DİZAYNCI Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler
DİZAYNCI harflerini içeren 4 harfli 23 kelime bulunuyor. 4 harfli DİZAYNCI kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
ADCI10,
AYİN (Kelime Kökeni: Farsça āyīn)
- Dinî tören, ritüel
- Mevlevi tekkelerinde okunan bestelerin tamamı
Birleşik Kelimeler: ayinicem
AYNİ (Kelime Kökeni: Arapça ʿaynī)
- Gözle ilgili
-
Para olarak değil, madde olarak verilen
Ayni yardım.
Birleşik Kelimeler: ayni hak
NİDA (Kelime Kökeni: Arapça nidāʾ)
-
Çağırma, bağırma, seslenme
Baba, 'ya Allah' nidası ile yerinden zorla, oğluna abanarak kalktı. - Refik Halit Karay
- Ünlem
YANİ (Kelime Kökeni: Arapça yaʿnī)
-
`Demek oluyor ki` anlamlarında bir söz
Rıza Efendi de belki bu yüzden yani perde niçin açılmıyor diye sinirleniyor. - Tarık Buğra
-
`Sözün kısası, doğrusu` anlamlarında bir söz
Tesadüf ama bu kadar olur yani. - Haldun Taner
AYIN (Kelime Kökeni: Arapça ʿayn)
- Arap alfabesinin on sekizinci harfinin adı
Ata Sözleri ve Deyimler
- ayınları çatlatmak
AYNI
-
Benzer
Aynı hatayı senin de yapmana yol açmak istemiyorum. - İhsan Oktay Anar
- Başkası değil, yine o
-
Aralarında ayrım olmayan
Yirmi sene hep aynı renkler içinde dönüp dolaştık. - Bedri Rahmi Eyuboğlu
- Eski durumunda kalmış, değişmemiş
Ata Sözleri ve Deyimler
- aynı ağzı kullanmak
- aynı fotoğraf karesinde yer almak
- aynı kafada olmak
- aynı kapıya çıkmak
- aynı karede yer almak (veya bulunmak)
- aynı potada erimek
- aynı telden çalmak
- aynı yastıkta kocamak
- aynı yolun yolcusu (olmak)
Birleşik Kelimeler: aynı zamanda
İZAN (Kelime Kökeni: Arapça iẕʿān)
- Anlayış, anlama yeteneği
Ata Sözleri ve Deyimler
- izanı yok
NİZA (Kelime Kökeni: Arapça nizāʿ)
- Çekişme, bozuşma, kavga
NAZİ (Kelime Kökeni: Almanca Nazi)
- Nazizm yanlısı olan kimse
ZİNA (Kelime Kökeni: Arapça zināʾ)
- Aralarında evlilik bağı olmayan kişiler arasındaki cinsel ilişki
Birleşik Kelimeler: veledizina
CAN (Kelime Kökeni: Farsça cān)
- İnsan ve hayvanlarda yaşamayı sağlayan ve ölümle vücuttan ayrılan madde dışı varlık
-
Yaşama, hayat
Bir kedi yavrusunu kurtarmak için ipe sarılıp kuyuya iner, canımı tehlikeye koyardım. - Reşat Nuri Güntekin
-
Güç, dirilik
Her şeyde bu mevsime mahsus bir can, bir dirilik kendini gösteriyordu. - Memduh Şevket Esendal
-
Kişi, birey
Benimle beraber dört canız. - Falih Rıfkı Atay
-
İnsanın kendi varlığı, özü
Sağa sola kaçıştık da, canımızı dar kurtardık. - Nazım Hikmet
-
Gönül
Çirkin bana kurban, ben de güzele / Can sever güzeli, maldan ziyade - Karacaoğlan
-
Bektaşilik ve Mevlevilikte tarikat kardeşi
Şeyh çıkınca oradaki canlar da sırasıyla yürüyüp kapıya gelince dönüp baş kestikten sonra dışarı çıkarlar. - Asaf Halet Çelebi
-
Çok içten, sevimli, sevilen, şirin
Alphonse Daudet ilk gençliğimin can yazarlarından biri idi. - Tarık Buğra
Ata Sözleri ve Deyimler
- cana (veya canına) can katmak
- cana gelecek mala gelsin
- cana kıymak
- can alacak nokta (veya yer)
- can alıp can vermek
- cana minnet saymak (veya bilmek)
- can atmak
- can başına sıçramak
- can baş üstüne
- can beslemek
- can boğazdan gelir (veya geçer)
- can borcunu ödemek
- can bostanda bitmez
- can bulmak
- can cana, baş başa
- can candan şirindir (veya tatlıdır)
- can canın yoldaşıdır
- can cümleden aziz
- can çekişmek
- can çekişmektense ölmek yeğdir
- can çıkmayınca (veya çıkmadan) huy çıkmaz
- candan geçmek
- can dayanmamak
- can derdinde olmak
- can derdine düşmek
- can gelmek
- canı acımak
- canı ağzına (veya boğazına) gelmek
- canı bayılmak
- canı burnuna (veya burnundan) gelmek
- canı burnundan çıkmak
- canı cana ölçmek
- canı canına (veya içine) sığmamak
- canı cehenneme
- canı çekilmek
- canı çekmek
- canı çıkasıca
- canı çıkmak
- canı çıksın!
- canı gelip gitmek
- canı gelmek
- canı gibi sevmek
- canı gitmek
- canı ile oynamak
- canı ile uğraşmak
- canı istemek
- canı isterse
- canı kaymak isteyen mandayı yanında taşır
- canım
- canım ciğerim
- canım dese canın çıksın diyor sanmak
- canımın içi
- canımı sokakta bulmadım
- canına acımamak
- canına değmek
- canına ezan okumak
- canına geçmek (veya işlemek veya kâr etmek)
- canına kastetmek
- canına kıymak
- canına minnet (olmak)
- canına okumak
- canına rahmet
- canına susamak
- canına tak demek (veya etmek)
- canına tükürdüğümün (veya üfürdüğümün)
- canına yandığım (veya yandığımın)
- canına yetmek
- canından bezmek (veya bıkmak veya usanmak)
- canından geçmek
- canını acıtmak
- canını almak
- canını bağışlamak
- canını burnundan getirmek
- canını cehenneme göndermek (veya yollamak)
- canını çıkarmak
- canını dar atmak
- canını dişine almak (veya takmak)
- canının derdine düşmek
- canının içine sokacağı gelmek
- canını sıkmak
- canını sokakta bulmamak
- canını vermek
- canını yakmak
- canın isterse
- canı sağ olsun!
- canı sıkılmak
- canı yanan eşek, attan yüğrük olur
- canı yanmak
- canı yerine gelmek
- canı yok mu?
- can kalmamak
- can kaygısına düşmek
- canlar!
- can olmak
- can sıkmak
- can vermek
- can yakmak
Birleşik Kelimeler: can acısı, can alıcı, can arkadaşı, can bunaltısı, canciğer, can çabası, can damarı, can direği, can dostu, can düşmanı, can eriği, canevi, can feda, canfes, can havliyle, can korkusu, cankulağı, can kurban, cankurtaran, can kuşu, can noktası, can pahasına, can pazarı, can sağlığı, can sıkıntısı, can simidi, cansiparane, can sohbeti, can suyu, can tahtası, can yeleği, can yoldaşı, cana yakın, canı burnunda, canı cebinde, canıgönülden, canı pek, canı sıkkın, canı tatlı, canı tez, canıyürekten, canına düşkün, canla başla, babacan
ANIZ
- Ekin biçildikten sonra tarlada kalan köklü sap
-
Ekin biçildikten sonra sürülmemiş tarla
Uçsuz bucaksız uzayan kır / Kimi yerde nadas, kimi anız - Ahmet Kutsi Tecer
Ata Sözleri ve Deyimler
- anız biçmek
- anız bozmak
DİYA (Kelime Kökeni: Fransızca diapositive sözünün kısaltılmış biçimi)
- Slayt
DAYI
-
Annenin erkek kardeşi
Dayımı el pençe divan karşılar, ne yiyip ne içeceğini sormazdı çünkü bilirdi. - Aydın Boysan
- Cesur, yiğit
-
Yaşlı erkeklere söylenen bir seslenme sözü
O kadarcık okumaktan kanun anlaşılsa avukata ekmek mi kalırdı, dayı! - Sait Faik Abasıyanık
-
Kayırıcı
Bunların çok bariz olan bir tarafı da siyasi dayıları sık sık değiştirmeleridir. - Peyami Safa
- Kabadayı
- Osmanlı Devleti'nde Tunus, Cezayir ve Trablusgarp'ta seçimle başa getirilen yönetici
Birleşik Kelimeler: dayı kızı, dayı oğlu, dayızade, kabadayı
ZİYA (Kelime Kökeni: Arapça żiyāʾ)
-
Işık
Dışarıda, batmış güneşin bıraktığı ziya artık fersizleşiyor. - Refik Halit Karay