Do ile Başlayan 8 Harfli Kelimeler

DO harfleri ile başlayan 8 harfli 73 kelime bulunuyor. Başında DO olan 8 harfli kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "do ile biten 8 harfli kelimeler. İçinde Do olan 8 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

DOĞUMEVİ26, DOĞRUSUZ24, DOĞRAYIŞ24, DOĞURUCU24, DOĞURGAN23, DOĞULUCA23, DOĞAÜSTÜ23, DOSDOĞRU23, DOĞDURMA22, DOĞUŞTAN22, DOĞUMSAL21, DOĞRULUM21, DOĞRUDAN21, DOĞAÇTAN21, DOĞANŞAR21, DOĞANYOL21, DOYUMEVİ21, DOĞRUSAL20, DOĞRULUK20, DOĞRULTU20, DOĞRULMA20, DOĞURMAK20, DOĞURTMA20, DOLMUŞÇU20, DOYUMSUZ20, DOĞRATMA19, DOĞRANMA19, DOĞRAMAK19, DOĞALLIK19, DOLGUNCA19, DOKUYUCU19, DOKUZGEN19, DOYURUCU19, DOLDURUŞ18, DOLAYSIZ18, DOKUZTAŞ18, DOYUŞMAK18, DOMUZUNA17, DOMUZLUK17, DOKUMACI17, DOLAMBAÇ17, DONDURAÇ17, DOYASIYA17, DOGMATİK16, DOMUZLAN16, DOLUŞMAK16, DOKURCUK16, DOKURCUN16, DOLAKSIZ16, DOYUMLUK16, DOMİNYON15, DOLDURMA15, DOLAŞMAK15, DONDURMA15, DOYULMAK15, DOYUNMAK15, DOYURMAK15, DOKUMALI14, DOMESTİK13, DOMALTMA13, DOMALMAK13, DOLUKMAK13, DOLMALIK13, DOKUNMAK13, DOKUNSAL13, DOKUTMAK13, DONATILI13, DONUKLUK13, DOMİNANT12, DOKSANAR12, DOLANMAK12, DONANMAK12, DONATMAK12

DOMİNANT (Kelime Kökeni: Fransızca dominante)

[sıfat]

  • Baskın

DOKSANAR

[sıfat]

  • Doksan sıfatının üleştirme sayı sıfatı
  • Her birine doksan, her defasında doksanı bir arada olan

DOLANMAK

[-e]

  • Bir şeyin çevresine sarılmak

    Kocasının kolu beline bir kobra gibi dolanmış, ince kaburgalarını birbirine geçirecek gibi sıkıyordu. - Halide Edip Adıvar

[nesnesiz]

  • Bir şeyin çevresinde dönmek, gezmek, dolaşmak

    Arkadan dolanıp uzaktan gözetleyecekti çeşmeyi. - Çetin Altan

[nesnesiz]

  • Karışmak, dolaşmak

[-de]

  • Gelişigüzel gezmek

    Kızlarının, gelinlerinin evleri arasında dolanıyor, hep evini, komşularını arıyordu. - Necati Cumalı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • dolanıp durmak

DONANMAK

[nesnesiz]

  • Giyinip kuşanmak, süslenmek

[-le]

  • Yayılıp kaplanmak

    Baharda ağaçlar çiçeklerle donandı.

[-le]

  • Işıklı duruma gelmek, ışıklarla bezenmek

    Bu gördüğünüz yol, şenlik gecesi gibi ardı arası kesilmez sıra sıra otomobillerin fenerleriyle donanırdı. - Reşat Nuri Güntekin

  • Gerekli nesneler bir araya getirilip süslenmek, gösterişli duruma getirilmek

    Kırk türlü kuru yemişle donanmış masanın ortasına dikilmiş bir ince, ufak mum vardı. - Aka Gündüz

DONATMAK

[-i]

  • Birinin giyimini sağlamak
  • Süslemek

    Bütün bahçeyi donanma gecelerinde olduğu gibi fenerlerle, renkli fanuslarla donatmışlar; bayraklar asmışlar. - Sermet Muhtar Alus

  • Bir şeyin iş görebilmesi için gereken nesneleri, gereçleri katmak, teçhiz etmek

    Türk askerini donatmak için yılda 570 dolar yeter. - Attila İlhan

[mecaz]

  • Sövmek

[mecaz]

  • Azarlamak

DOMESTİK (Kelime Kökeni: Fransızca domestique)

[isim]

  • İç, ülke içi

[sıfat]

  • Evcil

[sıfat]

  • Yerel, yerli

DOMALTMA

[isim]

  • Domaltmak işi

DOMALMAK

[nesnesiz]

[halk ağzında]

  • Dizler bükük, baş ileride, çömelmiş bir durum almak

DOLUKMAK

[nesnesiz]

[halk ağzında]

  • Göz yaşarmak, ağlayacak duruma gelmek

DOLMALIK

[sıfat]

  • Dolma yapmaya yarar

    Dolmalık fıstık.

Birleşik Kelimeler: dolmalık biber

DOKUNMAK

[-e]

  • Nesnelerin sıcaklık, soğukluk, sertlik, yumuşaklık vb. niteliklerini derinin altındaki sinir uçları aracılığıyla duymak, değmek, el sürmek, temas etmek

    Bir elektrik zilinin düğmesine dokunduk. - Ahmet Haşim

  • Karıştırmak

    Bu kâğıtlara kimse dokunmasın.

[nesnesiz]

  • Almak, kullanmak, el sürmek

    Buğdaydan, bulgurdan ne varsa kimse dokunmuyor, daha zor günlere saklıyordu. - Nezihe Araz

[nesnesiz]

  • Sağlığını bozmak

    Bu yemek bana dokunur. Bu hava dokundu.

  • İnsanın içine işlemek, duygulandırmak, etkilemek, koymak, batmak

    Hiçbir gözyaşının bana onunkiler kadar dokunduğunu hatırlamıyorum. - Reşat Nuri Güntekin

  • İlişkin, ilgili olmak, değinmek

    Eğitim konusuna dokunan bir yazı.

  • Hafifçe değmek

    Rüzgâr estikçe dal antene dokunuyor.

  • Onur, anlayış vb. ile uyuşmaz bir durum ortaya çıkmak

[mecaz]

  • Tedirgin etmek, sataşmak

    Bu karıncaya dokunmayan çocuk o kocaman adamın oracıkta pestilini çıkaracaktı. - Sait Faik Abasıyanık

[nesnesiz]

  • Dokuma işi yapılmak

    Halılar dokundu.

DOKUNSAL

[sıfat]

[biyoloji]

  • Dokunum ile ilgili olan

DOKUTMAK

[-e]

[-i]

  • Dokuma işini yaptırmak

DONATILI

[sıfat]

  • Donatısı olan

DONUKLUK

[isim]

  • Donuk olma durumu

    Bu donukluktan ilk sıyrılan Cemal oldu. - Elif Şafak