DİYABETİK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

DİYABETİK harflerini içeren 5 harfli 31 kelime bulunuyor. 5 harfli DİYABETİK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

ABİYE9, ABİDE9, BİTEY9, BİDAT9, BADİK9, BEYİT9, BEDİK9, BEDİİ9, DİYET9, DİKEY9, DETAY9, DİBEK9, İBDAİ9, AKİDE7, BİTKİ7, BİTİK7, BİTEK7, BETİK7, BATİK7, DİKTE7, DİKTA7, DİKİT7, İBATE7, KADİT7, KAİDE7, TABİİ7, TEDAİ7, YİTİK7, YETKİ7, YETİK7, YEKTA7

AKİDE (Kelime Kökeni: Arapça ʿaḳīde)

[isim]

[din bilgisi]

  • İnanç

    Ahmet Bey, dedi, kim olduğunuzu, akidenizi, kasabada, köylerde ne gibi faaliyet gösterdiğinizi biliyorum. - Nazım Hikmet

Ata Sözleri ve Deyimler

  • akideyi bozmak (veya akidesi bozulmak)

Birleşik Kelimeler: akidesi bozuk

[isim]

  • Şekerin kaynatılarak katılaşması yolu ile yapılan, renkli ve kokulu, ağızda güç eriyen şeker, akide şekeri

    Ağızları ve elleri yaladıkları akideden kıpkırmızı bir hâlde geçiyorlardı. - Yahya Kemal Beyatlı

Birleşik Kelimeler: akide şekeri

BİTKİ

[isim]

[bitki bilimi]

  • Bulunduğu yere kök vb. organlarıyla tutunan, çoğunlukla fotosentez sonucu yaşam için gerekli bileşenleri oluşturan, birçoğu spor veya tohum aracılığıyla döl vererek çoğalan bir veya çok yıllık, otsu, odunsu canlıların genel adı, nebat

    Geniş pencerelerin önünde bakımlı tropik bitkiler var. - İnci Aral

Birleşik Kelimeler: bitki bilimi, bitki bitleri, bitki coğrafyası, bitki nakli, bitki örtüsü, bitki patolojisi, bitki sütü, bitki topluluğu, etli bitki, tropikal bitki, yağlı bitki, anahtar bitkiler, aşağı bitkiler, çiçekli bitkiler, çiçeksiz bitkiler, tallı bitkiler, tohumlu bitkiler, kültür bitkileri, mera bitkileri, salon bitkileri, su bitkileri, süs bitkisi

BİTİK

[sıfat]

  • Yorgunluk veya hastalıktan gücü kalmamış

    Yaşlı ve yaslı kadını, bitik bir hâlde kulübenin köşesinde biraz kımıldanarak buyur etti. - Halikarnas Balıkçısı

  • Kötü, fena

    Hoşa gitmeyen cilvelere kalkarlarsa hâlimiz bitiktir. - Haldun Taner

[halk ağzında]

  • Yapışık, dolaşık, ekli

BİTEK

[sıfat]

  • Verimli

BETİK

[isim]

  • Yazılı olan şey, kitap, mektup, tezkere, pusula

    Kanılarımız, rengimiz, görüşümüz betikte belirecek. - Haldun Taner

BATİK (Kelime Kökeni: Fransızca batik)

[isim]

  • Kumaş, deri veya kâğıt süslemede kullanılan bir yöntem
  • Bu yöntemle hazırlanmış kumaş

[sıfat]

  • Bu kumaştan yapılan (giysi)

DİKTE (Kelime Kökeni: Fransızca dictée)

[isim]

  • Bir başkasına o anda söyleyerek yazdırma, yazdırım
  • Bu biçimde yazdırılan şey

Ata Sözleri ve Deyimler

  • dikte etmek

DİKTA (Kelime Kökeni: Almanca Diktat)

[isim]

  • Hiçbir şart olmaksızın körü körüne uyulması gereken buyruk

DİKİT

[isim]

[mineraloji]

  • Mağaralarda tavandan damlayan kireçli suların katılaşmasıyla tabandan yukarıya doğru oluşan kalker birikintisi, stalagmit

İBATE (Kelime Kökeni: Arapça ibāte)

[isim]

[eskimiş]

  • Barındırma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ibate etmek

Birleşik Kelimeler: iaşe ve ibate

KADİT (Kelime Kökeni: Arapça ḳadīd)

[sıfat]

  • Çok zayıf

    Gözlerini kadit elleriyle iyice ovdu. - Ömer Seyfettin

[isim]

[eskimiş]

  • Güneşte veya hafif alevde kurutulmuş et

[isim]

  • İskelet

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kadidi çıkmak

KAİDE (Kelime Kökeni: Arapça ḳāʿide)

[isim]

  • Kural

    Onları sıkmamak için bahçeyi terk etmek zarafetin en sade kaidelerindendi. - Halit Ziya Uşaklıgil

  • Bir şeyin yere dayanan bölümü veya bir şeyin üzerine oturtulduğu nesne, ayaklık, duraç, taban, ayaklık

    Güneşten yanmamış tarafı fil dişi bir sütunun kaidesine benziyor. - Halide Edip Adıvar

[argo]

  • Kalça

Birleşik Kelimeler: ahenk kaidesi, paralel kaidesi

TABİİ (Kelime Kökeni: Arapça ṭabīʿī)

[sıfat]

  • Doğada olan, doğada bulunan
  • Olağan, alışılmış, her zamanki gibi olan, beklenildiği gibi

    Sıcaklar arttıkça serin yerler aramak, âdeta tabii bir ihtiyaç hâline geliyor. - Ahmet Rasim

  • Sağduyuya, mantığa, olağan düzene uygun olan

    Beklenen cevap gelince derhâl yazılacağı tabiidir. - Atatürk

  • Yapmacık olmayan, doğal

    Bir milletin kendi varlığını müdafaa etmesinden daha tabii ne olabilir? - Mehmet Kaplan

  • Katıksız, saf, doğal

    Tabii meyve suları.

[zarf]

  • (ta'bi:) Elbette, doğallıkla, doğal olarak, işin gereği olarak

    Yurttaşlarım arasında bana bu yabancılığı çektirmemek isteyenler de oldu tabii. - Adalet Ağaoğlu

Birleşik Kelimeler: tabii afet, tabii hukuk, sevkitabii

TEDAİ (Kelime Kökeni: Arapça tedāʿī)

[isim]

[eskimiş]

[ruh bilimi]

  • Çağrışım

    Birbirini bütün tedaileriyle karşılayan iki kelimeye ne aynı dilde rastlarsınız ne iki ayrı dilde. - Cemil Meriç

YİTİK

[isim]

  • Kayıp olan şey

[sıfat]

  • Kaybedilmiş, yitirilmiş

    Şikâyet etmeden yükünü çektiği yitik bir yaşamı olmalıydı. - Çetin Altan