DİSTRİBÜTÖRLÜK Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler

DİSTRİBÜTÖRLÜK harflerini içeren 4 harfli 46 kelime bulunuyor. 4 harfli DİSTRİBÜTÖRLÜK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

BÖLÜ14, ÖBÜR14, ÖDÜL14, BÖRK12, DÖRT12, KÖTÜ12, ÖRTÜ12, ÖRÜK12, ÖLÜK12, DÜRÜ10, KÖRİ10, BÜST9, KÜSÜ9, SÜRÜ9, BRÜT8, TÜLÜ8, ÜRKÜ8, ÜLKÜ8, DİSK7, İBİS7, LÜKS7, SÜİT7, BRİT6, BRİK6, BİRİ6, BİLİ6, DİRİ6, DİLİ6, İDİL6, İBİK6, KÜLT6, KÜRT6, TÜRK6, TRÜK6, İRİS5, İRSİ5, İSLİ5, KİST5, KİLS5, RİSK5, SİLİ5, SİRK5, STİL5, İTKİ4, İLİK4, TİTR4

İTKİ

[isim]

[ruh bilimi]

  • Tepi

    Bilinç dışı özgürlüğünün itkisiyle en sonunda âşık olmuştur. - Selim İleri

İLİK

[isim]

  • Giysi, yorgan çarşafı, yastık kılıfı vb.nin gereken belirli yerlerine düğmenin geçirilebilmesi için iplikle örülerek, parça geçirilerek veya biye ile yapılan küçük yarık

[isim]

  • Kemiklerin iç boşluklarını dolduran ve kan hücrelerinin yapımını sağlayan doku

Ata Sözleri ve Deyimler

  • iliği kemiği donmak
  • iliği kemiği ısınmak
  • iliğine (veya iliklerine) işlemek (veya geçmek)
  • iliğine (veya iliklerine) kadar
  • iliğine kadar ıslanmak
  • iliğini kemirmek
  • iliğini kurutmak
  • ilik gibi
  • iliklerinde duymak

Birleşik Kelimeler: murdarilik, omurilik, taş iliği

TİTR (Kelime Kökeni: Fransızca titre)

[isim]

  • San

İRİS (Kelime Kökeni: Fransızca iris)

[isim]

[anatomi]

  • Saydam tabaka ile göz merceği arasında bulunan, ince, kasılabilen bir zardan oluşan, gözün renkli bölümü

İRSÎ (Kelime Kökeni: Arapça irs̱ī)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Kalıtımsal

İSLİ

[sıfat]

  • İsi olan, islenmiş, is bulaşmış

    Bu bakış yosunlu, isli kahve pencerelerinden dikenli tarlalara bakmak değildir. - Nazım Hikmet

[zarf]

  • İs verecek bir biçimde (yanmak)

Birleşik Kelimeler: isli küf

KİST (Kelime Kökeni: Fransızca kyste)

[isim]

[bitki bilimi]

  • Sporlu bitkilerde, özellikle mantarlarda, su yosunlarında görülen, bir veya birkaç hücreden oluşmuş organ

[tıp]

  • İçi koloit, yağ vb. sıvı veya yarı sıvı bir madde ile dolu 20 mm'den küçük patolojik torba, kitle

[hayvan bilimi]

  • Tek hücrelilerin veya çok hücreli küçük hayvanların uygun olmayan şartlarda veya çoğalma sırasında çevrelerine saldıkları kendilerini korumaya yarayan dayanıklı kapsül

KİLS (Kelime Kökeni: Arapça kils)

[isim]

[eskimiş]

[mineraloji]

  • Kireç taşı

RİSK (Kelime Kökeni: Fransızca risque)

[isim]

  • Zarara uğrama tehlikesi, riziko

    Böyle bir riske neden atılsınlar ki? - Ahmet Ümit

Ata Sözleri ve Deyimler

  • riske girmek (veya risk almak)

Birleşik Kelimeler: risk faktörü, risk yönetimi, kalite riski

SİLİ

[isim]

  • Kilim, yünden dokunmuş yaygı

[sıfat]

  • Arı, temiz

[mecaz]

  • İffetli

Birleşik Kelimeler: arı sili

SİRK (Kelime Kökeni: Fransızca cirque)

[isim]

  • Eğitilmiş hayvanların ve cambazların gösteri yaptıkları genellikle kapalı yer

    O yalnız hasmıyla değil, bütün sirk halkıyla güreşiyor. - Halide Edip Adıvar

STİL (Kelime Kökeni: Fransızca style)

[isim]

  • Üslup, biçem

Birleşik Kelimeler: stil mobilya

BRİT (Kelime Kökeni: Fransızca bride)

[isim]

  • Düğmeyi iliklemek için kumaş veya iplikten yapılmış özel bir ilik türü
  • Nakış veya dantelde motifleri birleştiren bağ
  • Giysiyi çengele asmak için kullanılan, giysinin enseye yakın bölümünde yer alan ince şerit

BRİK (Kelime Kökeni: Fransızca brick)

[isim]

  • İki direkli, seren yelkenli, birkaç top taşıyan gemi

[isim]

[eskimiş]

  • Önde çok yüksek bir oturma yeri, arkada da boylamasına yerleştirilmiş oturacak yerleri bulunan dört tekerlekli, yaylı at arabası

BİRİ

[zamir]

  • Bir tanesi

    Kurşun vınlayarak gidip bahçedeki ağaçlardan birine saplanmıştı. - Ayşe Kulin

  • Bilinmeyen bir kimse

    İhtimal, hırsız Eşref'in hayranlarından biriydi. - Orhan Seyfi Orhon

Ata Sözleri ve Deyimler

  • biri eşikte biri beşikte
  • biri yer biri bakar, kıyamet ondan kopar

Birleşik Kelimeler: her biri, herhangi biri, hiçbiri