DİNLEYEBİLME Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

DİNLEYEBİLME harflerini içeren 5 harfli 55 kelime bulunuyor. 5 harfli DİNLEYEBİLME kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Dinleyebilme ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Dinleyebilme olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

DEYİM10, MİDYE10, MEBDE10, YEDME10, BİYEL9, BİNDİ9, BİLYE9, BENDE9, BELDE9, BEYİN9, BEDİİ9, BEDEN9, BEDEL9, DEBİL9, DENEY9, EBEDİ9, EDEBİ9, NEDBE9, BİNME8, BİLME8, BİLİM8, DEMLİ8, DEMİN8, DELME8, DENİM8, DİLME8, DİLİM8, DİNME8, DENME8, EYLEM8, MEYİL8, MEBNİ8, NEDİM8, YELME8, YEMİN8, YENME8, BELLİ7, BELEN7, BENLİ7, DELİL7, DİLLİ7, DİNLİ7, DENLİ7, ELDEN7, EBELİ7, LEYLİ7, YELİN7, YELLİ7, YENLİ7, ELEME6, ENLEM6, ENEME6, MİLLİ6, MİLEL6, NEMLİ6

ELEME

[isim]

  • Elemek işi, eliminasyon

[spor]

  • Çeyrek sona katılacak sporcu ve takımları ayırmak için düzenlenen seçme yarışı

Birleşik Kelimeler: eleme sınavı, ön eleme

ENLEM

[isim]

[coğrafya]

  • Yer yuvarlağı üzerinde herhangi bir noktadan geçen paralel ile Ekvator arasındaki yay parçasının açısal değeri, arz derecesi

Birleşik Kelimeler: enlem dairesi

ENEME

[isim]

  • Enemek işi

MİLLİ

[sıfat]

  • Mil içeren

[sıfat]

  • Milletle ilgili, millete özgü, ulusal

    İstiklal Harbi'nde millî duyguları aksettiren ümit ile dolu yazılarını hâlâ unutmadık. - Orhan Seyfi Orhon

Birleşik Kelimeler: millî değer, millî dil, millî eğitim, millî ekonomi, millî gelir, millî güvenlik, millî hüviyet, millî iktisat, millî irade, millî kimlik, millî marş, Millî Misak, millî mücadele, Millî Mücadele, millî müdafaa, millî park, millî savunma, millî takım, millî varlık, Misakımillî

MİLEL (Kelime Kökeni: Arapça milel)

[isim]

[eskimiş]

  • Milletler, uluslar

Birleşik Kelimeler: beynelmilel

NEMLİ

[sıfat]

  • Nemi olan, az ıslak, rutubetli, kuru karşıtı

    Hafif bir rüzgâr dalgası nemli saçlarının arasından geçti. - Peyami Safa

[mecaz]

  • Yaşlı (göz)

BELLİ

[sıfat]

  • Beli olan

    Hani sen benim gibi ince belli sarışınları severdin? - Nezihe Araz

Birleşik Kelimeler: karınca belli

[sıfat]

  • Bilinmedik bir yanı olmayan, malum

    Hâlimiz, vaktimiz sizce belli. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

  • Gizli olmayan, ortada olan, anlaşılan, bedihi, zahir, aşikâr

    Bu azade insanlarda her türlü adiliklerden uzak bir efendilik olduğu ne kadar da bellidir. - Asaf Halet Çelebi

  • Belirli, muayyen

    Bu oyun çok kısa, belli bir temsil süresi doldurmuyor. - Adalet Ağaoğlu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • belli etmek
  • belli olmak

Birleşik Kelimeler: belli başlı, belli belirsiz

BELEN

[isim]

[halk ağzında]

  • Bel
  • Tepe
  • Bayır
  • Dağ üzerindeki yüksek geçit, dik dağ yolu

[isim]

  • Hatay iline bağlı ilçelerden biri

BENLİ

[sıfat]

  • Ben (I) bulunan

    Tılsımı çözmek için kadının sırtı benli olmalı imiş. - Sait Faik Abasıyanık

Birleşik Kelimeler: püskürme benli

DELİL (Kelime Kökeni: Arapça delīl)

[isim]

  • İnsanı aradığı gerçeğe ulaştırabilecek iz, emare

    Milletlerin hürriyet için yaptıkları fedakârlıklardan canlı deliller gösteriyordu. - Peyami Safa

[hukuk]

[mantık]

  • Kanıt

    Elde hiçbir delil olmadığı için serbest bırakıldı. - Sait Faik Abasıyanık

[eskimiş]

  • (deli:li) Kılavuz, rehber

DİLLİ

[sıfat]

  • Dili olan
  • Konuşkan, sürekli ve tatlı konuşan, cerbezeli

    Daha çok küçük, dört yaşında bile yok. Öyle dilli ki kimseye laf bırakmıyordu. - Oktay Rifat

  • Dedikoducu, ileri geri konuşan

    Benim işim yok senin o dilli kardeşlerinin arasında. - Necati Cumalı

Birleşik Kelimeler: dilli düdük, dudu dilli, iki dilli, pabuç dilli, sivri dilli, tatlı dilli

DİNLİ

[sıfat]

  • Dinî inancı olan

DENLİ

[edat]

  • `Kadar` anlamında üstünlük derecesini belirten bir söz

    İnsan sevgisi ne kadar yoğunsa gözü karardığında cesareti de o denli delice idi. - Ayşe Kulin

[sıfat]

  • Ağırbaşlı, sözleri ve davranışları ölçülü olan (kimse)

Birleşik Kelimeler: denli densiz

ELDEN

[zarf]

  • Doğrudan
  • Başkasıyla

    Parayı elden yolladı.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • elden almak

Birleşik Kelimeler: elden düşme, art elden, bir elden, ilk elden, tezelden

EBELİ

[sıfat]

  • Ebesi olan