DİNDAŞLIK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

DİNDAŞLIK harflerini içeren 5 harfli 27 kelime bulunuyor. 5 harfli DİNDAŞLIK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

DALIŞ11, DANIŞ11, AŞKIN9, AŞLIK9, ALKIŞ9, AKŞIN9, KIŞLA9, KANIŞ9, KAŞLI9, KALIŞ9, NAKIŞ9, ŞANLI9, ANDIK8, DILAK8, İŞKAL8, KANİŞ8, KADIN8, NAKŞİ8, LADİN7, LADİK7, NAKDİ7, ANLIK6, KANLI6, KALIN6, LAKİN5, NAKLİ5, NAKİL5

LAKİN (Kelime Kökeni: Arapça lākin)

[bağlaç]

  • Ama

    Halis bir şiir fena okunabilir lakin sahte bir şiir iyi okunamaz. - Yahya Kemal Beyatlı

  • Ancak

NAKLÎ (Kelime Kökeni: Arapça naḳlī)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Taşıma ile ilgili olan
  • Nakle dayanan, anlatılan, söylenen (gerçek)

Birleşik Kelimeler: naklî mazi

NAKİL (Kelime Kökeni: Arapça naḳl)

[isim]

  • Bir yerden alıp başka bir yere iletme, aktarma, taşıma, geçirme, aktarım
  • Göç, taşınma

    İşte, nakil masrafı da avucumda, diyerek otuz lirayı saydı. - Sermet Muhtar Alus

  • Anlatma, söyleme, hikâye etme
  • Bir görevden başka bir göreve atanma, tayin
  • Yazı veya resmin aynısını başka bir şeyin üzerine yapma, kopya etme
  • Başka dilden bir eseri kendi diline çevirme, tercüme etme

Birleşik Kelimeler: nakil aracı, nakil vasıtası, nakledilmek, nakletmek, naklettirmek, bitki nakli, kan nakli, organ nakli

[sıfat]

[eskimiş]

  • Taşıyan, aktaran, geçiren
  • Anlatan, hikâye eden

[fizik]

  • İletken

ANLIK

[sıfat]

  • Kısa süren, bir an içinde olan, enstantane

    Beni hatırlatıyor, benimle olmayı anlık bir duygu hâlinde olsa da istiyor muydu? - Tarık Buğra

  • Bir anda oluşan, gelişen, spontane

[isim]

[ruh bilimi]

  • Duyu ve iradeden ayrı olarak düşünülen bilme yetisi

[isim]

[ruh bilimi]

  • Anlama gücü, usa vurma, yargılama, müdrike, entelekt

Birleşik Kelimeler: bir anlık

KANLI

[sıfat]

  • Kan bulaşmış

    Öldürdüğü güzele ağlayan bu katilin / Elleri kanlı fakat gözyaşları temizdi - Enis Behiç Koryürek

  • Kanı olan
  • Kan dökülmesine neden olan

    Bu savaş çok kanlı olacak, beyler. - Tarık Buğra

  • İsteyerek kan dökmüş olan (kimse), hunriz, katil
  • Kanlanmış olan

    Kanlı göz.

[isim]

  • Kan davasında taraf olan kimse

    Oğlumun kanlısı Abbas kâfiri değil, oğlumun kanlısı Esme'dir. - Yaşar Kemal

[tıp]

  • Kanı yoğun olan, demevi

    Kanlı adam.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kanlı gömlek gizlenemez
  • kanlısı olmak
  • kanlı yaş (veya yaşlar) dökmek

Birleşik Kelimeler: kanlı ishal, kanlı bıçaklı, kanlı canlı, kanlı katil, ağırkanlı, delikanlı, serinkanlı, sıcakkanlı, soğukkanlı

KALIN

[sıfat]

  • Cisimlerde uzunluk ve genişlik dışında üçüncü boyutu çok olan (cisim), ince karşıtı

    Alt katta her tarafın pencereleri kalın, sık demir parmaklıklarla örtülüydü. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

  • Enli ve gür (kaş)
  • Yoğun, akıcılığı az olan

    Kalın bir sis tabakası.

  • Etli, dolgun

    Dudakları kalın, yüzü ergenlik içinde... - Memduh Şevket Esendal

  • Pes (ses)

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kalın incelene kadar ince süzülür

Birleşik Kelimeler: kalın bağırsak, kalın kafa, kalın ses, kalın ünlü, kalın yağ, ensesi kalın

[isim]

[halk ağzında]

  • Gelin olacak kıza erkek tarafından verilen para veya armağan, ağırlık

    Babam senden çok mu istedi kalını? - Halk türküsü

[isim]

  • Mayalı hamurun parçalara ayrılıp tandırda pişirilmesiyle elde edilen ekmek türü

LADİN

[isim]

[bitki bilimi]

  • Çamgillerden, 50-60 metre yüksekliğinde, düz gövdeli, kozalağı aşağıya doğru sarkık, kerestesi ve reçinesi değerli, çam türüne çok yakın bir orman ağacı (Picea)

    Gölgesinde koyun, kuzu yatışır / Servidir, ladindir ormanlarımız - İbrahim Sağır

LÂDİK

[isim]

  • Samsun iline bağlı ilçelerden biri

NAKDÎ (Kelime Kökeni: Arapça naḳdī)

[sıfat]

  • Parasal

    Ve bu nakdî fedakârlıkların yekûnuyla, dört beş aile rahat rahat geçinebilirdi. - Nazım Hikmet

Birleşik Kelimeler: nakdî ceza, nakdî kıymet, nakdî teminat, nakdî vergi, nakdî yardım

ANDIK

[isim]

[halk ağzında]

  • Sırtlan

DILAK

[isim]

[halk ağzında]

  • Bızır

İŞKÂL (Kelime Kökeni: Arapça işkāl)

[isim]

[eskimiş]

  • Güçleştirme, zorlaştırma, çetinleştirme

Ata Sözleri ve Deyimler

  • işkâl etmek

KANİŞ (Kelime Kökeni: Fransızca caniche)

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Uzun, kıvırcık tüylü bir cins köpek

    Köpek siyah beyaz karışık uzun tüylü bir kaniş, kedi kaplan postlu, yeşil gözlü bir tekir. - Ömer Seyfettin

KADIN

[isim]

  • Erişkin dişi insan, hatun, hatun kişi, zen

    Yanlarında, kendileriyle ahbaplık edecek dostlar, hizmetlerine koşacak kadınlar veya erkekler görmek isterler. - Abdülhak Şinasi Hisar

[sıfat]

  • Analık veya ev yönetimi bakımından gereken erdemleri, becerileri olan

[mecaz]

  • Hizmetçi bayan

[eskimiş]

  • Bayan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kadının fendi, erkeği yendi
  • kadının yüzünün karası erkeğin elinin kınası
  • kadın olmak

Birleşik Kelimeler: kadınana, kadın avcısı, kadın başına, kadın berberi, kadınbudu, kadındüğmesi, kadınevi, kadıngöbeği, kadın hareketi, kadın hastalıkları, kadın kadına, kadın kadıncık, kadınnine, kadın terzisi, kadın ticareti, kadıntuzluğu, kadınlar hamamı, ana kadın, ayşekadın, bohçacı kadın, genel kadın, kiralık kadın, kötü kadın, temizlikçi kadın, yazıcı kadın, bilim kadını, ev kadını, hayat kadını, iş kadını, Osmanlı kadını, salon kadını, sokak kadını

NAKŞİ (Kelime Kökeni: Arapça naḳş + -ī)

[isim]

  • Nakşibendi