[isim]

• İnleme sırasında çıkan sesin adı

  Yavaş yavaş kendine gelen anne, ızdıraplı iniltileri arasında itiraz ediyordu. - Peyami Safa

[isim]

• İki şey arasında ilgi, ilişki

[halk ağzında]

• İnsanlar arasındaki bağ

  Cemal Sahir'le aktör-seyirci ilişkisinin dışında bir ailevi ilintimiz de oldu. - Haldun Taner

[halk ağzında]

• İç sıkıntısı

[halk ağzında]

• Seyrek dikiş, teyel

[isim]

• Belli belirsiz hissedilen hafif yel, nefha

  Güneş gene alevlendi, kavak yapraklarına türkü söyleten serin esinti dindi. - Tarık Buğra

[isim]

[eskimiş]

• Ağacın düşen yapraklarını toplayıp dibine gömme

[sıfat]

[felsefe]

• Maddeyle ilgisi olmayan, manevi olan, spiritüel

• Manevi, özdeksel karşıtı

[sıfat]

• İçinde insan, hayvan ve doğa ögeleri bulunan (resim veya heykel), figüratif

[isim]

• Edinilen, kazanılan şey

[isim]

• Türkiye'nin Doğu Anadolu Bölgesi'nde yer alan illerinden biri

[sıfat]

• Semiz, semirtilmiş

  Avludan atlar geçmeye başladı. Hepsi besili ve bakımlı idi. - Tarık Buğra

[sıfat]

• Dinî

[isim]

[kimya]

• Yüz kısım kauçuğun otuz iki kısım kükürtle işlenmesinden elde edilen plastik madde

[isim]

[halk ağzında]

• Hafif esinti

[sıfat]

• Kar fırtınalı

  İstanbul'un tipili bir gününde öğle yemeğine çıkmış. - Yusuf Ziya Ortaç

[isim]

[eskimiş]

• Değiştirme

Ata Sözleri ve Deyimler

• tebdil etmek
• tebdil gezmek
• tebdili şaşmak

[isim]

[ruh bilimi]

• İnsanın davranışlarının temelini oluşturan cinsel içgüdü

  Daha evlenirken yaşamlarının libidoları belliydi. - Necati Cumalı