DEĞİŞTİRİM Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

DEĞİŞTİRİM harflerini içeren 5 harfli 23 kelime bulunuyor. 5 harfli DEĞİŞTİRİM kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

DEĞİŞ17, İĞDİŞ17, DEĞİM15, DİRİĞ14, DİĞER14, İĞDİR14, EĞRİM13, İTEĞİ12, ŞİMDİ11, ŞEDİT10, ERMİŞ9, ŞETİM9, DİTME8, DEMİR8, DİRİM8, İŞRET8, REŞİT8, ŞERİT8, TİRŞE8, TEŞRİ8, RİTİM6, TERİM6, İRİTE5

İRİTE (Kelime Kökeni: Fransızca irrité)

[isim]

  • `Sinirlendirmek, rahatsız etmek` ve tıp alanında `tahriş etmek, kaşındırmak` anlamında irite etmek birleşik fiilinde kullanılan bir söz

RİTİM (Kelime Kökeni: Fransızca rythme)

[isim]

[müzik]

  • Dizem

Birleşik Kelimeler: ritim saz

TERİM

[isim]

  • Bir bilim, sanat, meslek dalıyla veya bir konu ile ilgili özel ve belirli bir kavramı karşılayan kelime, ıstılah

    Bazıları ise terimlerimizi milletlerarası esaslara bağlamak davasındadırlar. - Falih Rıfkı Atay

[mantık]

  • Geleneksel mantıkta özne veya yüklem

[matematik]

  • Cebirsel bir anlatımda + veya - işaretleri arasında bulunan parçalardan her biri

[matematik]

  • Bir denklemde = işaretinin iki yanındaki anlatımlardan her biri

[matematik]

  • Bir kesrin pay ve paydasından her biri, had

Birleşik Kelimeler: terim bilimi, terimler dizgesi, büyük terim, küçük terim, orta terim, bir terimli, çok terimli, iki terimli

DİTME

[isim]

  • Ditmek işi

DEMİR

[isim]

[kimya]

  • Atom numarası 26, atom ağırlığı 55,847, yoğunluğu 7,8 olan, 1510 °C'de eriyen, mavimtırak esmer renkte, özellikle çelik, döküm ve alaşımlar durumunda sanayide kullanılmaya en elverişli element (simgesi Fe)

[sıfat]

  • Bu elementten yapılmış

    Hemşiresiyle rıhtımın kenarındaki demir kanepeye oturdular. - Peyami Safa

  • Bu elementten yapılmış parça

    Ocak demiri. Kapı demiri. Pencere demiri.

  • Ayakkabı topuğuna veya ayakkabı burnuna aşınmayı önlemek için çakılan, özel olarak yapılmış madenden parça

[sıfat]

[mecaz]

  • Güçlü, kuvvetli, sert

    O kadar çabuk uyanmıştı ki kalbinin demir bir elle sıkıldığını duydu. - Sait Faik Abasıyanık

[denizcilik]

  • Çıpa

Ata Sözleri ve Deyimler

  • demir almak
  • demir atmak
  • demire vurmak
  • demir gibi
  • demir ıslanmaz, deli uslanmaz
  • demir nemden, insan gamdan çürür
  • demir taramak
  • demir tavında dövülür
  • demir üzerinde

Birleşik Kelimeler: demir ağacı, demirbaş, demir bilek, demir boku, demir dikeni, demir hat, demirhindi, demirkapan, demir kapı, Demirkazık, demir kırı, demir leblebi, demir oksit, demir para, demir pası, Demirperde, demir perde, demir rengi, demir resmi, demir sülfat, demir yeri, demir yolcu, demir yolu, demir yumruk, ak demir, aydemir, çekme demir, çifte demir, çubuk demir, delikli demir, dişi demir, dökme demir, erkek demir, hasır demir, iğdemir, kütük demir, nervürlü demir, buz demiri, gözdemiri, ızgara demiri, kol demiri, köşe demiri, kulak demiri, L demiri, özek demiri, saban demiri, topuk demiri

DİRİM

[isim]

  • Hayat, yaşam

    Ölüm burada bir sanatçının büyüsüyle yeniden dirime dönüşüyor. - Selim İleri

  • Yaşama gücü

Birleşik Kelimeler: dirim bilimi, dirim konisi, dirim kurgu, dirim suyu, ölüm dirim

İŞRET (Kelime Kökeni: Arapça ʿişret)

[isim]

[eskimiş]

  • İçki içme

    İşret meclisi.

REŞİT (Kelime Kökeni: Arapça reşīd)

[sıfat]

[eskimiş]

[hukuk]

  • Ergin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • reşit olmak

ŞERİT (Kelime Kökeni: Arapça şerīṭ)

[isim]

  • Dar, uzun dokuma veya kumaş parçası

    Güzel bir şeritle künyemi göğsüme bağladım ve gittim. - Falih Rıfkı Atay

  • Dar, uzun kıyı parçası

    Deniz şeridi. Kara şeridi.

  • Herhangi bir maddenin dar, düz, ince ve uzun parçası
  • Bir kara yolunda trafik çizgileri ile ayrılmış bölümlerden her biri

    Sol şerit geçişe ayrılmıştır.

[hayvan bilimi]

  • Şeritgillerden, vücudu yassı, birbirine kenetlenmiş boğumları bulunan ve bazısı metrelerce boyda olan bir bağırsak asalağı, tenya, sığır tenyası, sığır şeridi, abdestbozan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • şerit değiştirmek

Birleşik Kelimeler: şerit balığı, şerit ihlali, şerit makarna, şerit metre, şerit perde, manyetik şerit, sağ şerit, sol şerit, daktilo şeridi, emniyet şeridi, güvenlik şeridi, sahil şeridi, sığır şeridi, suşeridi, tırmanma şeridi, trafik şeridi

TİRŞE (Kelime Kökeni: Farsça terāşe)

[isim]

  • Yeşil ile mavi arası renk

[sıfat]

  • Bu renkte olan

    Rıhtım kenarlarında en taze yosunların tirşe çizgisi var. - Ruşen Eşref Ünaydın

  • Parşömen

Birleşik Kelimeler: tirşe gözlü

TEŞRİ (Kelime Kökeni: Arapça teşrīʿ)

[isim]

[eskimiş]

  • Yasama

Birleşik Kelimeler: teşri kuvveti

ERMİŞ

[isim]

[din bilgisi]

  • Dinî inançlara göre kendisinde olağanüstü manevi güç bulunan kişi, eren, evliya, veli

    Anadolu ermişlerinin hikâyesini de kendine özgü üslubuyla anlatmıştır. - Nezihe Araz

ŞETİM (Kelime Kökeni: Arapça şetm)

[isim]

[eskimiş]

  • Sövme, sövgü

ŞEDİT (Kelime Kökeni: Arapça şedīd)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Yeğin, şiddetli

    Bu şedit boğuşma yarım saatten ziyade sürdü. - Ömer Seyfettin

ŞİMDİ

[zarf]

  • Şu anda, içinde bulunduğumuz zamanda

    Şimdi daha bahtiyar bir haberi sevgili bir sesten bizzat duymaya imkân buluyoruz. - Abdülhak Şinasi Hisar

  • Az sonra, yakında

    Ben arabayı garaja bırakıp şimdi döneceğim. - Cahit Uçuk

  • Az önce, biraz önce, demin

    Otobüs şimdi geçti, öbürü ne zaman gelir bilmem.

  • Artık, bundan böyle, bu duruma göre

    Sizden kaçan hayvanı da şimdi kim bilir hangi semtte satacaklar? - Burhan Felek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • şimdiden tezi yok
  • şimdiye kadar (veya dek)

Birleşik Kelimeler: şimdi şimdi