DİNGİLDETMEK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler
DİNGİLDETMEK harflerini içeren 5 harfli 100 kelime bulunuyor. 5 harfli DİNGİLDETMEK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
GEDME12,
ETKEN
-
Etki eden şey, faktör
Bu sanatçıların çoğunun başarısında dış ülkelerde edindikleri sahne görgü ve kültürü etken olmuştur. - Metin And
- Bir madde üzerinde belli bir değişiklik yapan şey, müessir
-
Doğrudan doğruya öznenin yaptığı işi anlatan, öznesi belli olan fiil, etken fiil, aktif, aktif fiil, malum, edilgen karşıtı
Kırmak, bilmek etken fiillerdir.
Birleşik Kelimeler: etken fiil, etken madde
ETKİN
- Hareketli, işleyen, çalışan, faal, aktif, dinamik
- Fiilde bulunan, etkinlik gösteren, edilgin karşıtı
- Kimyasal tepkimelere katılma yatkınlığı gösteren (molekül, atom)
Birleşik Kelimeler: etkin okul, etkin öğretim, aşırı etkin, ışın etkin
ETLİK
- Kış için etinden kıyma, kavurma, pastırma ve sucuk yapılan semiz hayvan
- Buzdolabında et koymak için ayrılmış yer
ETNİK (Kelime Kökeni: Fransızca ethnique)
- Kavimle ilgili, budunsal, kavmî
EKİLİ
-
Ekilmiş olan, mezru
Ekili tarla.
ENTEL (Kelime Kökeni: Fransızca intellectuelle'den)
- Entelektüel olmaya özenen ancak bunun için gerekli olan niteliği kazanmamış (kimse)
-
Sahte aydın
Gençlerin bazıları entellerle birlikte olmaktan gurur duyduklarını söylüyorlar. - Tomris Uyar
Ata Sözleri ve Deyimler
- entel takılmak
İTLİK
-
İtçe davranış
Hatıralarda ırza ve namusa taarruzu, itliği kalmıştı. - Yahya Kemal Beyatlı
İLETİ
- Yazı veya sözle verilen, gönderilen bilgi, mesaj
İLKİN
-
Başta, başlangıçta, önce, iptida
Ortalıkta gergin bir hava esiyordu, ilkin yadırgamadım. - Adalet Ağaoğlu
KİTİN (Kelime Kökeni: Fransızca chitine)
- Eklem bacaklıların ve kabukluların dış dokusunu oluşturan, bazı mantar ve likenlerde de rastlanan, dayanıklı ve esnek organik madde
KİTLE (Kelime Kökeni: Arapça kutle)
-
Bir yerde toplanmış, bir araya gelmiş insan topluluğu, kütle
Kendimi bu acı ve acıklı kitlenin bir parçası gibi hissediyordum. - Halide Edip Adıvar
- Belirli işleviyle özellik gösteren büyük insan kalabalığı, kütle
- Kist
Birleşik Kelimeler: kitle haberleşmesi, kitle iletişimi, kitle turizmi, hedef kitle
KİLİT (Kelime Kökeni: Farsça kelīd, kilīd)
-
Anahtar, düğme gibi takılıp çıkarılabilen bir parça yardımıyla çalışan kapatma aleti
Sonunda kapının kilidi gözyaşlarıma dayanamadı. - Yusuf Ziya Ortaç
- Bir yanı değirmi, öbür yanına demir çubuk geçirilmiş olan yarım halka
- Atların alnından alt çenesine uzanan beyazlık
Ata Sözleri ve Deyimler
- kilidi küreği olmamak
- kilit altına almak
- kilit gibi olmak
- kilit kürek altına almak
- kilit kürek olmak
- kilit vurmak
Birleşik Kelimeler: kilit dili, kilit mevki, kilit nokta, kilit sarma, kilit taşı, kilit yeri, asma kilit, bindirme kilit, gömme kilit, ispanyolet kilit, komple kilit, şifreli kilit, topuzlu kilit, bagaj kilidi, baston kilidi, donanım kilidi, emniyet kilidi
KİNLİ
- Kindar
KETEN (Kelime Kökeni: Arapça kettān)
- Ketengillerden, çiçekleri mavi renkte ve beş taç yapraklı, lifleri dokumacılıkta kullanılan bir bitki (Linumusitatissimum)
-
Bu bitkinin liflerinden yapılmış (dokuma vb.)
Saçları, yüzü, bolerosu, keten elbisesi, hepsi vücuduna yapışmış. - Ahmet Hamdi Tanpınar
Birleşik Kelimeler: keten helva, keten kuşu, keten tohumu, bataklık keteni, su keteni, yaban keteni
KENET
- İki sert cismi birbirine bağlamaya yarayan, iki ucu sivri ve kıvrık metal parça
Ata Sözleri ve Deyimler
- kenet etmek
- kenet gibi yapışmak
Birleşik Kelimeler: kenet mili