DEĞNEKÇİLİK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

DEĞNEKÇİLİK harflerini içeren 5 harfli 48 kelime bulunuyor. 5 harfli DEĞNEKÇİLİK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

ÇİĞDE17, DEĞEÇ17, ÇİĞLİ15, ÇİĞİN15, ÇİĞİL15, DEĞİN14, DEĞİL14, NİĞDE14, EĞLEK12, İĞLİK12, LEĞEN12, ÇEDİK10, DİKEÇ10, DİKÇE10, EDİNÇ10, ÇİLEK8, ÇİNLİ8, ÇENEK8, ÇELİK8, ÇEKEL8, ÇEKİK8, ÇELEK8, ÇELEN8, ÇEKEK8, ELÇEK8, İÇKİN8, İÇLİK8, İLENÇ8, KEKEÇ8, LEÇEK8, DENEK7, DELİK7, DİLEK7, DİKEN7, DİNLİ7, DİNEK7, DİKEL7, DENLİ7, ELDEN7, KENDİ7, EKİLİ5, İLKİN5, KİNİK5, KİNLİ5, KELİK5, KELEK5, LİKEN5, NİKEL5

EKİLİ

[sıfat]

  • Ekilmiş olan, mezru

    Ekili tarla.

İLKİN

[zarf]

  • Başta, başlangıçta, önce, iptida

    Ortalıkta gergin bir hava esiyordu, ilkin yadırgamadım. - Adalet Ağaoğlu

KİNİK (Kelime Kökeni: Fransızca cynique)

[sıfat]

[felsefe]

  • Sinik

KİNLİ

[sıfat]

  • Kindar

KELİK

[isim]

[halk ağzında]

  • Eski ayakkabı

KELEK

[isim]

[bitki bilimi]

  • Olgunlaşmamış, ham kavun
  • Irmaklarda işleyen ve şişirilmiş tulumlar üzerine kurulan bir tür sal

[sıfat]

  • Yer yer çıplaklığı veya boşluğu olan

    Kelek mısır.

[sıfat]

  • Kılsız

    Kelek tulum.

[sıfat]

[argo]

  • Aptal

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kelek atmak
  • kelek yapmak

LİKEN (Kelime Kökeni: Yunanca)

[isim]

[bitki bilimi]

  • Bir mantarla bir su yosununun ortak yaşamasıyla ortaya çıkan bitkilerin genel adı

[tıp]

  • Kaşındırıcı bir deri hastalığı

Birleşik Kelimeler: liken bilimi

NİKEL (Kelime Kökeni: Fransızca nickel)

[isim]

[kimya]

  • Atom numarası 28, atom ağırlığı 58,71, yoğunluğu 8,9 olan, gümüş parlaklığında, demir sertliğinde, kolay işlenebilen ve kolayca tel durumuna getirilebilen bir element (simgesi Ni)

Birleşik Kelimeler: nikel kaplama

DENEK

[isim]

  • Üzerinde deney yapılan canlı veya şey

    Yeni denek adaylarıyla uğraşmak onun göreviydi. - Osman Aysu

Birleşik Kelimeler: denek taşı

DELİK

[isim]

  • Dar, küçük açıklık

    Anahtar deliği karanlıktı, içeriden belli belirsiz sesler geliyordu. - Yusuf Atılgan

  • Dar, küçük çukur

    Küçük çocuk, kulübenin kenarına yığılmış taşlardan yukarıda bir deliğe sıkışmıştı. - Sait Faik Abasıyanık

  • Küçük hayvan yuvası

    Fare deliği.

[sıfat]

  • Delinmiş olan

    Hangi evden istedilerse gittim, dama çıktım, akan delik kiremidi buldum, yerine sağlam kiremit koydum. - Hamdullah Suphi Tanrıöver

[argo]

  • Cezaevi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • deliğe tıkmak
  • delik büyük, yama küçük
  • delik eğirmek

Birleşik Kelimeler: delik deşik, cebi delik, kara delik, kubbeli delik, kulağı delik, noktalı delik, yüreği delik, budak deliği, burun deliği, fare deliği, gözetleme deliği, hava deliği, iğne deliği

DİLEK

[isim]

  • Bir kimsenin dilediği şey, istek, talep, temenni, rica, murat

    Denizciler, koro hâlinde iyi dileklerini tekrarladılar. - Halikarnas Balıkçısı

Birleşik Kelimeler: dilek kipi

DİKEN

[isim]

  • Bazı bitkilerin dal, yaprak, meyve kabuğu vb. bölümlerinde ve bazı hayvanların derisinde bulunan sert, ucu sivri ve batıcı çıkıntılardan her biri

    Gül dikeni. Kirpinin dikenleri.

  • Bu çıkıntıları çok olan bitki

Ata Sözleri ve Deyimler

  • diken battığı yerden çıkar
  • diken üstünde oturmak (veya olmak)

Birleşik Kelimeler: dikence, diken diken, diken dutu, akdiken, çakırdiken, sarıdiken, çalı dikeni, demir dikeni, deve dikeni, domuz dikeni, eşek dikeni, geyik dikeni, kar dikeni, meryemana dikeni, öz dikeni, peygamber dikeni, sakız dikeni, teke dikeni

DİNLİ

[sıfat]

  • Dinî inancı olan

DİNEK

[isim]

[halk ağzında]

  • Dinlenmek için durulan yer

DİKEL

[isim]

[halk ağzında]

  • Meni