DEVŞİRİMLİ Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler
DEVŞİRİMLİ harflerini içeren 4 harfli 35 kelime bulunuyor. 4 harfli DEVŞİRİMLİ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
İŞVE13,
ERİL
- Bazı dillerde erkek cinsten sayılan (kelime), müzekker
ERİM
-
Bir şeyin erebileceği uzaklık, menzil
El erimi. Göz erimi.
Birleşik Kelimeler: el erimi, göz erimi, kulak erimi, kurşun erimi
- Muştu
EMİR (Kelime Kökeni: Arapça emr)
- Buyruk, komut, talimat, ferman
-
İstek
İkide birde dönüp benden bir emrim olup olmadığını soruyordu. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
- Orta Anadolu'da şarap yapımı için üretilen, orta kalın kabuklu, beyaz renkli, kısa ve karışık budanan bir tür üzüm
Ata Sözleri ve Deyimler
- emir almak
- emir altına almak
- emir vermek
- emrine girmek
- emrine vermek
Birleşik Kelimeler: emir cümlesi, emir eri, emir kipi, emir kulu, emir komuta zinciri, emirname, emir subayı, emretmek, emreylemek, emrihak, emrivaki, emre muharrer senet, yazılı emir, evvelemirde, arama emri, ita emri, ödeme emri, ölüm emri, tediye emri, verile emri
- Araplarda ve bazı Müslüman ülkelerde bir kavim, şehir veya ülkenin başı
ELİM (Kelime Kökeni: Arapça elīm)
-
Acıklı
Geçirmiş olduğum elim sergüzeştin ve sefaletin nihayete ermiş olduğu bir gündü. - Yahya Kemal Beyatlı
İLMÎ (Kelime Kökeni: Arapça ʿilmī)
-
Bilimsel
Tarihin karmakarışık olayları ilmî metotlarla incelenebilir mi? - Cemil Meriç
İLME
- İlmek işi
İLİM (Kelime Kökeni: Arapça ʿilm)
-
Bilim
İlim ilim bilmektir / İlim kendin bilmektir - Yunus Emre
- Ayrıntı, özellik, nitelik
Ata Sözleri ve Deyimler
- ilminden anlamak
- ilmini almak
Birleşik Kelimeler: ilim adamı, ilmiahlak, ilmihâl, manevi ilim, ledün ilmi, müspet ilimler
LİME (Kelime Kökeni: Farsça līme)
- Parça
Birleşik Kelimeler: lime lime
MİRÎ (Kelime Kökeni: Farsça mīr + Arapça -ī)
- Hükûmetin, hazinenin malı olan, beylik
- Devlet hazinesi
Birleşik Kelimeler: mirî kâtibi, mirî mal
MERİ (Kelime Kökeni: Arapça merʿī)
-
Geçerli
Fethi Bey hükûmeti, meri olan bu maddeyi tatbik ettiği için kürsüden izahat vermek ıztırarında kalıyor. - Yahya Kemal Beyatlı
REMİ (Kelime Kökeni: Fransızca rami)
- Genellikle dört kişi arasında elli kâğıtlık bir deste ve iki jokerle oynanan bir iskambil oyunu
DİRİ
-
Yaşamakta olan, yaşayan, canlı, ölü karşıtı
Duydum, görmedimse de hortlayan ölüleri / Fakat hortlak diriden kimin vardır haberi? - Faruk Nafiz Çamlıbel
-
Güçlü, zinde
Diri bir adam.
-
Solmamış, pörsümemiş
Diri çiçek. Diri yaprak.
- Gereği kadar pişmemiş
Ata Sözleri ve Deyimler
- diri kalmak
Birleşik Kelimeler: diri diri, diri örtü
DERİ
-
İnsan ve hayvan vücudunu kaplayan tüy, kıl veya pulla kaplı tabaka, cilt, ten
Bütün kemikleri, ince bir deri altında birer birer sayılıyordu. - Peyami Safa
-
Bu tabakadan yapılmış
Üstünde yine o siyah deri pardösüsü, kolunda siyah deri çantası. - Necati Cumalı
- İşlenerek kullanılır duruma getirilmiş hayvan postu
Ata Sözleri ve Deyimler
- derisi kemiklerine yapışmak
- derisine sığmamak
- derisini yüzmek
Birleşik Kelimeler: deri altı, alt deri, dış deri, iç deri, orta deri, üst deri, dana derisi, domuz derisi, kaplan derisi, tırnak derisi, yılan derisi
- Toplantı, düğün
- Pazar veya panayır kurulan gün, dernek
D
- Döteryum elementinin simgesi
DELİ
-
Aklını yitirmiş olan, akli dengesi bozulmuş olan, mecnun
Gören bizi sanır deli / Usludan yeğdir delimiz - Anonim şiir
-
Coşkun, azgın (hayvan, duygu vb.)
Bu deli öfkeyi kime veya nelere, bir namlu gibi çevireceğini bilemiyordu. - Tarık Buğra
-
Davranışları aşırı ve taşkın olan (kimse), çılgın
Ben delinin biriyim, ateşe girerim. - Falih Rıfkı Atay
Ata Sözleri ve Deyimler
- ... delisi (olmak)
- deli arlanmaz, soyu arlanır
- deli bayrağı açmak
- deli çıkmak
- deli dana (veya danalar) gibi dönmek
- deli deli akanı, bura bura tıkarlar
- deli deliden hoşlanır, imam ölüden
- deli deliyi görünce çomağını (veya değneğini) saklar (veya gizler)
- deliden al uslu haberi
- deli etmek
- deli gibi
- deli ile çıkma yola, başına getirir bela
- deli kızın çeyizi gibi
- delinin eline değnek vermek
- deli olmak
- deli olmak işten değil
- deli pösteki sayar gibi
- deli Raziye gibi
- deli saraylı gibi
- deliye bal tattırmışlar, çarşıda katran bırakmamış
- deliye dönmek
- deliye her gün bayram
- deliye taş atma, başını yarar
Birleşik Kelimeler: deli alacası, deli bal, deli balta, delibaş, deliboynuz, deli bozuk, deli dana hastalığı, deli divane, deli dolu, deli fişek, deli gömleği, deli güllabicisi, deli ırmak, deli orman, deli otu, deli saçması, fermanlı deli, ayran delisi, mahallenin delisi