DİRENÇSİZ Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

DİRENÇSİZ harflerini içeren 5 harfli 24 kelime bulunuyor. 5 harfli DİRENÇSİZ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Dirençsiz ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Dirençsiz olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

İÇSİZ12, ÇİZER11, EZİNÇ11, DİZİN10, DENİZ10, EDİNÇ10, ZİNDE10, ERSİZ9, ENSİZ9, NESİÇ9, ERİNÇ8, ERZİN8, İNDİS8, İÇERİ8, NEZİR8, SEDİR8, DİREN7, DERİN7, İRSEN6, NESİR6, SİREN6, SİNİR6, SENİR6, SERİN6

İRSEN (Kelime Kökeni: Arapça irs̱en)

[zarf]

[eskimiş]

  • Kalıtım yoluyla

NESİR (Kelime Kökeni: Arapça nes̱r)

[isim]

[edebiyat]

  • Düzyazı

    Her millette olduğu gibi bizde de kelimeleri şiir canlandırmış, nesir sadece kullanmıştır. - Yahya Kemal Beyatlı

SİREN (Kelime Kökeni: Fransızca sirène)

[isim]

  • İtfaiye, cankurtaran ve polis araçlarında bulunan, tiz ses çıkaran uyarıcı alet

    İtfaiyelerin çanları çalıyor, sirenleri ötüyordu. - Çetin Altan

  • Üst tarafı kız, alt tarafı balık olduğuna inanılan deniz kızı

SİNİR

[isim]

[anatomi]

  • Duyu ve hareket uyarılarını beyinden organlara, organlardan beyne ileten beyazımsı teller ve bu tellerin oluşturduğu demet

    Koket ruhu artık yüzünün sinirlerini idare etmiyordu. - Reşat Nuri Güntekin

  • Rahatsız edici, hastalık derecesine varan aşırı duyarlılık

    Bu kadının bir siniri var, kan görünce bayılır.

  • Herhangi bir şey, bir olay karşısında tepki gösterme duyarlığı ve kişinin ruhsal niteliği

    Sende hiç sinir yok mu, bu kadar aldırmazlık olur mu?

    Tren kalktıktan biraz sonra sinirlerdeki gerginlik geçer. - Reşat Nuri Güntekin

[sıfat]

  • Hoşa gitmeyen, can sıkan

    Ne sinir şey!

[halk ağzında]

  • Kas kirişi ve zarı

    Etin sinirlerini ayırmak.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sinirine dokunmak
  • siniri oynamak
  • siniri tutmak
  • sinir kesilmek
  • sinirleri altüst olmak
  • sinirleri ayakta olmak
  • sinirleri boşanmak
  • sinirleri bozulmak
  • sinirleri gergin olmak
  • sinirleri gerilmek
  • sinirleri gevşemek (veya yatışmak)
  • sinirlerine hâkim olmak
  • sinirlerini bozmak
  • sinirlerini germek
  • sinir sahibi olmak

Birleşik Kelimeler: sinir argınlığı, sinir bilimi, sinir buhranı, sinir doku, sinir harbi, sinir hastalığı, sinir hastası, sinir ilacı, sinir kanatlılar, sinir küpü, sinir otları, sinir otu, sinir savaşı, sinir sistemi, sinir törpüsü, sinirleri kuvvetli, sinirleri zayıf

SENİR

[isim]

[halk ağzında]

  • İki dağ arasındaki sırt

SERİN

[sıfat]

  • Az soğuk, ılık ile soğuk arası

    Kuşluk vaktinin sıcağına rağmen bina loş ve serin. - Refik Halit Karay

  • Hoşa giden, hafif bir soğukluk veren

Ata Sözleri ve Deyimler

  • serin gel!
  • serin tutmak

Birleşik Kelimeler: serinkanlı

DİREN

[isim]

  • Dirgen

DERİN

[sıfat]

  • Dibi yüzeyinden veya ağzından uzak olan

    Genç kız onun kırık dişli ağzının içindeki derin karanlığa bakıyor. - Ömer Seyfettin

  • Yüzeyden içeri inen
  • Kendi türünde çok gelişmiş, en ileri durumda olan

    Mevlâna gibi derin ve vectli bir insanın elinde ise belki en mütekâmil şeklini almış bulunuyordu. - Asaf Halet Çelebi

  • Yoğun

    Henüz kapkaranlıktı dışarısı ve derin bir sessizlik içindeydi ev. - Ayşe Kulin

  • Uzun süren

    Bir iki derin nefesten sonra teneffüsünün ritmi düzeldi. - Peyami Safa

[mecaz]

  • Ayrıntılı

    Hangi limana varacağını bilmeyen gemiciye derin bir denizcilik bilgisinin faydası ne? - İsmet Özel

[mecaz]

  • İçten gelen

    Bir yandan da bundan derin bir utanç duyuyorum. - Adalet Ağaoğlu

[isim]

  • Dip

    Körfezdeki dalgın suya bir bak göreceksin / Geçmiş gecelerden biri durmakta derinde - Yahya Kemal Beyatlı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • derine inmek

Birleşik Kelimeler: derin derin, derin devlet, derin dondurucu, derin soğutma, derin soğutucu, derin uyku, uykusu derin

ERİNÇ

[isim]

  • Hiçbir eksiği, üzüntüsü ve acısı olmama durumu, dirlik, rahat, huzur

    Değiliz, erinç içinde değiliz biz, erinç içinde olmayı da aramıyoruz, dilemiyoruz. - Nurullah Ataç

ERZİN

[isim]

  • Hatay iline bağlı ilçelerden biri

İNDİS (Kelime Kökeni: Fransızca indice)

[isim]

  • Bir harf üzerine konulan işaret

[matematik]

  • Bir harf, benzer fakat yine de değişik biçimlerde iki veya daha çok kez kullanılmak istendiğinde harfin üstüne veya altına eklenen ayırıcı işaret

[matematik]

  • Bir kökün derecesini göstermek için kök işaretinin kolları arasına konulan sayı

İÇERİ

[isim]

  • İç yan, iç bölüm, dışarı karşıtı

    İçeriden sesler geliyor.

  • İç, iç yüzey

    Odanın içerisi bu kadar adam almaz.

[sıfat]

  • İç yüzeyde, iç bölümde olan

    İçeri odadan sesler geliyor.

[zarf]

  • İç yana, iç yana doğru

    İçeri girmekten korkarak bahçedeki demir kanepeye oturmak istedi. - Peyami Safa

[mecaz]

  • Gönül, yürek

[mecaz]

  • Hapishane

Ata Sözleri ve Deyimler

  • içeri (veya içeriye) atmak (veya almak veya tıkmak)
  • içeriden çıkmak
  • içeriden evlenmek
  • içeride olmak
  • içeri girmek
  • içeriye dalmak
  • içeriye düşmek

NEZİR (Kelime Kökeni: Arapça neẕr)

[isim]

[eskimiş]

  • Adak

    Yerden bir avuç saman aldı, ellerinin arasında bir nezri yerine getirir gibi ovuşturup havaya üfledi. - Ahmet Hamdi Tanpınar

Birleşik Kelimeler: nezretmek

SEDİR (Kelime Kökeni: Arapça ṣadr)

[isim]

  • Arkalıksız, üstü minderli ve yastıklı olabilen, oturmaya veya yatmaya yarayan ev eşyası, divan

    Bizi geniş sedirlerle çevrilmiş keten örtülü bir büyük odaya aldılar. - Burhan Felek

[isim]

[bitki bilimi]

  • Kozaklılardan, çiçekleri sarı veya açık yeşil renkli, boyu 40 metre kadar olabilen ve kerestesi yapı işlerinde kullanılan bir orman ağacı, dağ servisi (Cedrus)

Birleşik Kelimeler: aksedir

ERSİZ

[sıfat]

  • Kocasız