DEVŞİRİMLİ Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

DEVŞİRİMLİ harflerini içeren 5 harfli 27 kelime bulunuyor. 5 harfli DEVŞİRİMLİ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

DEVİM14, İŞLEV14, REVİŞ14, VERİŞ14, DEVRİ13, DEVİR13, İVEDİ13, VERDİ13, EVRİM12, VERİM12, ŞİMDİ11, DİŞLİ10, DİŞİL10, DİLİŞ10, ERMİŞ9, İŞLEM9, ŞİLEM9, DEMLİ8, DEMİR8, DİLME8, DİLİM8, DİRİM8, DİRİL7, LİDER7, RİMEL6, REMİL6, İLERİ5

İLERİ

[isim]

  • Herhangi bir şeye göre daha ötede olan yer, geri karşıtı
  • Bir şeyin ulaşılacak yönü

    Yolun ilerisi düz.

  • Henüz gelmemiş zaman, gelecek, sonra

[sıfat]

  • Önde bulunan

    İleri karakol. İleri hat.

[sıfat]

  • Doğrusundan daha çok gösteren (saat)

    Saat beş dakika ileridir.

[sıfat]

[mecaz]

  • Benzerlerini geride bırakmış

    İleri fikirler.

[zarf]

  • Öne doğru, ileri doğru

    Masayı biraz ileri çekelim.

[ünlem]

  • `Amaca doğru durmadan yürü` anlamında kullanılan bir seslenme sözü

    Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz'dir. İleri! - Atatürk

[spor]

  • Temel duruşta ayak uçlarının gösterdiği yön

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ileri (veya ileriye) gitmek
  • ileri almak
  • ileri atılmak (veya çıkmak)
  • ileri geçmek
  • ileri gelmek
  • ileri götürmek
  • ilerisine gitmek
  • ileri sürmek
  • ileri varmak
  • ileriyi görmek

Birleşik Kelimeler: ileri gelen, ileri geri, ileri görüş, ileri gözetleyici, ileri karakol, ileri teknoloji, ileri uç, ileri vites

RİMEL (Kelime Kökeni: Fransızca rimmel)

[isim]

  • Kadınların kirpiklerini kıvırmak ve daha uzun göstermek için fırça ile sürdükleri yağlı sürme, maskara

    Nihayet kirpiklerine de birer fırça rimel dokundurdu, onları da dikleştirdi. - Peyami Safa

REMİL (Kelime Kökeni: Arapça reml)

[isim]

[eskimiş]

  • Kumda birtakım çizgiler çizerek fala bakma
  • Bu biçimde bakılan fal

Ata Sözleri ve Deyimler

  • remil atmak (veya dökmek)

DİRİL

[sıfat]

[biyoloji]

  • Diriksel

Birleşik Kelimeler: diril ısı

[isim]

  • Şilte yüzü veya gömlek yapmaya yarar pamuklu bir kumaş

LİDER (Kelime Kökeni: Fransızca leader)

[isim]

  • Önder, şef

    İhtilal partisinin liderini yakından ilk defa tanıyacaktım. - Falih Rıfkı Atay

  • Bir partinin veya bir kuruluşun en üst düzeyde yönetimiyle görevli kimse

    Politika kargaşalarına gömülmüş liderler, ufukta bekleyen tehlikeyi göremiyorlardı. - Samiha Ayverdi

[spor]

  • Bir yarışmada başta bulunan takım veya yarışmacı

DEMLİ

[sıfat]

  • Çok demlenmiş, koyu (çay)

DEMİR

[isim]

[kimya]

  • Atom numarası 26, atom ağırlığı 55,847, yoğunluğu 7,8 olan, 1510 °C'de eriyen, mavimtırak esmer renkte, özellikle çelik, döküm ve alaşımlar durumunda sanayide kullanılmaya en elverişli element (simgesi Fe)

[sıfat]

  • Bu elementten yapılmış

    Hemşiresiyle rıhtımın kenarındaki demir kanepeye oturdular. - Peyami Safa

  • Bu elementten yapılmış parça

    Ocak demiri. Kapı demiri. Pencere demiri.

  • Ayakkabı topuğuna veya ayakkabı burnuna aşınmayı önlemek için çakılan, özel olarak yapılmış madenden parça

[sıfat]

[mecaz]

  • Güçlü, kuvvetli, sert

    O kadar çabuk uyanmıştı ki kalbinin demir bir elle sıkıldığını duydu. - Sait Faik Abasıyanık

[denizcilik]

  • Çıpa

Ata Sözleri ve Deyimler

  • demir almak
  • demir atmak
  • demire vurmak
  • demir gibi
  • demir ıslanmaz, deli uslanmaz
  • demir nemden, insan gamdan çürür
  • demir taramak
  • demir tavında dövülür
  • demir üzerinde

Birleşik Kelimeler: demir ağacı, demirbaş, demir bilek, demir boku, demir dikeni, demir hat, demirhindi, demirkapan, demir kapı, Demirkazık, demir kırı, demir leblebi, demir oksit, demir para, demir pası, Demirperde, demir perde, demir rengi, demir resmi, demir sülfat, demir yeri, demir yolcu, demir yolu, demir yumruk, ak demir, aydemir, çekme demir, çifte demir, çubuk demir, delikli demir, dişi demir, dökme demir, erkek demir, hasır demir, iğdemir, kütük demir, nervürlü demir, buz demiri, gözdemiri, ızgara demiri, kol demiri, köşe demiri, kulak demiri, L demiri, özek demiri, saban demiri, topuk demiri

DİLME

[isim]

  • Dilmek işi
  • Dört köşe uzunlamasına kesilmiş ağaç

DİLİM

[isim]

  • Bir bütünden kesilmiş veya ayrılmış ince, yassı parça

    Ekmek satan yer yokmuş, bir dilim kek alabilmek üzere bir pastacıya giriyorum. - Adalet Ağaoğlu

  • Radyatör parçalarından her biri
  • Belli ölçülere göre oluşmuş bölüm

[edebiyat]

  • Değişik anlatı türü, masal, efsane, bilmece vb. bir metnin, bir eserin aslından az çok ayrılan değişik biçimli olanı, epizot

Birleşik Kelimeler: dilim dilim, baklava dilimi, saat dilimi, vergi dilimi

DİRİM

[isim]

  • Hayat, yaşam

    Ölüm burada bir sanatçının büyüsüyle yeniden dirime dönüşüyor. - Selim İleri

  • Yaşama gücü

Birleşik Kelimeler: dirim bilimi, dirim konisi, dirim kurgu, dirim suyu, ölüm dirim

ERMİŞ

[isim]

[din bilgisi]

  • Dinî inançlara göre kendisinde olağanüstü manevi güç bulunan kişi, eren, evliya, veli

    Anadolu ermişlerinin hikâyesini de kendine özgü üslubuyla anlatmıştır. - Nezihe Araz

İŞLEM

[isim]

  • Bir işi sonuçlandırmak için yapılan iş veya uygulamaların hepsi, muamele, muamelat
  • Bir amaca ulaşmak için tutulan yol, prosedür

[ekonomi]

  • Nakit veya menkul değerleri kullanarak alım satım, takas, borçlanma vb. piyasa hareketi

[kimya]

  • Madde üzerinde her türlü değişim yapma işi, muamele

[kimya]

  • Ham veya ara malları ve maddeleri fiziksel, kimyasal değişikliklerle daha uygun, kullanılır duruma getirme, muamele

[matematik]

  • Sayıları karşı karşıya getirip belirli birtakım kurallara uygun olarak birbiri üzerine etkilendirme yöntemi

    Her işlem yeni bir sayı bulmaya varır.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • işleme koymak
  • işlem görmek

Birleşik Kelimeler: işlem hacmi, aritmetik işlem, bilgi işlem, dört işlem, ısıl işlem, veri işlem, borsa işlemi, çıkış işlemi, döviz işlemi, giriş işlemi

ŞİLEM (Kelime Kökeni: Fransızca chelem)

[isim]

  • Briçte bir ekibin, en çok bir el vererek yaptığı oyun

DİŞLİ

[sıfat]

  • Dişleri olan

[isim]

  • Dişleri olan çark

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Kaya balığı

[isim]

  • Ayakkabıcıların sayayı kalıba çekmek için kullandıkları kerpeten gibi bir araç

[mecaz]

  • Sözünü geçiren, istediğini yaptırabilen, güçlü (kimse)

    Tekel Bakanı gibi dişli, partinin ön sıralarında yeri olan bir bakanın kendi söyleyeceklerini önemsemeyeceğini bilirler. - Necati Cumalı

[mecaz]

  • Beklenmedik düzeyde olan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • dişli tırnaklı

Birleşik Kelimeler: uzun dişli, vites dişlisi, çift dişliler

DİŞİL

[sıfat]

[dil bilgisi]

  • Bazı dillerde dişi cinsten sayılan (kelime), müennes