DİZGİNLENİŞ Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

DİZGİNLENİŞ harflerini içeren 5 harfli 31 kelime bulunuyor. 5 harfli DİZGİNLENİŞ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

GEZİŞ15, DİZGİ14, DİZGE14, GEDİZ14, GİDİŞ14, DİZİŞ13, EZGİN12, GİZLİ12, GİZİL12, GELİŞ12, GENİŞ12, GENİZ12, DELGİ11, DİNGİ11, DİZİN10, DİZEL10, DİŞLİ10, DİŞİL10, DENİZ10, DİLİŞ10, DİNİŞ10, ZİNDE10, ELGİN9, ENGİN9, GELİN9, İNGİN9, ŞİLİN8, DİNLİ7, DİNEN7, DENLİ7, LİNİN5

LİNİN (Kelime Kökeni: Fransızca linin)

[isim]

[biyoloji]

  • Hücre çekirdeğinde bulunan ve kromatin tanelerini taşıyan ağ biçimindeki ipliksi yapı

DİNLİ

[sıfat]

  • Dinî inancı olan

DİNEN (Kelime Kökeni: Arapça dīnen)

[zarf]

  • Din bakımından

DENLİ

[edat]

  • `Kadar` anlamında üstünlük derecesini belirten bir söz

    İnsan sevgisi ne kadar yoğunsa gözü karardığında cesareti de o denli delice idi. - Ayşe Kulin

[sıfat]

  • Ağırbaşlı, sözleri ve davranışları ölçülü olan (kimse)

Birleşik Kelimeler: denli densiz

ŞİLİN (Kelime Kökeni: İngilizce shilling)

[isim]

[eskimiş]

  • Avusturya para birimi
  • Birleşik Tanzanya Cumhuriyeti Kenya, Somali ve Uganda para birimi

[eskimiş]

  • İngiliz lirasının yirmide biri olan para

ELGİN

[sıfat]

[eskimiş]

  • Yabancı, gurbette yaşayan, garip

ENGİN

[sıfat]

  • Ucu bucağı görünmeyecek kadar geniş, çok geniş, vâsi

    O engin denize benzersin ki yavaş yavaş coşar ve coşunca da pek hırçın olursun. - Ahmet Hikmet Müftüoğlu

[isim]

  • Açık deniz

    Enginden dönen deniz kuşları sessiz kanatlarıyla başımın üstünde dolaşıyorlar. - Reşat Nuri Güntekin

[sıfat]

[halk ağzında]

  • Değer ve fiyatı düşük olan

    Engin mal.

  • Yüksekte olmayan, alçak (yer), ingin, münhat

    Engin olur bizim elin ovası / Yüksek olur yaylaların havası - Halk türküsü

Ata Sözleri ve Deyimler

  • engin dallardan murt yememek

Birleşik Kelimeler: engin gönüllü

GELİN

[isim]

  • Evlenmek için hazırlanmış, süslenmiş kız veya yeni evlenmiş kadın
  • Aileye evlenme yoluyla girmiş olan kadın

Ata Sözleri ve Deyimler

  • gelin almak
  • gelin altın taht getirmiş, çıkmış kendisi oturmuş
  • gelin eşikte, oğlan beşikte
  • gelin etmek
  • gelin gibi süzülmek
  • gelin girmedik ev olur, ölüm girmedik ev olmaz
  • gelin gitmek
  • gelini ata bindirmişler "ya nasip" demiş
  • gelin olmak
  • gelin yazmak

Birleşik Kelimeler: gelin abla, gelin alayı, gelin alıcı, gelinboğan, gelin böceği, gelin çiçeği, gelinfeneri, gelin hamamı, gelin havası, gelinkuşağı, gelin kuşu, gelin otu, gelinparmağı, gelin teli

İNGİN

[sıfat]

  • Engin (II)

    İngin yerlere gittim mi daha bir iyilik, daha bir ferahlık duyuyorum kendimde. - Nurullah Ataç

[isim]

[tıp]

  • Nezle

    Burun ingini. Göğüs ingini. Bağırsak ingini.

Birleşik Kelimeler: bağırsak ingini, göğüs ingini

DİZİN

[isim]

  • Bir kitabın veya derginin kişi, konu, yer adı vb. bakımından içindekileri yer numarasıyla belirten ve eserin arkasında yer alan alfabetik liste, endeks, indeks, fihrist
  • Belli bir konuda çıkan kitap ve dergideki yazılarla ilişkiyi sağlayan ve ayrı bir kitap veya süreli yayın biçiminde çıkan eser
  • Kitaplık, belge vb. için düzenlenen belli bir bilginin veya belgenin bulunduğu yeri gösteren düzenli liste

Birleşik Kelimeler: zaman dizini

DİZEL (Kelime Kökeni: Almanca Diesel)

[isim]

  • Sıkıştırılmış hava içine püskürtülen yakıtla çalışan motor

Birleşik Kelimeler: dizel motoru

DİŞLİ

[sıfat]

  • Dişleri olan

[isim]

  • Dişleri olan çark

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Kaya balığı

[isim]

  • Ayakkabıcıların sayayı kalıba çekmek için kullandıkları kerpeten gibi bir araç

[mecaz]

  • Sözünü geçiren, istediğini yaptırabilen, güçlü (kimse)

    Tekel Bakanı gibi dişli, partinin ön sıralarında yeri olan bir bakanın kendi söyleyeceklerini önemsemeyeceğini bilirler. - Necati Cumalı

[mecaz]

  • Beklenmedik düzeyde olan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • dişli tırnaklı

Birleşik Kelimeler: uzun dişli, vites dişlisi, çift dişliler

DİŞİL

[sıfat]

[dil bilgisi]

  • Bazı dillerde dişi cinsten sayılan (kelime), müennes

DENİZ

[isim]

  • Yer kabuğunun çukur bölümlerini kaplayan, birbiriyle bağlantılı, tuzlu su kütlesi
  • Bu su kütlesinin belirli bir parçası

    Marmara Denizi. Karadeniz.

  • Aydaki düzlükler

[mecaz]

  • Geniş alan

    Tarife kalkma bizi / Ne şuyuz ne de buyuz / Adem denen denizi / Arayan birer suyuz - Enis Behiç Koryürek

[mecaz]

  • Çokluk, yoğunluk

Ata Sözleri ve Deyimler

  • deniz bindirmek
  • deniz çıkmak
  • deniz dalgasız olmaz, gönül sevdasız olmaz
  • deniz dalgasız olmaz, kapı halkasız
  • denizdeki balığın karada komisyonculuğunu yapmak
  • denizdeki balığın pazarlığı olmaz
  • denizde kum, onda para
  • denizden (veya denizi) geçip çayda boğulmak
  • denizden çıkmış balığa dönmek
  • deniz durmak (veya düşmek)
  • denize açılmak
  • denize çıkmak
  • denize düşen yılana sarılır
  • denize indirmek
  • deniz kenarında dalga eksik olmaz
  • deniz tutmak

Birleşik Kelimeler: deniz akıntısı, deniz alası, denizaltı, deniz altı, denizanası, denizaslanı, denizaşırı, deniz ataşesi, denizatı, denizaygırı, denizayısı, deniz aynası, deniz basması, deniz bilimi, deniz boyu, deniz buzu, denizçakısı, deniz çulluğu, deniz depremi, deniz feneri, deniz geçişi, denizgergedanı, denizgülü, denizgüzeli, deniz hamamı, deniz haritası, deniz hırsızı, denizhıyarı, deniz hukuku, denizısırganları, denizibiği, deniziğnesi, deniz iklimi, denizineği, deniz kabuğu, denizkadayıfı, deniz kaplumbağası, deniz kazı, denizkedisi, denizkestanesi, deniz kırlangıcı, denizkızı, deniz kızı, denizkozalağı, denizköpüğü, denizkulağı, deniz kulağı, deniz kurdu, deniz kuvvetleri, denizlaleleri, deniz marulu, deniz mavisi, denizmaymunu, deniz menekşesi, deniz mili, deniz motoru, deniz otobüsü, deniz ördeği, denizörümceği, denizpalamudu, denizpelidi, denizpırasası, deniz piyadesi, deniz rezenesi, deniz sarmaşığı, deniz seviyesi, deniz suyu, denizşakayığı, deniztarağı, deniz tavşancılı, deniztavşanı, deniztilkisi, deniz tutması, deniz uçağı, deniz üssü, denizüzümü, deniz yeli, deniz yılanı, denizyıldızı, deniz yolu, deniz yosunu, deniz yüksekliği, açık deniz, Akdeniz humması, Akdeniz mavisi, ana deniz, ara deniz, bulaşık deniz, dâhilî deniz, iç deniz, inik deniz, kabarık deniz, ölü deniz

DİLİŞ

[isim]

  • Dilme işi