DİPÇİKLEMEK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler

DİPÇİKLEMEK harflerini içeren 6 harfli 36 kelime bulunuyor. 6 harfli DİPÇİKLEMEK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

DİPÇİK15, İPEKÇİ13, PİÇLİK13, PEÇELİ13, ÇİMDİK12, EDEPLİ12, PİDELİ12, KEPMEK11, ÇİLEME10, ÇEKMEK10, ÇELMEK10, ÇELMİK10, EMEKÇİ10, İPEKLİ10, İÇİLME10, KİPLİK10, PEKLİK10, DİLMEK9, DELMEK9, DEMLİK9, DİLEME9, DİKMEK9, EDİLME9, EDİMLİ9, ELEKÇİ9, KLİKÇİ9, KEÇELİ9, DİKLİK8, LİKİDE8, EKİLME7, EMEKLİ7, İKİLEM7, KİMLİK7, KELİME7, KEMLİK7, MELİKE7

EKİLME

[isim]

  • Ekilmek işi

EMEKLİ

[sıfat]

  • Emek harcanarak elde edilen, zor, zahmetli

[isim]

  • Belirli bir süre çalıştıktan sonra kanunlar gereği işi ile ilgisi kesilerek kendisine aylık bağlanmış olan kimse, tekaüt

    Buraya gelenler hep asker emeklileridir. - Haldun Taner

Ata Sözleri ve Deyimler

  • emekli olmak
  • emekliye ayırmak (veya çıkarmak veya çıkartmak)
  • emekliye ayrılmak (veya çıkmak)
  • emekliye sevk etmek

Birleşik Kelimeler: emekli aylığı, emekli ikramiyesi, emekli maaşı, malulen emekli

İKİLEM

[isim]

[mantık]

  • İki önermesi bulunan ve her iki önermenin vargısı olan tasım, kıyasımukassem, dilemma
  • İnsanı istenmeyen seçeneklerden birini, çoğunlukla iki seçenekten birini izlemeye zorlayan tartışma, sorun veya usa vurma durumu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ikilemde kalmak
  • ikileme düşmek

KİMLİK

[isim]

  • Toplumsal bir varlık olarak insanın nasıl bir kimse olduğunu gösteren belirti, nitelik ve özelliklerin bütünü

    Sanırım uzun zaman kimliğini korumak, güçlü kalabilmek için direndi. - Reha Mağden

  • Kişinin kim olduğunu tanıtan belge, kimlik belgesi, kimlik kartı, tanıtma kartı, hüviyet
  • Herhangi bir nesneyi belirlemeye yarayan özelliklerin bütünü

Birleşik Kelimeler: kimlik belgesi, kimlik kartı, millî kimlik, öğrenci kimliği

KELİME (Kelime Kökeni: Arapça kelime)

[isim]

  • Anlamlı ses veya ses birliği, söz, sözcük, lügat

    Tayyare kelimesine alışan millet, uçak kelimesine de alışır. - Orhan Veli Kanık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kelimeleri tartarak konuşmak
  • kelimenin tam anlamıyla

Birleşik Kelimeler: kelime cambazı, kelime hazinesi, kelimeişehadet, kelime kadrosu, kelime karışıklığı, kelime oyunu, kelime sıklığı, kelime türü, kelime vurgusu, kelimesi kelimesine, anahtar kelime, basit kelime, birleşik kelime, bitişik kelime, kesik kelime, kısaltmalı kelime, taklidî kelime, türemiş kelime, yalın kelime, olumsuzluk kelimesi

KEMLİK

[isim]

  • Kötülük

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kemlik etmek

MELİKE (Kelime Kökeni: Arapça melike)

[isim]

[eskimiş]

  • Kadın hükümdar

    Saba melikesi Belkıs da kendisine Yemen iklimlerinin en güzel atlarından hediyeler göndermişti. - Necip Fazıl Kısakürek

  • Padişah karısı

Birleşik Kelimeler: çayırmelikesi

DİKLİK

[isim]

  • Dik olma durumu

Birleşik Kelimeler: başı diklik

LİKİDE (Kelime Kökeni: Fransızca liquidé)

[sıfat]

  • Alacak ve verecekleri hesaplayarak sonucu belirlenmiş

Ata Sözleri ve Deyimler

  • likide etmek

DİLMEK

[-i]

  • Bir bütünü ince ve yassı parçalara ayırarak kesmek

    Şimdi bu elemanları ince ince dileceğim. - Aka Gündüz

[halk ağzında]

  • Yarmak

DELMEK

[-i]

  • Delik açmak, delik duruma getirmek

    Taşın göze dokunmadığını ve bir parmak aşağıda yanağı deldiğini gördü. - Peyami Safa

[mecaz]

  • İncitmek, kırmak

Birleşik Kelimeler: ciğerdeldi, ağaçdelen, gökdelen, kardelen, kargadelen, zindandelen

DEMLİK

[isim]

  • İçerisinde çay demlenen emzikli kap

Birleşik Kelimeler: demlik poşet

DİLEME

[isim]

  • Dilemek işi

DİKMEK

[-e]

[-i]

  • Bir cismi dik olarak durdurmak

    Bir yere direk dikmek.

  • Yetiştirmek için bir bitkiyi toprağa yerleştirmek

    Boş toprağa bir koru dikseniz otuz yılda gölge verir. - Falih Rıfkı Atay

[-i]

  • Bardak, kadeh, testi vb. kapların içindekini bir çırpıda, bir solukta içmek

    Doldurmasıyla kadehini dikmesi, gözünü kırpmadan tek yudumda devirmesi bir oluyor. - Attila İlhan

  • Beklemek için birini bir şeyin başına getirmek

    O günden sonra kapıya diktiği bir bekçiye iş çıkışları işçilerin üstlerini arattı. - Lâtife Tekin

  • Top, taş vb.ni dikine havaya atmak
  • Yapı kurmak, inşa etmek

[spor]

  • Top vb.ni oyun alanında belirli bir yere koymak

    Oyuncu topu penaltı noktasına dikti.

[-i]

  • Biçilmiş veya yırtılmış kumaş, deri, yara vb.ni iğneye geçirilmiş iplikle tutturmak

    Giysi dikmek.

EDİLME

[isim]

  • Edilmek işi

    Çaylarımıza koşarlar, evimize davet edilmeyi nimet bilirler, etrafımızda dolaşırlar. - Hüseyin Cahit Yalçın