Başüstüne
MUŞ (Kelime Kökeni: Fransızca mouche)
-
Altı düz, küçük gezinti vapuru
Ertuğrul yatına bir muş yaklaştı. O muştan redingotlu asker üniformalı birçok paşalar çıktılar. - Yahya Kemal Beyatlı
- Türkiye'nin Doğu Anadolu Bölgesi'nde yer alan illerinden biri
Birleşik Kelimeler: Muş lalesi