DEĞİŞEBİLMEK Harflerini İçeren 7 Harfli Kelimeler

DEĞİŞEBİLMEK harflerini içeren 7 harfli 34 kelime bulunuyor. 7 harfli DEĞİŞEBİLMEK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

DEĞİŞME20, DEĞİŞİM20, DEĞİŞKE19, DEĞİŞİK19, EĞLEŞME18, DEĞİMLİ17, EĞLEMEK15, EĞİLMEK15, BİLEŞİM13, BİLEŞME13, BİLİŞME13, BEŞLEME13, DİŞEMEK13, DİŞLEME13, DEŞİLME13, İŞKEMBE13, BİLEŞİK12, BİLEŞKE12, DİKELİŞ12, EŞLEMEK11, EŞİLMEK11, EKLEŞME11, İŞLEMEK11, İLİŞMEK11, KEŞLEME11, MEŞELİK11, BİLEMEK10, BEKLEME10, BELEMEK10, DİLEMEK10, DİKİLME10, DİKELME10, EDİLMEK10, İKİLEME8

İKİLEME

[isim]

  • İkilemek işi

[dil bilgisi]

  • Anlamı güçlendirmek için aynı kelimenin tekrarlanması, anlamları birbirine yakın, karşıt olan veya sesleri birbirini andıran kelimelerin yan yana kullanılması: Yavaş yavaş, irili ufaklı, aşağı yukarı gibi

BİLEMEK

[-i]

  • Kesici aletlerin ağzını çark, zımpara, eğe, bileği taşı vb.nde keskinleştirmek, keskin duruma getirmek, kılağılamak, zağlamak

[mecaz]

  • Güçlendirmek, etkisini artırmak

BEKLEME

[isim]

  • Beklemek işi

    Gelince beklememi sıkı sıkı tembih etmişler. - Fikret Otyam

Ata Sözleri ve Deyimler

  • beklemeye almak

Birleşik Kelimeler: bekleme odası, bekleme salonu, bekleme süresi, bekleme yeri

BELEMEK

[-e]

[-i]

[halk ağzında]

  • Çocuğu kundaklamak
  • Beşiğe yatırıp bağlamak
  • Bulamak, bulaştırmak

DİLEMEK

[-i]

  • Birinden bir şeyin yapılmasını istemek, rica etmek, arzu etmek

    Yalnız bu hususta beni bağışlamanızı dilerim. - Memduh Şevket Esendal

[nesnesiz]

  • Biri için bir dilekte bulunmak

    Karadakiler her lisandan hayırlı yolculuklar dilediler. - Refik Halit Karay

[mecaz]

  • Kendi düşünce, görüş ve isteğini yapmak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • dilediği gibi

DİKİLME

[isim]

  • Dikilmek işi

Birleşik Kelimeler: gün dikilmesi

DİKELME

[isim]

  • Dikelmek işi

EDİLMEK

  • Etme işine konu olmak, yapılmak

    Birine yardım edildi. Birinden rica edildi. Onunla münakaşa edildi.

EŞLEMEK

[-i]

  • Benzer iki şeyi bir araya getirmek

[sinema]

[televizyon]

  • Ses ile görüntü arasında gerekli bağı sağlamak

EŞİLMEK

[nesnesiz]

  • Eşme işine konu olmak

EKLEŞME

[isim]

  • Ekleşmek işi

İŞLEMEK

[-i]

  • Bir şeye emek vererek onu daha elverişli bir duruma getirmek

[nesnesiz]

  • İnce ve süslü şeyler yapmak, nakışlamak

    Para için işlemediğini iddia eden bu fakir ihtiyar şüphesiz sanatının âşığıydı. - Memduh Şevket Esendal

[-e]

  • İçine girmek, etkilemek, nüfuz etmek

    O uzun ve derin bakış genç adamın ta yüreğine kadar işlemişti. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[-e]

  • Nakşetmek

    Al bayrağa narin eller işliyor zafer / Uzaklarda yaralanır kahraman nefer - Enis Behiç Koryürek

[nesnesiz]

  • İyi çalışmak, müşterisi bol olmak
  • Durağan durumdan hareketli duruma geçmek, çalışmak
  • Herhangi bir konuyu ele alarak incelemek, öğretmek
  • Düşüncelerini herhangi birine etki yaparak benimsetmek

    Ali Rıza Bey bu ilk çocuğu ile, bir çiçek meraklısı, bahçesiyle oynar gibi oynamış, onu ancak kendi hayalinde yaşayan mükemmel insan maddelerine göre işlemişti. - Reşat Nuri Güntekin

[-den]

  • İşlek, etkin durumda olmak

    Lütfügiller büyücek bahçelerinin ana yola açılan kapısından işlerlerdi. - Sait Faik Abasıyanık

[nesnesiz]

  • Çıban, olgunlaşma yolunda olmak

[nesnesiz]

  • Yara, kapanmamak

[nesnesiz]

  • Gidip gelmek

    Şimdi otomobillerin, otobüslerin işledikleri asfalt caddeden bir zamanlar ne kervan ne insan geçerdi. - Sermet Muhtar Alus

  • Hesapları, kayıtları düzenli olarak tutmak veya gereken yere aktarmak

    Tayın çizelgelerini düzenliyorum, ambar defterini işliyorum. - Erhan Bener

  • Herhangi bir ürünü satışa sunulmadan önce birtakım işlemlerden geçirmek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • işleyen demir pas tutmaz (veya ışıldar)

Birleşik Kelimeler: özişler

İLİŞMEK

[-e]

  • Bir şeye hafifçe dokunmak, takılmak

    Elim çiçeklere ilişti, vazo devrildi.

  • Elini sürmek, dokunmak

    Bir sancılı yerine dokunmuşum gibi ızdırapla 'bırak, ilişme' diye inledi. - Falih Rıfkı Atay

  • Bir şeyin kenarına kısa bir süre için oturmak

    Sonra gene usulca hastanın karyolasına yandan ilişerek oturdu. - Necati Cumalı

  • Karışmak, rahat vermemek, müdahale etmek

    Sanat edebiyat açısından, derginin politikasıyla tam uyuşmasa da burada tek satırıma ilişmediler. - Adalet Ağaoğlu

[mecaz]

  • Değinmek, sözünü etmek

    O konuya hiç ilişmedik.

[halk ağzında]

  • Şaka etmek

KEŞLEME

[isim]

  • Keşlemek durumu

MEŞELİK

[isim]

  • Meşe korusu veya meşe ormanı