DİPDİNÇ ile Oluşan Kelimeler (DİPDİNÇ Kelime Türetme)
DİPDİNÇ harflerinden oluşan 16 kelime bulunuyor. DİPDİNÇ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Dipdinç kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.
7 Harfli Kelimeler
DİPDİNÇ18
4 Harfli Kelimeler
İPÇİ11, DİNÇ9, ÇİNİ7, İÇİN7, DİNİ6, İNDİ6
3 Harfli Kelimeler
ÇİP10, PİÇ10, DİP9, İNÇ6, DİN5, İNİ3
2 Harfli Kelimeler
İP6, İÇ5, İN2
İN
- Yaban hayvanlarının kendilerine yuva edindikleri kovuk
- Mağara
Ata Sözleri ve Deyimler
- in gibi
- İnsan
Ata Sözleri ve Deyimler
- in cin
- in cin top oynamak
- in cin yok
- in misin, cin misin
İNİ
- Kayın (II)
DİN (Kelime Kökeni: Arapça dīn)
-
Tanrı'ya, doğaüstü güçlere, çeşitli kutsal varlıklara inanmayı ve tapınmayı sistemleştiren toplumsal bir kurum, diyanet
Her dinin mabetleri bütün müminlere açıktır. - Hüseyin Cahit Yalçın
-
Bu nitelikteki inançları kurallar, kurumlar, töreler ve semboller biçiminde toplayan, sağlayan düzen
Yazık ki bu sanat ve din bahsinde bana arkadaşlık edecek kültürde değil. - Refik Halit Karay
- İnanılıp çok bağlanılan düşünce, inanç veya ülkü, kült
Ata Sözleri ve Deyimler
- dinden imandan çıkmak
- dinden imandan olmak
- dini bir uğruna
- dini gibi bilmek
- dini imanı para
- dinime küfreden (veya söven veya dahleden) bari Müslüman olsa
- dinim hakkı için (veya aşkına)
- dinine yandığım
Birleşik Kelimeler: din adamı, din baronu, din birliği, din dışı, din erki, din felsefesi, dini bütün, gizli din, Hak dini
- C.G.S. sisteminde 1 gramlık bir kütlenin hızını saniyede 1 santimetre artıran güç birimi: Bir nevton 105 din'e eşittir
- Bir şeyin en yüksek ve sivri noktası
Birleşik Kelimeler: din doruğu
- İlmek
İÇ
-
Herhangi bir durumun, cismin veya alanın sınırları arasında bulunan bir yer, dâhil, dış karşıtı
Deniz gecenin içinde, gece denizin içindedir. - Çetin Altan
- Oyuk şeylerin boşluğu
-
Cisimlerin yüzeyleri arasında kalan her nokta
Tahtanın içi çürümüş.
- Nesnelerin veya kimselerin arasında bulunan nesne veya kimse, ara
-
Ten ile dış giysiler arası
Boynumda kalın yün atkı, içimde çift kat fanila, gene de titriyorum. - Erhan Bener
-
Kabuğu olan veya dışı kabuk durumunda bulunan yiyeceklerde kabuğun sardığı bölüm
Ekmek içi. Ceviz içi.
- Pirinç, soğan ve baharatla hazırlanan, dolmalarda kullanılan karışım
-
Mide, bağırsak, karın
İçi bulanmak. İçi sürmek.
-
Akıl, gönül, irade gibi insanın manevi varlığını oluşturan şeylerden herhangi biri
İçimizdeki sevinçleri, kederleri paylaşacak insan nerede? - Sait Faik Abasıyanık
-
Bir ülke, şehir, topluluk vb.nde olan veya yapılan
Yurt içi ulaşım. Şehir içi haberleşme. Aile içi ilişkiler.
- Değişik yemeklerde kullanılmak üzere et ile sebzelerin ince kıyımının karıştırılması ve yoğrulmasıyla meydana getirilen karışım
-
Somut kavramlarda iki veya ikiden çok şeyde merkeze daha yakın olan
İç kapının perdesi yanlara doğru açıldı. - Peyami Safa
-
İnsanın manevi varlığıyla ilgili olan
İç dünyamız.
- Muhteva
Ata Sözleri ve Deyimler
- iç (veya içini) dökmek
- iç açmak
- iç bağlamak
- iç çekmek
- iç etmek
- iç geçirmek
- iç gıcıklamak
- içi açılmak
- içi alaylı, dışı kalaylı
- içi almamak
- içi bayılmak
- içi beni yakar, dışı eli (veya seni) yakar
- içi boşalmak
- içi bulanmak
- içi burkulmak
- içi cız etmek
- içi çekmek
- içi daralmak
- içi dayanmamak
- içi dışı bir (olmak)
- içi dışına çıkmak
- içi erimek
- içi ezilmek
- içi ezim ezim ezilmek
- içi geçmek
- içi gitmek
- içi götürmemek
- içi hop etmek
- içi ısınmak
- içi içine geçmek
- içi içine sığmamak
- içi içini yemek
- içi kabul etmemek
- içi kağşamak
- içi kalkmak (veya kabarmak)
- içi kan ağlamak
- içi kapanmak
- içi kararmak
- içi kazınmak (veya kıyılmak)
- içinde duymak
- içinde kaybolmak
- içinden bir şeyler kopmak
- içinden çıkmak
- içinden geçirmek
- içinden geçmek
- içinden gelmek
- içinden gülmek
- içinden kan gitmek
- içinden konuşmak
- içinden okumak
- içinden olmak
- içinden yanmak
- içinde yüzmek
- içine almak
- içine ateş atmak
- içine ateş düşmek
- içine atmak
- içine baygınlıklar çökmek
- içine çekilmek (veya kapanmak)
- içine çekmek
- içine daralma gelmek
- içine dert olmak
- içine doğmak
- içine dokunmak
- içine etmek (veya sıçmak)
- içine fenalık gelmek (veya basmak)
- içine hüzün çökmek
- içine işlemek
- içine kurt düşmek
- içine kuşku çökmek
- içine oturmak
- içine sinmek
- içine sokacağı gelmek
- içine su serpilmek
- içine tükürmek
- içini açmak
- içini bayıltmak (veya kıymak)
- içini boşaltmak
- içini burkmak
- içini çekmek
- içini çürütmek
- içini dondurmak
- içini ezmek
- içini ısıtmak
- içini karartmak
- içini kemirmek
- içini kurt yemek (veya kemirmek)
- içinin ateşi küllenmek
- içinin yağı erimek
- içini okumak
- içini parçalamak (veya parça parça etmek)
- içini sarmak
- içini sıkmak
- içini sızlatmak
- içini yakmak
- içini yemek
- içi paralanmak (veya parçalanmak)
- içi rahat etmek
- içi sıkılmak
- içi sızlamak
- içi sürmek
- içi titremek
- içi vık vık (veya fık fık veya pır pır) etmek
- içi yağ bağlamak
- içi yanmak
- iç tutmak
Birleşik Kelimeler: iç acısı, iç ağ, iç ağa, iç asalak, iç bakla, iç barış, iç başkalaşım, iç bellek, iç borç, iç borçlanma, iç bölge, iç bulantısı, iç burukluğu, içbükey, iç cep, iç cümle, iç çamaşırı, iç çokgen, iç denetçi, iç denetim, içdenetir, iç denge, iç deniz, iç deri, iç donu, iç dünya, iç ek, iç etek, iç evlilik, iç gezegen, iç göbek, iç göç, içgöreç, içgörü, iç görüm, içgösterir, içgüdü, iç güveyi, iç güveyisi, iç harp, iç hastalıkları, iç hat, iç ısı, iç ısıtıcı, iç içe, iç işleri, iç itim, iç itmek, iç kafiye, iç kapak, iç kavuz, iç kulak, iç kuyu, iç lastik, iç merkez, iç mimar, iç mimari, iç odun, iç oğlanı, iç pazar, iç pilav, iç plazma, iç politika, iç saha, iç salgı, iç savaş, iç ses, iç spiker, iç su, iç sürme, içtepi, iç ters açı, iç turizm, iç tümce, iç türeme, iç tüzük, iç uyak, içyağı, iç yarıçap, içyüz, iç yüz, iç zar, içe bakış, içe dönük, içe kapanık, içe yöneliklik, içi boş, içi çıfıt çarşısı, içi dar, içi fesat, içi geniş, içi tez, için için, içler acısı, sağ iç, sol iç, avuç içi, badem içi, bakla içi, ceviz içi, çevrim içi, ders içi, fındık içi, fıstık içi, hafta içi, hizmet içi eğitim, kavuniçi, meslek içi eğitim, meyve içi, rahim içi araç, yurt içi
DİNÎ (Kelime Kökeni: Arapça dīnī)
-
Dinle ilgili, din üzerine, dinsel
Herkes, vicdan, dinî inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir. - Anayasa
Birleşik Kelimeler: dinî bayram
İNDİ (Kelime Kökeni: Arapça ʿindī)
-
Herkesçe kabul edilebilecek bir temele bağlanamayıp yalnız bir kişinin kendi kanısına dayanan
Bizden evvelki zamanların tarihleri hep değilse de ekseriyetle indi vesikalara istinat etmiştir. - Aka Gündüz
İNÇ (Kelime Kökeni: İngilizce inch)
- Uzunluğu 2,54 santimetre olan İngiliz uzunluk ölçü birimi, parmak, pus
İP
-
İplik
Tavandan ip yumakları, urganlar, gemici fenerleri sarkardı. - Necati Cumalı
- Asarak öldürme cezası
Ata Sözleri ve Deyimler
- ip atlamak
- ipe çekmek
- ipe dizmek
- ipe gelesice
- ipe gitmek
- ipe sapa gelmemek
- ipe un sermek
- ipi (birinin) eline geçmek
- ipi çözmek
- ipi kırmak
- ipi koparmak
- ip inceldiği yerden kopar
- ipini çekmek
- ipini kırmak
- ipini koparmak
- ipin ucunu kaçırmak
- ipi sapı yok
- ipiyle kuyuya inilmez
- ip koptuğu yerden bağlanır
- iple çekmek
- ipleri birinin elinde olmak
- ip takmak
- ipten almak
- ipten kazıktan kurtulmuş
- ipten kuşak kuşanmak
Birleşik Kelimeler: ip cambazı, ip iskelesi, ip merdiven, ip torba, ipucu, ipi çürük, ipi kırık, yağlı ip, çamaşır ipi, çırpı ipi, diş ipi, İngiliz ipi
ÇİNİ (Kelime Kökeni: Farsça çīnī)
-
Duvarları kaplayıp süslemek için kullanılan, bir yüzü sırlı ve genellikle çiçek resimleriyle bezeli, pişmiş, balçık levha, fayans
Bizi sarar bir sülüs yazı görsek duvarda / Bize heyecan verir bir parça yeşil çini - Faruk Nafiz Çamlıbel
-
Sırlı ve süslü, pişmiş balçıktan yapılan
Çini sobayı gürültü etmemeye çalışarak yakardı. - Refik Halit Karay
Ata Sözleri ve Deyimler
- çini döşemek
İÇİN
-
Amacıyla, maksadıyla
Ukalalık yapmamak için bütün gayretine rağmen yine de o düşündüğünü yapmıştı. - Sait Faik Abasıyanık
-
Neden ve sonuç belirten bir söz
Hastanın uykuda olduğunu söylemesi sırf vakit kazanmak içindi. - Reşat Nuri Güntekin
-
-den dolayı, -den ötürü
Bu büyükşehirde ona ilk hitap eden adam olduğu için ona yüreğini açmak ihtiyacını duyuyordu. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
-
Özgü, ayrılmış
Sizin için bir kitap getirdim.
-
Düşüncesince, kendince, göre
Bizim için çok enteresan bir şeydi bu yeni icat. - Burhan Felek
-
Hakkında
Gel gör ki dilimin ucunda kağnı var. Kağnılar için de bir çift sözüm var. - Bedri Rahmi Eyuboğlu
-
Oranla, göz önünde tutulursa
Bu şapka senin için büyük.
-
Karşılığında, karşılık olarak
Bu eşyalar için kaç lira ödediniz?
-
Uğruna, yoluna
Neler yapmadık şu vatan için. - Orhan Veli Kanık
-
Süre belirten bir söz
Açık söyleyeyim, size birkaç gün için sığındım. - Aka Gündüz
-
Ant deyimleri yapan bir söz
Namusum hakkı için. Çocukların başı için.
DİNÇ
-
Gücü ve sağlık durumu yerinde, canlı, zinde, tendürüst, tüvana
Kısa kesilmiş çember sakallı, iri ağızlı, yetmişlik, dinç bir ihtiyar. - Memduh Şevket Esendal
-
Canlı, zinde bir biçimde
Sabah olunca, bütün gece uyumamasına karşın kendini dinç hissediyordu. - İhsan Oktay Anar
Birleşik Kelimeler: başı dinç
DİP
-
Oyuk veya çukur bir şeyin en alt bölümü
Denizin dibinde oltanın ucu, etrafında izmaritler oynaşıyor. - Ahmet Ümit
-
Taban
Tencerenin dibi.
-
Dikili duran bir şeyin yerle birleştiği nokta ve çevresi veya bir şeyin yanı başı
Erkeklerin hepsi duvar dibindeydiler şimdi. - Ayşe Kulin
-
Kapalı bir yerin kapıya göre en uzak bölümü
Karagöz perdesinin karşısına dizilmiş koltuklardan en diptekine oturdu. - Attila İlhan
-
Arka, kıç
Hepsi de tavuğun dibinden sabah sabah çıkmış, taptazedir. - Ercüment Ekrem Talu
Ata Sözleri ve Deyimler
- dibe vurmak
- dibi görünmek
- dibi görünmeyen sudan geçme
- dibi kırmızı mumla (veya bal mumuyla) mı çağırdım
- dibine darı ekmek
- dibine kadar
- dibini boylamak
- dibini bulmak
- dibini kurcalamak (veya karıştırmak)
- dibini tutmak
Birleşik Kelimeler: dip ağı, dip balıkçılığı, dip bucak, dipdam, dip dibe, dip doruk, dip koçanı, dipnot, fincandibi, kazandibi
ÇİP (Kelime Kökeni: İngilizce chip)
-
Yonga
Bilgisayar çipi.
PİÇ (Kelime Kökeni: Farsça pīç)
- Anası ile babası arasında evlilik bağı olmadan dünyaya gelen çocuk, haramzade, veledizina
- Babası belli olmayan çocuk
- Her şeyin küçüğü, büyüğü ile aynı nitelikte olmayan
- Terbiyesiz, arsız çocuk
- Kalleş, kurnaz, kötü niyetli kimse
- Bir bitkinin çevresinde yeniden beliren sürgün ve filiz
Ata Sözleri ve Deyimler
- piç etmek
- piç olmak
Birleşik Kelimeler: piç kurusu
İPÇİ
- İp üreten, yapan veya satan kimse