Do ile Başlayan 6 Harfli Kelimeler

DO harfleri ile başlayan 6 harfli 29 kelime bulunuyor. Başında DO olan 6 harfli kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "do ile biten 6 harfli kelimeler. İçinde Do olan 6 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

DOĞACI20, DOĞULU18, DOĞMAK17, DOĞRAM17, DOPİNG17, DOYGUN16, DOYMUŞ16, DOYMAZ15, DOMDOM14, DOMBAY14, DOLMUŞ14, DOLGUN14, DONSUZ14, DOSTÇA13, DOÇENT12, DOLUSU12, DOLAYI12, DOYMAK12, DOMİNO11, DOKUMA11, DOKULU11, DOKSAN10, DOKTOR10, DONMAK10, DONATI10, DONAMA10, DOLMEN10, DOLMAK10, DOLAMA10

DOKSAN

[isim]

  • Seksen dokuzdan sonra gelen sayının adı
  • Bu sayıyı gösteren 90 ve XC rakamlarının adı

[sıfat]

  • Dokuz kere on, seksen dokuzdan bir artık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • doksan kapının ipini çekmek

DOKTOR (Kelime Kökeni: Fransızca docteur)

[isim]

  • Hekim

    Suzinak faslının eski yeni şarkıları birbirini takip ederken bu hâle gülen doktor gezinmeye başladı. - Ahmet Hikmet Müftüoğlu

  • Bir fakülteyi veya bir yüksekokulu bitirdikten sonra belli bir bilim dalında en yükseköğrenim basamağına vardığını, geçirdiği özel sınavla ve başarılı bir eserle gösterenlere verilen akademik unvan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • doktora görünmek
  • doktor doktor gezmek (veya dolaşmak)

Birleşik Kelimeler: uzman doktor, aile doktoru, akıl doktoru, çocuk doktoru, diş doktoru, göz doktoru, ruh doktoru

DONMAK

[nesnesiz]

  • Sıvı, soğuğun etkisiyle katı duruma gelmek, buz tutmak
  • Yaşamını yitirmek, soğuktan ölmek

    Arabacım neredeyse donmak üzereydi. - Kenan Hulûsi

  • Çok üşümek
  • Bitki soğuktan zarar görmek, yararlanılmaz duruma gelmek
  • Kimyasal bir etki ile katılaşmak

    Çimento ve alçı çabuk donar.

[fizik]

  • Eriyik durumda bulunan bir metal katı duruma geçmek

[mecaz]

  • Beklenmedik bir durum karşısında birden hareketsiz kalmak

    Salonun içinde kimse kımıldayamadı. Hepsi olduğu yerde dondu. Taş kesildi. - Ömer Seyfettin

[mecaz]

  • Gelişmemek, yeniliklere açık olmamak

    Bütün kafaların donmuş, taşlaşmış olmasını istiyorlar. - Çetin Altan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • donup kalmak

DONATI

[isim]

[askerlik]

  • Teçhizat

DONAMA

[isim]

  • Süsleme

DOLMEN (Kelime Kökeni: Keltçe)

[isim]

[tarih]

  • İkisi dikili, üçüncüsü de bunların üzerine kapak gibi yatırılmış üç büyük taştan oluşturulmuş Taş Devri mezarı

DOLMAK

[nesnesiz]

  • Dolu duruma gelmek
  • Bitkiler olgunlaşmak, erginleşmek

    Gök ekini biçer gibi!.. Başaklar daha dolmadan. - Tarık Buğra

  • Bir yere iyice yayılmak, kaplamak

    Oda sigara dumanı dolmuştu. - Sait Faik Abasıyanık

  • Bir yerde pek çok eşya veya kimse toplanmak, kalabalık duruma gelmek

    Kıştan kurtulur kurtulmaz deniz kenarları insanla, sandalla dolar. - Sait Faik Abasıyanık

  • Süre, hesap tamamlanmak

    Süresi doldu, emekliye ayrıldı.

[mecaz]

  • Sabrı tükenip öfkesi taşacak duruma gelmek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • dolup taşmak

DOLAMA

[isim]

  • Dolamak işi
  • Giysilerin üstüne giyilen, önü açık bir tür üstlük
  • Poşu

    Başıma bir dolama sarıp vardım hocanın durağına. - Turan Oflazoğlu

[mimarlık]

  • Çeşitli eserlerdeki barok ve rokoko üslubunda iç içe süsleme motifi

[tıp]

  • Tırnak etrafındaki yumuşak bölümlerin, bazen de kemiğin iltihaplanmasından ileri gelen ağrılı şiş

Birleşik Kelimeler: dolama otu

DOMİNO (Kelime Kökeni: Fransızca domino)

[isim]

  • Üzerleri noktalarla işaretli dikdörtgen biçiminde yirmi sekiz taşla masa üzerinde oynanan bir oyun

    Kahvede vakit tavla, dama ya da domino oynayarak geçer. - Salâh Birsel

  • Maskeli balolarda giyilen kukuletalı uzun giysi

DOKUMA

[isim]

  • Dokumak işi, tekstil

    Halı dokuma sanatı. Dokuma sanayisi.

  • Minder örtüsü, yatak kılıfı vb. için kullanılan ve boyalı pamuk ipliğinden dokunan bez

[sıfat]

  • Kumaş olabilen, kumaş yapılabilen

[sıfat]

  • Tezgâhta dokunarak elde edilen (kumaş)

[mecaz]

  • Yapı, oluşum

    Bunun için bu ad yıllara dayanacak, boyası has, dokuması sağlam bir ad olmalı, dedim. - Memduh Şevket Esendal

Birleşik Kelimeler: dokumahane, dokuma tezgâhı, petek dokuma, tel dokuma

DOKULU

[sıfat]

  • Dokusu olan

Birleşik Kelimeler: besi dokulu

DOÇENT (Kelime Kökeni: Almanca Dozent)

[isim]

  • Üniversitelerde profesörden önceki basamakta bulunan öğretim üyesi

    Bu niyetle asistanların, doçent ve profesörlerle ilişkilerini gözlemliyordu. - Ahmet Ümit

Birleşik Kelimeler: yardımcı doçent

DOLUSU

[sıfat]

  • Dolduracak kadar

    Aç ve susuzuz düşüncesiyle bir sepet dolusu şeftali de almışlar getirmişler. - Azra Erhat

Birleşik Kelimeler: ağız dolusu, avuç dolusu, bir çuval dolusu, etek dolusu, kucak dolusu

DOLAYI

[sıfat]

[halk ağzında]

  • Çevrede, etrafta bulunan

    Şehirden, dolayı köylerden çağrılanlar geliyorlar. - Memduh Şevket Esendal

[zarf]

  • Ötürü

    Ona böylesi kararlarından dolayı soru sorulmazdı. - Ayla Kutlu

Birleşik Kelimeler: dolayı dolayı, fırdolayı

DOYMAK

[nesnesiz]

  • İsteği kalmayıncaya kadar yemek, açlığı kalmamak

    Ben biraz zeytin, biraz salata, biraz patates, biraz da yemişle doyarım. - Burhan Felek

[-e]

  • Bir gereksinimini yeteri kadar karşılamak

    Toprak suya doydu.

[mecaz]

  • Yeter bulmak, kanmak, tatmin olmak

    Dünyanın parasını kazandı, hâlâ doymadı.

Birleşik Kelimeler: doya doya