DİŞLEYİVERMEK Harflerini İçeren 8 Harfli Kelimeler

DİŞLEYİVERMEK harflerini içeren 8 harfli 41 kelime bulunuyor. 8 harfli DİŞLEYİVERMEK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

DEVLEŞME20, DEVŞİRME20, DEVŞİRİM20, DEVRİLİŞ19, EVDEŞLİK19, DEVRİLME17, DEVİRMEK17, İVDİRMEK17, MEYVELİK17, YİVLEMEK17, DEMLEYİŞ16, DERLEYİŞ15, EVRİLMEK15, ELVERMEK15, VERİLMEK15, DİKLEŞME14, DİŞLEMEK14, DİREŞMEK14, DEŞİLMEK14, DERİŞMEK14, İYİLEŞME14, YEMİŞLİK14, YERLEŞİM14, YEŞERMEK14, YERLEŞME14, MİDYELİK13, YERLEŞKE13, YERLEŞİK13, YELDİRME13, YEDİRMEK13, YEDİLMEK13, ERMİŞLİK12, ERİŞİLME12, İRİLEŞME12, İKİLEŞME12, DİRİLMEK11, DERLEMEK11, DELİRMEK11, DERİLMEK11, İRDELEME11, YERİLMEK11

DİRİLMEK

[nesnesiz]

  • Güçlenip canlanmak

    Bir bardak suyu içince dirildi.

  • Bitki solmuş, pörsümüş durumdayken yeniden canlılık kazanmak, diri duruma gelmek
  • Hasta yeniden sağlığını kazanmak, iyileşmek
  • Öldüğü sanılan şey canlanmak

    Masal bu, ölüyken dirilmiş, kabirden dışarı atlamış insanların masalı. - Peyami Safa

[mecaz]

  • Yeniden etkin olmak, geçerli duruma gelmek

    Aruz ölçüsü bir gün yeniden dirilecek mi bilmiyorum. - Nurullah Ataç

Birleşik Kelimeler: öle dirile

DERLEMEK

[-i]

  • Seçme yaparak toplamak, bir araya getirmek, tedvin etmek
  • Düzgün bir biçimde toplamak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • derleyip toplamak (veya toparlamak)

DELİRMEK

[nesnesiz]

  • Deli olmak, aklını yitirmek, çıldırmak

    İkramiye kazananların delirdiklerini işitirdi. - Peyami Safa

DERİLMEK

[nesnesiz]

  • Derme işine konu olmak

    Gider oldum, el başıma derildi - Halk türküsü

İRDELEME

[isim]

  • İrdelemek işi

YERİLMEK

[nesnesiz]

  • Yerme işine konu olmak, kötülenmek

ERMİŞLİK

[isim]

  • Ermiş olma durumu, evliyalık, velilik

ERİŞİLME

[isim]

  • Erişilmek işi

İRİLEŞME

[isim]

  • İrileşmek işi

[tıp]

  • Bazı organların hastalık sonucunda olağan dışı büyümesi durumu

İKİLEŞME

[isim]

  • İkileşmek işi

Birleşik Kelimeler: benlik ikileşmesi

MİDYELİK

[isim]

  • Yapay olarak midye üretilen yer

YERLEŞKE

[isim]

  • Bir üniversitenin genellikle kent dışında derslik, öğrenci yurdu gibi her türlü yapı ve etkinlik alanlarıyla toplu bir biçimde bulunduğu yer, kampüs

YERLEŞİK

[sıfat]

  • Belli bir yere yerleşmiş

    Onlar yerleşik toplumlar, herkesin yeri belli, öyle vırt zırt oradan oraya geçilemez. - Attila İlhan

  • Bir yerin yerlisi olmuş, mütemekkin

[mecaz]

  • Bir yerde varlığını sürekli olarak sürdürecek olan

    Türkler Anadolu'ya gelmeden önce de muhtelif ülkelerde yerleşik medeniyete geçmişler, büyük şehirler kurmuşlardır. - Mehmet Kaplan

YELDİRME

[isim]

  • Yeldirmek işi
  • Kadınların çarşaf yerine kullandıkları, başörtüsü ile birlikte giyilen hafif üstlük

    Yeldirmelerine sarılmış yanık yüzlü bir küme köy kadını hep birden trene ellerini uzatıyor, bağırıyordu. - Hamdullah Suphi Tanrıöver

  • İki veya daha çok uskumru ağının eklenmesiyle yapılan uzun ağ

YEDİRMEK

[-e]

[-i]

  • Yemesini sağlamak
  • Ağzına yiyecek vermek, beslemek, karnını doyurmak

    Çocuğu yedirmek.

  • Bir şeyi azar azar başka bir şeyin içine karıştırarak belli olmayacak duruma getirmek

    Yağı hamura yedirmek.

  • Bir fazlalığı herhangi bir biçimde kullanmak

    Kumaşın fazlasını büzgüye yedirdi.

[-e]

  • Nefis, namus, şan, kibir vb. kavramlarla kullanıldığında yakıştırmak, yaraştırmak

[-e]

[mecaz]

  • Bir kimseye rüşvet vermek