[isim]

• Öge

  Eskilerin şiirde pek bol kullanmaktan hoşlandıkları elemanlardan birisi de teşbihti. - Asaf Halet Çelebi

• Bir toplulukta çalışan insanların her biri

  Kızı sizin elemanınız sanmışlar öyle mi? - Ahmet Ümit

[matematik]

• Kümeye ait varlıklardan her biri

[isim]

• Elenmek işi

[spor]

• Yenilen oyuncu veya takımın yarışmalardan çıkması

[isim]

• İnlemek işi

  Pansiyonun kağşamış tahta merdiveni ağır bir vücudun adımları altında inlemeye başladı. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

[isim]

• İlenmek işi

[zarf]

[eskimiş]

• Anlamca

  Yalvarsam, mealen iyilik de kötülük de dönücüdür diyen Yaradan'ın bu kanunu üzerinde düşünür müsün? - Emine Işınsu

[isim]

• Dilemek işi

[isim]

• Denemek işi, sınama

  Bu denemeleri yaptığıma hiç pişman değilim. Bugüne kadar yararlıklarını görüyorum. - Nazım Hikmet

[sıfat]

• Son biçimini bulmamış, taslak durumunda olan

  İlk deneme dalış günü gelince, denizcilerde büyük bir coşkunluk, bir tören havası vardı. - Halikarnas Balıkçısı

[edebiyat]

• Herhangi bir konuda yeni ve kişisel görüşlerle bezenmiş bir anlatım içinde sunulan düzyazı türü

  Öykülerimde, denemelerimde beni yazmaya iten yüreğimin taşmasıdır. - Necati Cumalı

[isim]

• Edilmek işi

  Çaylarımıza koşarlar, evimize davet edilmeyi nimet bilirler, etrafımızda dolaşırlar. - Hüseyin Cahit Yalçın

[isim]

• Edinmek işi, kazanma, iktisap

  Nasıl bir iş edinmeyi tasarladığını anlıyorum şimdi. - Nazım Hikmet

[sıfat]

• Madenle ilgili, madensel, metalik

  Adi madenî kol düğmeleri bunları yeşilimtırak bir leke ile kirletirdi. - Abdülhak Şinasi Hisar

[isim]

• Burun ve ter silmekte, el ve yüz kurulamakta kullanılan küçük, kare biçiminde kumaş veya yumuşak, ince kâğıt

  Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol. - Yahya Kemal Beyatlı

• İçine bazı şeyler konulan kumaş, yağlık

  Sabahleyin erkenden işine gider, akşamüstü elinde dolu mendiliyle evine dönerdi. - Reşat Nuri Güntekin

Ata Sözleri ve Deyimler

• mendil atmak
• mendil kadar
• mendil sallamak

[sıfat]

• Kentlileşmiş, kırsallıktan kurtulmuş, uygar

  Orada medeni bir insan gibi yaşamak, hasılı oraya yerleşmek istiyordu. - Yahya Kemal Beyatlı

[zarf]

• Uygar biçimde

  Çok ayıp oldu; sözlerini, istediğini daha medeni anlatabilirdi. - Kerim Korcan

[sıfat]

• Sevinçli, keyifli, şen, pürneşe

  Yaşadığımızın önemini ve yapıp ettiklerimizde ölçüyü gözeterek yani edebe riayet ederek hem ciddi hem neşeli olabiliriz. - İsmet Özel

[zarf]

• Sevinçli, keyifli, şen bir biçimde

  Onu o kadar neşeli karşıladı ki hemen keyfi yerine geldi. - Peyami Safa

[isim]

[eskimiş]

• Hanım arkadaş

• Hanım sultanın, yüksek makamda bulunan kadınların yardımcısı olan hanım

[isim]

• Eşilmek işi